Gördüğünüz gibi, kas bozulmasına dair bir işaret yok. | Open Subtitles | كما تعلمون لم تكن هناك أي علامات على تدهور العضلات |
Pilot, problem yaşadıklarına dair bir işaret vermiş mi? | Open Subtitles | هل أبدى الطيار أي علامات على أنهم يواجهون مشكلة؟ |
Görünürde sorunların yok olacağına dair bir işaret olmadığı için. | Open Subtitles | لأنه ليس هناك نهاية تلوح في الأفق للاضطرابات. |
Görünürde sorunların yok olacağına dair bir işaret olmadığı için. | Open Subtitles | لأنه ليس هناك نهاية تلوح في الأفق للاضطرابات. |
Zorla girildiğine dair bir işaret yok. | Open Subtitles | ليس هناك علامة على الدخول عنوة وبالنظر إليها |
Sonra da bu ilginin ortak olduğuna dair bir işaret olmalıdır. | Open Subtitles | ثانياً، يجب أن تظهر علامة تدل على أنّ الشعور مُتبادَل |
Seni etkilediğine dair bir işaret görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد علامة على أن الأمر يؤثر فيك |
Gördüğünüz gibi, kas bozulmasına dair bir işaret yok. | Open Subtitles | كما تعلمين , لم تكن هناك أي إشارة على تلف عضلة. |
Kişiliğinin değiştiğine dair bir işaret var mıydı? | Open Subtitles | هل من علامات على تغيّر شخصيتها؟ |
Uyanacağına dair bir işaret yok. | Open Subtitles | ولا توجد علامات على إفاقته |
Bayan Ratlin, yaraların yıldırımdan olduğuna dair bir işaret yok. | Open Subtitles | آنسة (راتلنج)، لا توجد عندك أي علامات لجروحٍ من أثر البرق |
Zorla girildiğine dair bir işaret yok. | Open Subtitles | لايوجد أي علامات للدخول عنوه |
Zorla girildiğine dair bir işaret yok yani Bay Dempster katili içeri almış. | Open Subtitles | حسنًا , ليس هناك علامة على الدخول بالعنف لذلك السيد " ديمستر " سمح للقاتل بالدخول. |
Atlılar'ın patronları, bunun mahşer için dünyada hala çok fazla iyilik olduğuna dair bir işaret olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | إنَّ رؤساء الخيَّالة يقولون بأنَّ هذه علامة تدل على وجود الكثير من الخير في العالم، والذي يصعب هزيمته |
Bişeylerin değişeceğine dair bir işaret. | Open Subtitles | علامة على أن الأشياء ستتغير |
Ne olduğuna dair bir işaret var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي إشارة على الذي حصل لها؟ |