Sadece bir saat ders aldıktan sonra nasıl serbest dalış yapacaksın anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن بإمكانك ممارسة الغوص الحرّ بعد ساعة واحدة من التعليم. |
Ve güneş doğduktan sonra maviliklerin arasında dalış yaptıklarını görebilirsiniz. | TED | كما تشرق الشمس، التي تراها في الزرقاء، أن تبدأ الغوص الخاصة بهم. |
Buna bakıyorum ve şöyle diyorum, daha derine, daha ileriye ve daha uzağa gidebilecek araçlar var; denizaltılar, su altı robotları ve hatta dalış ekipmanları. | TED | وعندما أتأمل ذلك، وأذهب، حسنًا، هناك أدوات للذهاب بشكل أعمق، وأطول وأبعد: غواصات، عربات الغوص في البحار أو الغطس. |
dalış elbisenizin tarla yok edilmeden birkaç dakika önce bulunması ne yazık. | Open Subtitles | لسوء الحظ أن بذلة الغطس قد اكتشفت قبل دقائق من تدمير الحقول |
Uygun su düzeyinde tam dalış. Kıç düzeyinde tam dalış. | Open Subtitles | غوص كامل على كل المستويات غوص كامل على مستويات المؤخرة |
Bugünkü dalış 64 saniye sürdü 3 gün önce 58 saniyeydi | Open Subtitles | وقت غطس اليوم كان 64 ثانية قبل 3 أيام كانت 58 ثانية |
Yüzeyden ayrılır ayrılmaz dalışın ilk mekanizması başlar: dalış refleksi. | TED | للتّو تركت السطح إذن يبدأ الميكانيزم الأول في العمل: الغوص اللاإرادي. |
dalış refleksindeki ilk şey, kalp atışlarınızı düşürmesidir. | TED | الغوص اللاإرادي، قبل كل شيء، هو إيقاع القلب الذي يهبط. |
Elinizde biraz sıvı su, biraz buz, belki biraz kara parçası var, belki bu harika gün batımında dalış yapmaya gidebilirsiniz. | TED | لديك القليل من الماء السائل، بعض الثلج، ومن الممكن مساحة أرضية، بغروب رائع كهذا ربما ستذهب لتمارس رياضة الغوص. |
Ve dalış gezisine geri dönelim, balık sürülerinin kullandığı kurallar ile ilgili gerçekten çok şey öğrendik. | TED | بالعودة إلى رحلة الغوص نحن نفهم الكثير عن القوانين التي تسخدمها مدارس الأسماك |
ve o bir sene boyunca dalış fiziğini, fizyolojisini ve bu sınırlamaların nasıl aşılabileceğini öğrenmek için çok zaman harcadım. Size basit bir düşünce göstereceğim. | TED | وخلال تلك السنة قضيت الكثير من الوقت في التعلم حول الفيزياء وعلم وظائف الأعضاء في الغوص ومعرفة كيفية التغلب على هذه القيود. سأريكم فكرة أساسية. |
34 yıl, 400 tüplü dalış ve bir doktoradan sonra hâlâ okyanusa tamamen aşığım. | TED | خلال 34 عاماً، مارست الغوص 400 مرة، وحصلت على درجة الدكتوراه، ومازلت مُتيمةً بالمحيط. |
Denizaltı araçları ve dalış takımları hala adaya çıktığımız yerde olmalı. | Open Subtitles | عليك إستخدام معدات الغطس حتماً ما زالت حيث تركناها لدى وصولنا |
Evet, bir hafta yapabiliriz. Ne tarz bir dalış yapmak istiyorsunuz? | Open Subtitles | نعم يمكننا القيام بأسبوع وما نوع الغطس الذي تريدون القيام به؟ |
- dalış yaptığı yerde baş gösteren çiçek hastalığı salgını nedeniyle kasıtlı olarak batırılan bir Hollanda korsan gemisi enkazı varmış. | Open Subtitles | حيث كانت تمارس الغطس عند حطام سفينة عبيد هولنديّة والتي أغرِقَت عمداً لأنّ وباء من الجُدَري كان قد تفشّى على السطح |
Üçte bir yol ileri, dümen tam sol, acil dalış derinliği. | Open Subtitles | للأمام بثلث السرعة ، الدفة ناحية أقصى اليسار ، غوص إضطراري |
Bunu yapmak için, size planktonlarla tüplü dalış yaptıracağız. | TED | وللقيام بذلك، سنأخذكم في رحلة غوص مع العوالق. |
Georgetown Üniversitesi Amerikan Tarihi MIT makine mühendisliği mezunu donanma dalış okulu ve kurtarma eğitimi merkezinde eğitim almış. | Open Subtitles | وشهادة في الهندسة الميكانيكية من إم آي تي، شهادة بحرية، غطس بحري ومركز تجارة أثريات. |
- 60 metre. Hızlı dalış. - 60 metre. Hızlı dalış. | Open Subtitles | ــ ستون متر, غطس سريع ــ ستون متر, غطس سريع, أجل يا سيدي |
Tamam, deniz kızları aslında gerçek. Ama dalış yapan herkes bilir ki, okyanus aslında böyle görünür. | TED | حسناً، حوريات البحر حقيقيات فعلاً، لكن أي شخص ذهب للغطس سيعلم بأنّ المحيط يبدو تقريباً هكذا. |
Ve bu ekipman aslında 90 metrelik bir dalış için kullanıldı. | TED | ويستخدم هذا الجهاز في حقيقة الأمر للغوص لعمق 300 قدم. |
Bunu bilmemin sebebi ise bir ara dalış yapan bir adamla çıkıyordum ve birlikte daldık ve suda ona onu sevdiğimi söyledim ve çok hızlı bir şekilde yukarı çıktı ve vurgun yedi. | Open Subtitles | والسبب في أنني أعرف هذا لأنني كنت أواعد شخص مرة وكنّا نقوم بالغوص |
Fakat 500'den fazla dalış yaptıktan sonra gerçekten bazı muhteşem görüntülerle geri döndük. | Open Subtitles | لكن بعد عمل أكثر من 500 غطسة عدنا مع بعض الصور القويّة جدا |
35 yıldır dalış yapıyorum fakat hiç böylesini görmedim. | Open Subtitles | أنا أغوص لـ35 سنة لكنّي أبدا ما رأيت حياة مثل هذه |
Güneşin doğuşuyla birlikte kendi havuzuna sessiz ve huzurlu bir dalış yapmak gibisi yok. | Open Subtitles | لا شيء أفضل من الإستيقاظ مع شروق الشمس لكيّ تغطس في مسبحك الخاص |
Sanırım 1994 yılında burda John Laurent ile birlikte dalış yapmış ve ufak bir numune alıp bana göndermişti. | TED | وهي كانت تغوص هنا مع جون لاريت -- أعتقد أنها كانت 1994 -- وجمعت القليل من الكتل وأرسلتها لي. |
Frost, biz Mavericks'te dalış yaparken parmaklarını saydığını görmüştüm. | Open Subtitles | فروست, لقد رأيتك تعد على أصابعك عندما نغوص في الموجة |
Derin denizlere dalış yaptım. Yamaç paraşütü yaptım. | Open Subtitles | لقد غطست في أعماق البحار و قفزت من المنحدرات. |
dalış ekibini çağırıp tüm limanı aratamayız. | Open Subtitles | لكننا لن نتصل بفريق الغطاسين لتفتيش الميناء بالكامل |
Diğer dalış yapanlar çoktan geri dönmüştür. | Open Subtitles | لأنني متأكدة أن كل الغواصين عادوا بحلول الآن |