Şah'la ava çıkmak burada kalıp hayatlarınızı riske atmaktan daha iyi değil mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن تذهب للصيد مع الشاه بدلاً من تعرض نفسك للخطر هُنا؟ |
Eğer öleceksen, dudağındaki gerçekle ölmek daha iyi değil midir? | Open Subtitles | أليس من الأفضل أن تموت وأنت معترف بالحقيقة ومرتاح الضمير ؟ |
Galiba Mende'den daha iyi değil. | Open Subtitles | أعتقد انها ليست أفضل حالاً من لغتي المندية |
Lincoln Cadillac'tan daha iyi değil. | Open Subtitles | اللنكولن ليست أفضل من الكاديلاك |
Bu hapisten daha iyi değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس أفضل من السجن صحيح؟ |
Sensiz daha iyi değil. | Open Subtitles | صدقني هو لَيسَ أفضل حالاً |
İstatiksel olarak şansımız daha iyi değil. | Open Subtitles | إحصائياً فرصنا لم تكن أفضل حال من الآن |
Her iki işi de tam istediğiniz gibi hayal edin, ikisi de birbirinden daha iyi değil. | TED | تخيل الوظيفتين كما شاء بحيث أن كليهما ليس بأفضل من الآخر. |
Mısır gevreği sizin için daha iyi, donut'un tadı çok daha iyi, ama işin sonunda hiçbiri diğerinden daha iyi değil, zor bir seçim. | TED | إن الحبوب أفضل بالنسبة لك، الكعك المحلى طعمه أفضل بكثير، وعمومًا فإن كليهما ليس بأفضل من الآخر، خيار صعب. |
Onun gençlik enerjisine sadık kalmak daha iyi değil mi ? | Open Subtitles | اليس من الأفضل أن تبقى وفياً لشبابك؟ |
Burada ofiste durmak yerine orada birkaç kişiyi haklamak daha iyi değil mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن يكون الضرر هناك في الخارج بدلاً مِنْ مكتبِكَ؟ |
Program çok hassas. Bünyemizde halletmemiz daha iyi değil mi? | Open Subtitles | هذا برنامج حساس، ألا يجب أن تبقيه كشأن داخلي؟ |
Jonathan ben sürsem daha iyi değil mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن أقود أنا؟ سأصل إلى هامبورج؟ |
Harita olduğu yerde kalsa daha iyi değil mi? | Open Subtitles | أليس من الأفضل أن تتركها حيث تكون بمأمن؟ |
Ortalıkta dolaşan zehirleri düşünürsen, senden alması daha iyi değil mi? | Open Subtitles | أليس من الأفضل أن تعطيها أنت عوضاً عن السموم المنتشرة حولنا ؟ |
Gerçeklikle herşeyi mahvetmek yerine olabileceklere sarılmak daha iyi değil mi? | Open Subtitles | أليس من الأفضل أن يبقى حلماً ينتهي كل شيء عندما يتحول إلى حقيقة |
Kız kardeşim, olan şeylerden dolayı daha iyi değil. | TED | أختي ليست أفضل حالاً بسبب ما حدث |
Bizim evdekiler de bunlardan daha iyi değil. | Open Subtitles | فضيّاتنا في البيت ليست أفضل حالاً |
Bizimki sınır geçmişti. "Scenes From An Italian Restaurant" şarkısından daha iyi değil ...ya da... | Open Subtitles | ...لكنّها ليست أفضل من الفرجة على مطعمٍ إيطاليّ بينما |
Burada bir avuç gırtlak kesenle birlikte olmaktan daha iyi değil. | Open Subtitles | تذكر، ليست أفضل من هنا معهذهالمجموعةمنالقتلة... |
daha iyi değil. Üzgünüm. | Open Subtitles | هذا ليس أفضل أنا آسفة |
- Benden daha iyi değil. - Anlıyorum. | Open Subtitles | هو لَيسَ أفضل مِني - أَتفْهمُ - |
İstatiksel olarak şansımız daha iyi değil. | Open Subtitles | إحصائياً فرصنا لم تكن أفضل حال من الآن |
Benimle olması daha iyi değil mi? | Open Subtitles | اليس من الأفضل أن يكون أنا ؟ |