Şirketlerinin çıkarına aykırı davranıyorlar. | TED | و هم يتصرفون بما لا يصب في مصلحة شركتهم. |
Görünen o ki, insanlar kıtlık olacağını sezdiklerinde farklı davranıyorlar. | TED | فقد اتضح بأن الناس يتصرفون بشكل مختلف عندما يدركون أن شيئاً ما ينقصهم |
Çok saçma. Sana suçlu gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | هذا سخف، إنهم يتصرفون كما لو كنت أنت مذنب |
Ülkesine bağlılığına dair ant içmişti ve şimdi bize yabancılarmışız gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | اتّخذ مِنْ ولائه لبلاده عهداً و الآن يعاملوننا كغرباء |
Seninle aynı sularda yüzüyoruz ama insanlar bana sanki bir oyuncakmışım gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | فأنت وأنا نعمل في الحقل نفسه لكن الناس يعاملونني وكأنني مجرد بهلوانية |
- Hastanede nasıI davranıyorlar? | Open Subtitles | ـ إذاً، كيف يعاملونك في المشغى؟ ـ لا تهتم بذلك |
Sözde kardeşlerim bana her zaman davrandıkları gibi uzaylı gibi davranıyorlar anne. | Open Subtitles | حسناً , اخواني و اخواتي المزعومين يعاملونني بالطريقة الي كانو يعاملونني بها نفسها , امي , يعاملوني كغريب |
Sanırım beni meşgul etmek için. Bir de tuhaf davranıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد ربّما ليقوم بإبعادي كما أنّهم يتصرّفون بغرابة |
Görüyorsunuz, bu adamlar hayvan gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | أولئك الرجال يتحدثون و يتصرفون كالحيوانات كما ترى |
Hayır. Dün gece olan şey normalmiş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | لا ، الكل يتصرفون كأن ما حدث ليلة أمس كان طبيعي |
Bizim gibi davranıyorlar. Ülkeleri sürekli bombalıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتصرفون مثلنا نحن نقصف ألبلدان طوال أليوم |
Yarım milyon yıl önce olmasına rağmen bu insanlar tıpkı bizim gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | وبالرغم من أن هذا كان قبل نصف مليون عام مضت إلا انه يبدو أن هؤلاء القوم يتصرفون مثلنا |
Sanki kanseri filan tedavi ediyormuş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | وجميعهم يتصرفون وكأنهم يداوون من السرطان |
Sıradışı bir şekilde çekingen, hatta sır saklar şekilde davranıyorlar. | Open Subtitles | انهم يتصرفون كأنهم معزولين بشكل غير اعتيادي سرّيون حتى. |
Bize kendi özel güvenlikleriymişiz gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعاملوننا كأننا الوحدة التأمينية الخاصة بهم |
Ailem beni anlamıyor, bana hep bir zavallıymışım gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | والديِ لا يفهمان ، فهما يعاملونني كأنني عاجزة |
İnsanlar tanrısına adanmış bir adam olduğunu anlayınca çok farklı davranıyorlar. | Open Subtitles | الناس يعاملونك بشكل مختلف عندما يكتشفوا أنك رجل الله |
15 yıldır orada çalışıyorum ve bir sektermişim gibi davranıyorlar hala bana. Bunun ne önemi var? | Open Subtitles | عملت هناك لخمسة عشر سنة ومازالوا يعاملوني كسكرتيرة. ما دخلهم؟ |
Seni kaybetmek istemedikleri için bencilce davranıyorlar. | Open Subtitles | يتصرّفون بأنانيّة لأنّهم لا يريدون خسارتك |
Çok tuhaf. Mahalledeki herkes bir garip. Tuhaf davranıyorlar. | Open Subtitles | هذا غريب جداً، الجميع في الحي في حالة قلقة ويتصرفون بغرابة |
İğne gibi görünüyor olabilirler, ama canlı doku gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | أقصد، أنها تبدوا كالإبر ولكنهم يتصرفوا مثل الأنسجة الحية |
Bu görüntüme rağmen insanlar aynı şekilde davranıyorlar. | Open Subtitles | أترون، حتى من يبدو بهذا المنظر العالم سوف يعاملونه بنفس الطريقة |
Birbirlerine tamamen garip davranıyorlar ve şimdi de bu cumartesi büyük yemeği var ve hepimizi orada istiyor. | Open Subtitles | , انهما يتصرفان بغرابة مع بعضهما , و هناك تلك حفلة العشاء يوم السبت و تريد ان نحضر كلنا هناك |
Andersonville Kampı'ndaki adamlarımıza iyi davranıyorlar mıdır peki? | Open Subtitles | وهل يعامل رجالنا بهذا الشكل في معسكر اندرسونفيلي؟ |
Herkes trajedini bilirken zor. Farklı davranıyorlar. | Open Subtitles | من الصعب أن يعرف كل الناس سرك يعاملوك بشكل مختلف |
Politikacılar, neden herkese aptalmış gibi davranıyorlar? | Open Subtitles | لماذا يقوم السياسيون بمعاملة الجميع على أنهم حمقى ؟ |
İkimiz oradayken bize daha iyi davranıyorlar. | Open Subtitles | نحن نعامل بعضنا افضل عندما نكون هناك. |
Bana burada çok iyi davranıyorlar. | Open Subtitles | هم يعالجونني جيّد جدا هنا. |