Ama sizinkinden daha yüce bir çağrı alan birini sevmek ne demek, bilirim. | Open Subtitles | لكنّي أعرف كيف يكون أحساس محبة أحداً يكون قدره أعظم منك. |
Canınızı birbirinize emanet eder, daha yüce bir şeyin parçası olduğunuzu kabul edersiniz. | Open Subtitles | نحن نضع حياتنا في أيدي بعضنا. ونقبل بأننا جزء من شيئ أعظم. |
Lakin kurt, yani hayvan kendisinden daha yüce bir şeyle ilintilidir. | Open Subtitles | ولكن المستذئب، الوحش، إنه يرتبط بشيء أعظم. |
Yani beni reddetmedin. Sadece daha yüce bir amaca bağlısın. | Open Subtitles | أذاً أنت لم ترفضني أنت فقط مكرس لهدف أسمى - |
En azından işçi arılar egolarını bir tarafa bırakıp daha yüce bir amaç için birleşiyorlar. | Open Subtitles | على الأقل فإن النحلة يمكنها أن تتخلى عن كبريائها و الإنظمام للمجموعه من أجل هدف أسمى |
Bağlantıyı gösterdim, üstelik sadece birbirinizle değil sizden daha yüce bir şeyle de. | Open Subtitles | الرابط ليس فقط فيما بيننا بل لشيء اعظم من انفسنا |
Çektiğimiz acılardan daha yüce olmalıyız. | Open Subtitles | يتحتم علينا أن نصبح بحال أعظم عمّا كنّا نُعاني منه |
Ama öyle bile olsa bizim tanrılarımız daha yüce alametleri ve mucizeleri daha kudretli. | Open Subtitles | ولكن رغم ذلك، آلهتنا أعظم، شواهدهم ومعجزاتهم أعظم. |
İnsan doğası kendinden daha yüce bir şeye inanma eğilimindedir. | Open Subtitles | طبيعة البشر تميل للتصديق في شيء أعظم من ماهيتك. |
Ama öyle bile olsa bizim tanrilarimiz daha yüce alametleri ve mucizeleri daha kudretli. | Open Subtitles | ولكن رغم ذلك، آلهتنا أعظم، شواهدهم ومعجزاتهم أعظم. |
İnsan Buda'ya dönüşebilir tüm düşlerinin üstesinden gelirse kendisinden daha yüce bir varlık olur. | Open Subtitles | أن بوذا خاصتنا كائن، الذي باستطاعة الإنسان أن يصبح عليه. شيئ ما أعظم من نفسه. إن أستطاع أن يتغلب على كل أوهامه. |
Karanlığın korkunç Tanrı'sı Musa'nın Tanrı'sından daha yüce değil misin? | Open Subtitles | رب الظلام الفزع ألست أعظم من رب موسى ؟ |
daha yüce şeyler için tasarlandım evrenin gizemini çözmek gibi kırsal yolda okul otobüsünü ne zaman geçmenin güvenli olduğunu bilmek için değil. | Open Subtitles | لينورد"، أنا مقدّر لي القيام بأشياء أعظم" كفكّ أسرار الكون مثلا لا تحديد متى يكون من الآمن |
Çünkü Tanrının sevgisinden daha yüce, sevgili kardeşlerim... | Open Subtitles | لأنه ليست هنالك تقوى أعظم إخوتي وأخواتي |
Kraldan daha yüce bir savaşçı yoktur. Dönecek. | Open Subtitles | ليس ثمّة مُحارب أعظم من الملك سيعود |
Lekesizler ise çok daha yüce bir amaçla savaşacak. | Open Subtitles | المخصيّون سيقاتلوا في سبيل شيء أعظم. |
Bir seçeneği vardı ya hayatına dönecekti ya da kendisinden daha yüce bir şeye hizmet edecekti. | Open Subtitles | خُيِّر بين العودة لحياته، أو خدمة غاية أسمى من ذاته. |
"Bak, benim daha yüce bir görevim var. | Open Subtitles | كما ترى، لدي هدف أسمى لدي زوجة وابنة صغيرة |
İnsan oğlundan daha yüce bir adalet var. Beni o yargılayacak. - Ne? | Open Subtitles | هناك عدالة أسمى من عدالة الإنسان" "هو من سيحاكمني |
İnsan oğlundan daha yüce bir adalet var. | Open Subtitles | هناك عدالة أسمى من عدالة الإنسان |
Dr. Phillips hukuktan daha yüce bir meslek olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول الدكتور فيليبس ليس هُناك تلبية لنداء اعظم... من القانون. |