Yani reaktörün çevresindeki muhafaza binası çok daha küçük ve kompakt olabilir. | TED | لذا فيمكن لبناية الاحتواء النووي حول المفاعل أن تكون أصغر وأضيق بكثير. |
Günlük hayatımızda Dünya'yı daha küçük bir yer haline getirmek için ihtiyacımız var. | TED | نحن نحتاج هذا في حياتنا اليومية، من أجل أن نجعل العالم مكانًا أصغر. |
Daha güncel görüntüleme sağlayacak, daha küçük, daha basit yeni bir uydu tasarımı yapmanın bir yolu yok mu? | TED | ألم يكن هنالك من وسيلة لبناء أقمار صناعية جديدة أصغر حجماً، وأكثر بساطة، والتي تسطيع التقاط الصور بشكل أكثر؟ |
Otel odasında terk ettiği sizinkilerden daha küçük bir kızı var. | Open Subtitles | لديه فتاة صغيرة اصغر من ابناءك تركها في غرفة فندق وذهب |
Ve işte daha küçük ölçekte, bir küpe ölçeğinde veya seramik bir kap veya bir müzikal enstrüman önemli ve anlamlıydı. | TED | وهناك على النطاق الأصغر ، بحجم قرط أو وعاء من السيراميك أو آلات موسيقية ، كانت جوهرية ومترعة بالعاطفة. |
En yakın komşumuz Mars, Dünya'dan çok daha küçük ve atmosferine tutunmak için de daha az yer çekimine sahip. | TED | المريخ، جارنا الأقرب، هو أصغر بكثير مقارنةً بالأرض، لذلك له جاذبية أقل بكثير، مما لا يمكنه من الإحتفاظ بغلافه الجوي. |
Söylediğin gibi projeyi terk etmek yerine daha küçük, fark edilemez laboratuvarlara aktardın. | Open Subtitles | بدلاً من هجر المشروع كما أدعيت حولت الأبحاث إلى مختبرات أصغر وغير ملحوظة |
Önce 1908 gibi daha küçük bir sıçrayışla denememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن نخبتره على قفزة أصغر قليلاً، لنقل عام 1908؟ |
Bunun aksine yıldız ise daha küçük bir yörüngede döner. | Open Subtitles | ولكن النجم يتحرك كذلك ، ولكن في مدار أصغر بكثير |
Bu çizikler çok daha küçük bir şey tarafından yapılmış, neredeyse insan boyunda. | Open Subtitles | هذه الخدوش أحدثت بواسطة شيئاً ما أصغر من ذلك تقريباً مماثل للحجم البشري |
Bütün Appalachia bölgesini gezsen Chicago'dan daha küçük bir şehir bulamazsın. | Open Subtitles | تذهب إلى قلب أبالاتشيا فإنك لن تجد مدينة أصغر من شيكاغو |
İlk sayının diğerlerinden daha küçük olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتعرفين لماذا الرقمين الأولين أصغر من البقية كنت أعرف أنها |
Şey giriş yarası ilk kurbandaki giriş yarasından daha küçük. | Open Subtitles | جرح الرصاصـــــــة للضحيـــة الثانيـــة أصغر من جرح القناص للضحية الأولى |
Binalar daha küçük binalara yer açmak için giderek küçülüyorlar. | Open Subtitles | المباني أصبحت أصغر حتى ايضاً لنوفر مساحة لبنايات أصغر منها |
Benim kızım daha küçük olacağından..., ...senin geri alınamaz hatalarında ders çıkaracağım. | Open Subtitles | و بما إن إبنتي ستكون أصغر عمراً سيمكنني أن أتعلم من أخطائكِ |
Bunu görebilmek için çok daha küçük bir ölçeğe hücre ölçeğine inmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | و لكي نشاهد هذا. سنحتاج النزول إلى مقياس اصغر بكثير إلى المستوى الخلوي. |
Merdivenin basamakları, daha küçük dört farklı tür molekülden oluşur. | Open Subtitles | درجات السلم مصنوعة من اربعة أنواع مختلفة من جزيئات اصغر |
Piyasadaki teknolojik icatlara baktğımızda ürünlerin gittikçe daha küçük ve ucuz hale getirildiğini görüyoruz. | TED | ان نظرنا الى التكنولوجيا فاننا نرى منحى عام فيما يخصها فهي تغدو دوماً اصغر واقل تكلفة |
İki yumurta yumurtlayan Eudyptes pengueni ikisine de şöyle bir bakıp daha küçük olan yumurtayı yuvadan atar, böylece daha büyük yumurtada olan daha sağlıklı yavrusuna odaklanabilir. | TED | البطريق ذو العرف تبيض بيضتين ثم تتفحصها جيدا ثم تخرج الأصغر من العش، لتركز أفضل على صغيرها القوي في القشرة الأكبر. |
İki Dünya Savaşında savaştım ve üç kıtada sayısız daha küçük savaşta. | Open Subtitles | حاربت فى الحربين العالمتين وحروب أخرى صغيرة لا تحصى فى القارات الثلاث |
Kümenin içindeki her şekil sonsuz sayıda daha küçük şekiller içerir. | Open Subtitles | كل جزء من الرسمـة يحتوى على أعداد مهولة من الأشكال الصغيرة |
O daha küçük bir çocuk. Anlamıyorsunuz. | Open Subtitles | إنـه فتى صغير فحسب و لا يفهم |
İki buçuk kilometrekareden daha küçük olan bu ada 4.000 kişinin canına mâl oldu. | Open Subtitles | هذه الجزيرة متناهية الصغر والتى تبلغ مساحتها أقل من ميل مربع كلفت حياة أكثر من أربعة الاف نسمة |
Düşündüğünden daha küçük, değil mi? | Open Subtitles | وأصغر مما قد تتوقع، أليس كذلك؟ |
Bir kez daha küçük düşürülmeyi kaldıramayız. | Open Subtitles | فلا يمكننا تحمل مذلة أخرى |
Ve yine daha küçük bir resme bakarsak, bundan 10 kat kadar daha küçük bir şeye, bir hücreye. | TED | ونحن نكبّر أكثر مجددا، حوالي عشر مرات أصغر من ذلك، إنها خلية |
Büyük daha büyük, küçük daha küçük ve acayip daha acayip oldu. | TED | وعندما أصبح الضخم أكثر ضخامة، الضئيل أصبح أكثر ضآلة والغريب أكثر غرابة. |