Ve bizi öldürseydi bu şimdiki duruma düşmemizden daha acısız olurdu. | Open Subtitles | وسوف يقتلوننا يكون أقل إيلاما من ما يجب أن تحمل الآن. |
Kahin'i öldürdüğüm için lanetlenmem sadece fiziksel değil daha acısız da değildi. | Open Subtitles | لعنة تلقيتها عن قتل كان أوراكل يست الجسدي، ولكنه ليس أقل إيلاما. |
Şimdi, Bay Fuller, bana elmasların yerini söylerseniz, bu gece katlanılabilecek kadar kısa sürer, ve büyük olasılıkla, büyük bir anlaşma daha acısız olur. | Open Subtitles | الآن، والسيد فولر، إذا كنت تقول لي حيث الماس، وهذه الليلة الحصول أضعافا مضاعفة أقصر، وربما، قدرا كبيرا أقل إيلاما. |
Anılarımız peşimizden kovalamasa yaşamdaki kaç deneyimimiz çok daha acısız olurdu, farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدركين كم تجربة في الحياة ستغدو أقل إيلاماً مالم تلاحقنا ذكرياتها |
Zehrin yokluğu ısırığı daha acısız yapmaz. | Open Subtitles | ومع ذلك قلة السمّ لديها لا يجعل العضة أقل إيلاماً |
Çabuk biter ve Nazilerin size yapacaklarından çok daha acısız olur. | Open Subtitles | انها أقل ألماً بكثير مما سيفعلهُ النازيون لك |
Öte yandan müzik bu işi daha acısız hale getirir. | Open Subtitles | الموسيقى، على أية حال، بتخلية مؤلم أقل بعض الشيء. |
Kullanımı çok daha kolay, çok daha acısız. | TED | انه سهل الاستخدام ، أقل إيلاما بكثير. |
Ama bu, iğnelerini daha acısız hale getirmez. | Open Subtitles | ولكنَّه لا يجعل اللدغات أقل إيلاما ً. |
Bay Bartowski eğer Patron'un yerini söylerseniz çok daha acısız olur. | Open Subtitles | السّيد (بارتوسكي) كل هذا سيكون أقل إيلاما اذا قلت لي أين هو "المنظم" |
Şu anda lipo suction daha acısız görünüyor. | Open Subtitles | في هذه المرحلة، يبدو شفط الدهون أقل إيلاماً. |
Aile hayatımızın daha az berbat hastalıklarımızın daha zararsız baş ağrılarımızın nasıl daha acısız olduğunu düşünürler? | Open Subtitles | "أنّى لهم التفكير بأن عائلاتنا أقل خراباً، سرطاننا أقل إماتتاً، صُداعنا أقل ألماً" |
Öte yandan müzik bu işi daha acısız hale getirir. | Open Subtitles | الموسيقى، على أية حال، بتخلية مؤلم أقل بعض الشيء. |