"dayalı" - Traduction Turc en Arabe

    • بناء على
        
    • تعتمد على
        
    • يعتمد على
        
    • القائم على
        
    • مستندة على
        
    • إستناداً
        
    • مبنية على
        
    • على أساس
        
    • مبني على
        
    • قائم
        
    • قائمة على
        
    • بناءً على
        
    • المعتمدة على
        
    • يستند على
        
    • مصوب
        
    İlgimizi vereceğimiz şeylere dayalı olarak neyin dikkat çekeceğini biz karar veriyoruz. TED نحن من يقرر ما يستحوذ على الانتباه بناء على ما نهتم به.
    Bu yüzden, eğer bu dünyada daha sürdürülebilir bir şekilde yaşamak istiyorsak, bu sorunlara daha akıllı, daha sisteme dayalı, yenilikçi çözümler bulmalıyız. TED يجب ان نجد طرق اكثر ذكاء , حلول مبتكرة تعتمد على الانظمة لحل هذه المشاكل اذا اردنا ان نعيش في هذا العالم بطرق مستديمة
    Bunu aşırı zeki ve gerçeklere dayalı birinin söylemesi utanç verici. Open Subtitles وذلك محرج كونه صادر من شخص .ذكي جدّاً يعتمد على الحقائق
    Cinsiyete dayalı şiddet hikayelerinde bile erkekler büyük bir alanı TED حتى في قصص العنف القائم على نوع الجنس. يحصل الرجال على الأغلبية الساحقة من المساحة المطبوعة
    Bir çocuğun dilin alıcısı, kullanıcısı ve sonrasında okuyucusu olarak ustalığını artıran mekanizmadaki düzeltmeleri yürütmek üzere beynin plastisitesine dayalı bir yaklaşımı tasarlamak için bu stratejilerin kullanılması hakkında konuşacağım. TED سأتحدث عن استخدام هذه الاستراتيجيات للقيام بتصميم مقاربة للدماغ مستندة على المرونة تقود إلى تصحيحات في آلية الطفل والتي تزيد من كفاءة الطفل كمستقبل ومستخدم للغة، وبعد ذلك ، كقارئ.
    Gördüğünüz gibi, hepiniz sürücüler ve yetkileri dayalı çağrısı var. Open Subtitles كما ترون ، هذا كان بداخلكم كلكم و حدث هذا إستناداً على قواكم
    Genellikle herhangi bir bilimsel çerçeveye dayalı değildir. TED لا تميل الى ان تكون مبنية على اي اسس علمية
    (Uğultu) Şimdi size elektrikli arabalar için ses genetiklerine dayalı potansiyel bir sesin nasıl olduğunu göstermek isterim. TED والآن أود أن أريكم كيف سيبدو الصوت المحتمل على أساس الجينات الصوتية للسيارات الكهربائية
    Birbirlerini dengede tutan iki karşı kuvvet fikrine dayalı bu. Open Subtitles الامر كله مبني على فكرة القوى المتعاكسة تقوم بموازنة بعضها
    Ticaretle uğraşanların aptalca bir şey yapmayacak mantıklı yaratıklar olduğu varsayımlarına dayalı finansal düzenleme rejimimiz vardı. TED أسسنا نظام مالي تنظيمي قائم على الافتراض أن التجار هم أشخاص عاقلون منطقيون لن يرتكبوا أي أفعال غبية.
    Bilim -tabii ki- otoriteye başvurur, ama herhangi bir bireye dayalı değildir, o birey olabileceği kadar zeki olsa da. TED العلم يستأنف للسلطات و لكن ليس بناء على شخص مهما كان ذكاؤه
    Fakat seçtikleri bu otorite, gerçeklere veya bunu izleyen sonuçlara dayalı değil. Open Subtitles السلطة ليس بناء على الحقائق أو على النتائج
