Bana nedimelik yapmakla kalmayıp, davetiyelerin tasarımında da yardımcı oldu. | Open Subtitles | البنت لم تسلعدني فقط في تنظيم الحفلة و كتابة الدعوات |
Bu davetiyelerin bastırılması gerek. | Open Subtitles | هذه الدعوات في حاجة للذهاب إلى الطابعات في اسرع وقت ممكن. |
Tamam, o halde, müzik grubunun, yemek şirketinin davetiyelerin ve Felicity'nin elbisesinin parasını ödemek zorunda. | Open Subtitles | حسنا، إذن هي من ستدفع للفرقة و المتعهد و الدعوات و ثوب الزفاف. أهلا |
Anne, gidip davetiyelerin yazı karakterini seçelim mi? | Open Subtitles | مهلاً يا ماما لماذا لا نذهب لأختيار لون الخط من أجل الدعوات ؟ |
- Lütfen davetiyelerin yakınında bir şey içme Rachel. | Open Subtitles | ،"أرجوكي لا تشربي أي شئ بالقرب من الدعوات "يا رايتشل |
Kokulu mu? Düğün davetiyelerin kokulu. | Open Subtitles | ذات رائحة , أنت ترسل الدعوات معطرة |
Efendim, özel davetiyelerin özel kalması için bununla bizzat ilgileneceğim. | Open Subtitles | سيدي , سأقوم شخصياً يالتأكد من ذلك الدعوات الشخصية هي بالتأكيد شخصية ... |
Daha bitirmemiştim bile! davetiyelerin hepsini dağıtmadım daha. | Open Subtitles | لم انهي حديثي بعد ولم اسلم كل الدعوات |
Bilmedikleri şey ise davetiyelerin daha önce neredeyse Xu Xian'ı öldüren, genç aşıkları ayırmaya çalışan, yanlış yola sapmış bir keşiş olan Fa Hai'den başka birinden gelmemesiydi. | TED | ما لم يعرفوه، هو أن هذه الدعوات جاءت من فا هاي... الراهب المضلل الذي حاول تفريق العاشقين الشابين، وكاد يقتل زو شيان في تلك الأثناء. |
davetiyelerin üzerine basıp düştüm. | Open Subtitles | انزلقت على الدعوات. |
Şaka mı yapıyorsun? davetiyelerin postaya verildiğini görmek istiyorum! | Open Subtitles | أردت رؤيتك وأنت ترسل الدعوات |
O lanet davetiyelerin ücretini ödersin. | Open Subtitles | -ستدفعين لي ثمن تلك الدعوات |
İşte davetiyelerin. | Open Subtitles | حسنا يا (بريك) إليك الدعوات |