Eğer orada neler döndüğünü bilen birini bulabilirsek daha şanslı hissedeceğim. | Open Subtitles | سأشعر أني أكثر حظاً إن تمكّنا من إيجاد أيّ شخص هنا، يعلم بمَ كان يجري هناك |
Ama kimse benden daha şanslı olamaz. | Open Subtitles | لكن لا يمكن أن يكون هناك من هو أكثر حظاً مني. |
- Yaşadığına inanamıyorum, diğerlerinden daha şanslı. | Open Subtitles | لا أُصدّق أنها مازالت معنا، إنها أكثر حظاً بكثير من الآخرين. |
General Hammond senin bazı cevaplar elde etmede daha şanslı olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد الجنرال هاموند ربما يكون لديكِ حظ أفضل بالحصول على الأجوبة |
Umarım bu konuda benden daha şanslı olursun. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون لديك في هذا الأمر حظ أفضل مني |
"Gelecek sefere daha şanslı ol" mu? | Open Subtitles | حظّ أفضل في المرة القادمة ؟ أنا قُلتُ ذلك ؟ |
- Şanslı bana. - Düşündüğünüzden daha şanslı olduğu kesin, belki. | Open Subtitles | يا لحظي أكثر حظاً مما تعتقدين ، ربما |
Bu senin birçoğundan daha şanslı yapar. | Open Subtitles | وهذا يجعلك أكثر حظاً من الآخرين |
O ise bazılarından daha şanslı. | Open Subtitles | و هو أكثر حظاً من البعض. |
İnsanlar senin daha şanslı olduğunu anlattı. | Open Subtitles | ! الناس أخبروني بأنك كنت أكثر حظاً |
- O zaman o benden daha şanslı. | Open Subtitles | ـ إذن فهو أكثر حظاً منى |
O zaman o benden daha şanslı. | Open Subtitles | إذن فهو أكثر حظاً منى |
Bay Reese, Lou kumarhane dışında çok daha şanslı. | Open Subtitles | ويا سيّد (ريس)، (لو) أكثر حظاً بكثير خارج أسوار الكازينو. |
Ryan ve Esposito'nun üst katta daha şanslı olduklarını umalım. | Open Subtitles | دعينا نأمل أنّ (رايان) و(أسبوزيتو) لديهما حظ أفضل في الطابق العلوي. |
Belki seninkiler daha şanslı olur. | Open Subtitles | ربما يكون لديك حظ أفضل |
Pete Montreal'de daha şanslı gibi. | Open Subtitles | بيت), لديه حظ أفضل) "في "مونتريال |
"Gelecek yıl daha şanslı ol mu"? | Open Subtitles | \"حظ أفضل في العام المقبل\"؟ |
Ama sen "Gelecek sefere daha şanslı ol" dedin ve beni... | Open Subtitles | فأجبتنى حظّ أفضل في المرة القادمة |