| davanızı bertaraf etmek gibi bir niyetim yok Ajan Booth. | Open Subtitles | أن لست مهتماً بتدمير قضيتك أيها العميل بووث |
| Sizin için Başkan'la konuşacağını söyledi, ama davanızı Bütçe Tahsisatı Kurulu'na sizin götürmenizi söyledi. | Open Subtitles | وقال أيضاً أنه مستعد للوقوف إلى صفك عند الرئيس.. إذا ناقشت قضيتك.. مع رئيس لجنة المخصصات بنفسك |
| Bana anlatacağınız herhangi birşey harfi harfine ifadene geçebilir ve davanızı etkileyebilir. | Open Subtitles | و هل أخبرك أن أي شيء ستخبريني به سيعتبر بمثابة إفادة في قضيتك ؟ |
| Biz sizin davanızı ülkedeki en yüksek mahkemeye götürmek üzereyiz. | Open Subtitles | نحن على وشك أن نطرح قضيتكم أمام أعلى محكمة في البلاد |
| davanızı almayacağım. | Open Subtitles | منذ ثلاثة سنوات، وأنا لن أقبل بقضيتكم |
| Fakat sizin davanızı almayı düşünmeden bile önce olanlara dair sizin ifadenizi bir dinlemeliyim. | Open Subtitles | و لكن قبل أن ابدأ، حدثني عن قضيتك يجب ان اسمع منك ما حدث |
| Burada olma sebebim, sizi ve davanızı en iyi şekilde savunup temsil etmek. | Open Subtitles | أنا هنا لكي أدافع عنك و تقديم قضيتك بأفضل ما أستطيع |
| Resmî daireden bir yönetici bu sabah erken saatlerde davanızı çözüme kavuşturmak için geldi. | Open Subtitles | مشرف من مكتب الولاية أتى في الصباح الباكر لتولّي قضيتك |
| Üzgünüm eve gitmeliyim. davanızı pazartesi günü konuşabiliriz. | Open Subtitles | أسف، عليا العودة للمنزل سنناقش قضيتك يوم الاثنين |
| Öncelikle şunu söyleyeyim, davanızı tekrar incelemek için gelmedim. | Open Subtitles | أولا، دعني أخبرك أنني لست هنا لإعادة النظر في قضيتك |
| Tamamen yabancı on iki kişi açılış duruşmasında siz tek kelime etmeden davanızı kazandıracak ya da yerle bir edecek. | Open Subtitles | 12 غريب سيصنعون او يحطمون قضيتك قبل ان تقول كلمةً واحدة في بيانك الإفتتاحي |
| davanızı karşılıksız olarak ona verebilirim. | Open Subtitles | بوسعي أن أكلفها لتولي قضيتك المصلحة العامة. |
| davanızı karşılıksız olarak ona verebilirim. | Open Subtitles | بوسعي أن أكلفها لتولي قضيتك المصلحة العامة. |
| - Yalnızca son bir soruya cevap verirseniz davanızı alacağım. | Open Subtitles | سوف أقبل قضيتك إذا جاوبتني على سؤال واحد |
| Tanık ifadeleri. davanızı kurtarabilir de batırabilir de. | Open Subtitles | . إفادات الشهود , بإمكانها أن تساعد قضيتك أو تُفشلها |
| davanızı kabul edilemez bir dava haline getirdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | لذا شكراً لك بإتخاذ قرارك في أن لا أخذ قضيتك من الأفضل لي |
| Adalet Bakanlığı Genel Sekreteri Wilbur Dincon'a davanızı sunabilirim. | Open Subtitles | يمكنني ان ارافع في قضيتك مع مساعد المدعي العام ويلبر دينكن |
| davanızı almamaya karar vermiş. | Open Subtitles | هو لا يفضّل قضيتك ماذا؟ ماذا تعني؟ |
| Başarılı brifing için tebrikler. davanızı çözdünüz. | Open Subtitles | تهانينا على نجاحكم بالإجتماع، أتممت قضيتكم |
| İkiniz de koltuğu istiyorsunuz. davanızı sunun. Başlayın. | Open Subtitles | انتم الاثنين تريدون الأريكة ، لقد رفعت قضيتكم الي |
| davanızı kazanmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول الفوز بقضيتكم |
| İsis ve Serapis davanızı zafere ulaştırsınlar. | Open Subtitles | ربما إيسيس و سيرابيس يجلبا النصر لقضيتك . |