    Şansa dayalı ve afaki olan piyasada bile işleri mantıkla değerlendirip nereye gittiğini tahmin edebileceğimizi düşünürüz. TED حتى فيما يخص الأسواق التي تعتمد على الحظ والعشوائية، نظن أنه بإمكاننا التنبؤ بعقلانية بمسارها
    Batı'nın tersine, Megaffic Nairobi'de oldukça pahalı olan yol kenarı sensörlerine dayalı değil. TED خلافاً لما حدث في الغرب، ميقافيك لا تعتمد على أجهزة الاستشعار على جانب الطريق، التي هي مكلفة جداً لتثبيتها في نيروبي.
    Simone'nin dikkatini çeken mikroskoba dayalı. TED إنه يعتمد على المجهر الذي أثار اهتمام سيموني.
    Bu iyilik ve güvene dayalı olarak çalışan bir sistemdir bu nedenle çok hassas ve saldırıya açıktır. TED أنه نظام يعتمد على اللطف والثقة، الشئ الذي يجعله أيضاً حساس وعرضة للخطر.
    Bu, kanıta dayalı tıbbın kabinde oturan bir kanser. TED يعد ذلك بمثابة مرض السرطان الذي يصيب صميم الطب القائم على الأدلة
    Dünyanın en iyi eczacılık firmaları vücut geliştirici vitaminler ve kimyaya dayalı maddeler üretiyorlar. Open Subtitles البعض مِنْ العالمِ الأجودِ شركات صيدلية معادن كمالِ أجسام صنعِ، فيتامينات , مواد كيمياوية كُلّ مستندة على الكيمياءِ،
    Ölüm zamanı, bozulmaya dayalı, iki ila dört gün arası. Open Subtitles وقت الوفاة، إستناداً لدرجة التحلل فإنّه بين يومين إلى أربعة أيام
    Gölge ve ışığa dayalı bir şeyler yapmaya karar verdim. TED قررت أن أقوم بعمل قطعة مبنية على الظلال والضوء.
    Gürültü probleminin kulaklar aracılığıyla sağlanan dünyadaki bilgiye de dayalı olabileceğini söyleyebilirim. TED الآن يمكن أن أقول أن مشكلة التشويش يمكن أن تحدث أيضا على أساس المعلومات المقدمة في العالم ، من خلال الأذنين.
    Eski karayolu armatörlerine kıyasla transite dayalı bir şehir hiyerarşisi var. TED لدينا نظام هرمي للمدينة مبني على وسائل النقل العام بدلا من الطرق السريعة.
    Ama mala dayalı bir ekonomiye sahip olmak bazen inişli çıkışlı olabiliyor ve bu kesinlikle Oklahoma şehrinin tarihinde de böyle oldu. TED لكن، عندما يكون لديك اقتصاد قائم على البضائع فهو لا يكون مستقرا، وهذا حقاً ما حصل في تاريخ مدينة أوكلاهوما.
    Başkalarının suça ortak olmasına dayalı bir iş alanı inşa ettiler. Open Subtitles لقد قاموا ببناء تجارة قائمة على أشخاص آخرين بارتكابهم لجرائم إلكترونية
    Ve her bir kişiye, buna dayalı olarak tavsiyeler veriyor. TED ومن ثم ينقل المشورة لكل شخص منهم بناءً على ذلك.
    Bununla, kanıtların sistematik toplanmasını ve bunlara dayalı lojik çıkarımları mı kastediyorsun? Open Subtitles هل تشير الى جمع الأدلة المنظم والأستنتاجات المنطقية المعتمدة على النظريات ؟
    Ölçülebilir psikolojik işaretlere dayalı sübjektif bir değerlendirme, tamam mı? Open Subtitles لا,إنه تقييم موضوعي يستند على علامات نفسيه قابلة للقياس الكمّي,حسناً
    Ama şimdi kafasına bir silah dayalı şekilde şurda aşağıda oturuyor! Open Subtitles لكن الآن هو يجلس بالأسفل هنا وهناك مسدس مصوب نحو رأسه!

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus