| Ve orada bir başkasının... ..yani senden başkasının bulunduğuna dair... ..bir kanıt bulamadık; | Open Subtitles | وليس هناك أي دليل على الإطلاق ان شخصا آخر كان هناك في الداخل |
| Amerikalıların hicivden anlamadıklarına dair bir kanıt bulamadım. | TED | ولم أعثر على أي دليل على أن الأميركيين لا يفهمون السخرية. |
| Gus, Bayan Rexroth'un sadakatsizliğine dair bir kanıt ya da gösterge gördün mü? | Open Subtitles | جوس، أرأيت أي دليل أي إشارات فاضحة تدل على طيش السيدة ريكسروث ؟ |
| Yüksek beyin fonksiyonu olduğuna dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هناك اي دليل على قيام الدماغ بوظائف عالية |
| Elinde dosyanı başkalarına gösterdiğine dair bir kanıt var mı? | Open Subtitles | هل لديك أيّ دليل الذي شوّف ملفك النفسي إلى أي شخص؟ |
| Warren o çizgi romanları yazdı ancak odasında çizim yapmayı bildiğine dair bir kanıt yoktu. | Open Subtitles | كتب وارن القصص الهزلية و لكن لم يكن هناك دليل في غرفته على أنه يعرف كيفية الرسم |
| Şöyle bir çılgın fikir var ki: Devenin tipik çöl doğasının kanıtı gibi görünmesi aslında Yüksek Arktik geçmişine dair bir kanıt olabilir. | TED | هذه فكرة مجنونة، يبدو كأنه دليل على أن طبيعة الصحراء المثالية يمكن أن تكون دليلا على القطب الشمالي قديما. |
| İşin iyi tarafı, öğrenme güçlüğü olduğuna dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | الأخبار الجيدة أنه لا دليل على بطء في التعلم |
| - Buna dair bir kanıt göremiyorum. - Kadınlarla görüşüyorum Jake. | Open Subtitles | لا أرى دليل على ذلك - أقابل النساء يا جيك - |
| Uzay gemisin gidişinden bu yana kasaba etrafında gezindiği iddia edilen belaya dair bir kanıt görülmedi. | Open Subtitles | لا يوجد دليل على هذه الكارثه التى كسحت المدينه لم يبلغ اى تقرير منذ ان غادرت سفينة الاغراب |
| Hiçbir sismik aktivite, bomba olduğuna dair bir kanıt veya gaz kaçağı yok. | Open Subtitles | لا دليل على نشاطات زلزلية لا للقنابل أو تسرب غازي |
| Yetkililer her yerin altını üstüne getirdi. Gittiklerine dair kanıt şöyle dursun, var olduklarına dair bir kanıt yoktu. Buhar olup uçtular. | Open Subtitles | و فى خلال اسبوع مزقت السلطات كل شئ و لم يجدوا اى دليل على وجودهم انهم فقط اختفوا |
| Ellerinde onu öldürenin sen olamayacağına dair bir kanıt yok ama. | Open Subtitles | ليس لديهم أي دليل ضدنا إذا لم تكن الرجل الذي قتله |
| Bakalım Gavin' in masum olduğuna dair bir kanıt bulabilecek miyiz. | Open Subtitles | نرى إذا كان بإمكاننا إيجاد أي دليل يثبت أن غافين بريء |
| Ulusal Demokratların Başkanını dinlediklerine dair bir kanıt var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي دليل انهم كانو يخططون للتنصت على رئيس الحزب الديموقراطي؟ |
| Herhangi bir metabolik hastalığın şeker ile ilişkili olduğuna dair bir kanıt olmadığına ilişkin araştırmaların çoğu nihai inceleme şeker endüstrisi tarafından fonlanmaktadır. | Open Subtitles | الكثير من المراجعات المراجعة والتحليل الاخير تدلي بعدم وجود اي دليل |
| Katilin bunu nasıl becerdiğine dair bir kanıt var mı ? | Open Subtitles | أيّ دليل بالنسبة إلى كيفية القاتل إستطاع هل ذلك؟ |
| Hastanın tıbbi geçmişine bakalım. Kötü alışkanlığı olduğuna dair bir kanıt bulabilecek miyiz? | Open Subtitles | و لنعرف تاريخ المريض لنرى إن كان هناك دليل على المخدرات أو أوهام أخرى |
| Eğer Mahoney'lerle irtibata geçtiğine dair bir kanıt bulursak hepsini aşağı çekeriz. | Open Subtitles | ولو عثرنا على دليل أنه كان لديها أي اتصال مع آل(ماهوني)، جميعهم سيسقطون. |
| Umarım, ne tür bir hayvanla uğraştığımıza dair bir kanıt. | Open Subtitles | أتمنى , أن يعطونا دليلا عن الحيوان الذي نتعامل معه |
| Öldürüldüğüne dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل انها ماتت |
| Ablamın iyi olduğuna dair bir kanıt görene kadar da böyle olacak. | Open Subtitles | وحتى أحصل على دليل بأن شقيقتي بصحة جيدة سيقى الوضع كما هو |