Bu tür bir baskı, böyle bir didikleme onun için dayanılmaz olur. | Open Subtitles | ذلك النوع من الضغط ذلك النوع من الفحص الدقيق سيكون لا يطاق |
Dünya kesin kanunlarla yönetiliyor, ve dayanılmaz derecede sıkıcı. | Open Subtitles | العالم يحكم بواسطة قوانين صلبه,وهذا .يجعله ممل بشكل لا يطاق |
Roman, ihtiyacı dayanılmaz hale gelmeden ona gösterdiğimiz şeyi kabul etmez. | Open Subtitles | الأن حتى تكون حاجيات نورمان لا تطاق لن يقبل بما سنريه |
Hırçın tavırlarıyla etrafta kabadayılık ediyor ama biliyorum ki, iç dünyasında dayanılmaz bir yalnızlık çekiyor. | Open Subtitles | يتصرف بصرامة ويتبختر في الأرجاء لكن في أعماقه أعلم بأنه وحيد بشكل لا يحتمل |
Hemen ertesi sabah - muhtemelen İhtiyar Önder'in öngördüğünden de erken - ...hayvanlar yaşadıkları şartları dayanılmaz buldular. | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي وابكر مما توقع الحكيم الكبير الحيوانات وجدوا وضعهم قد اصبح لايطاق بالمرة |
Aramızdan sadece birkaç kişi kalınca uzak bir ülkeye gitmek için dayanılmaz bir çekim hissedeceğiz ve orada ödül için savaşacağız. | Open Subtitles | فقط عندما البعض منا يرحلون نحن سنشعر بتأثيرلا يقاوم نحو الأرض البعيدة |
Zıt olarak James Brown tipinde bir baş şarkıcı çünkü, biliyorsun, gerçekten dürüst olalım, sadece bir tane James Brown var ve iyi bir James Brown gerçekten dayanılmaz olur. | Open Subtitles | او مغنى رئيسى من نوع جيمس براون لانك تعرفين بصدق انة لا يوجد الا جيمس براون واحد فقط وانتى تعرفى انة مغنى لا يطاق |
İzlemesi bile benim için dayanılmaz. | Open Subtitles | و هو الامر الذي لا يطاق بالنسبة لي حتى التفكير فيه |
Öyle. Nedenini de biliyorum. Hepsi dayanılmaz şekilde sıkıcı çünkü. | Open Subtitles | وأنا أفهم الآن لماذا الحياة مملة بشـكل لا يطاق |
Öleceğini bile bile bir hastanın öylece çekip gitmesini izlemek dayanılmaz bir şey, anlıyorum. | Open Subtitles | أعرف ، انه لا يطاق أن ترى مريض يخرج من هذا الباب وأنت تعلم إنه سيموت |
Her Temmuz, hava sıcaklığı dayanılmaz olduğunda kadınlarını ve çocuklarını uzağa gönderirlerdi. | Open Subtitles | في شهر يوليو ، عندما تصبح حرارة الجزيرة لا تطاق فإنهم يرسلون زوجاتهم و أبناءهم للتصييف |
Böcek zehri, insanların korkularını dayanılmaz bir seviyeye çıkardı. | Open Subtitles | هذه المبيدات قد رفعت حالة الرهبة لديهم لدرجة لا تطاق |
Sıcaklık dayanılmaz dereceydi ve mutfak kültürleri berbattı. | Open Subtitles | الحرارة كانت لا تطاق وما يسمّى بالمطبخِ تحت العصيان |
Onlara bağırmayı kesmelerini söyleyin. dayanılmaz bir şey. | Open Subtitles | أخبريهم ان يتوقفوا عن الصراخ هذا لا يحتمل |
En iyi günümde ağrı sadece "dayanılmaz" oluyor, ama kötü günlerimde tüm yaşama gücümü emiyor. | Open Subtitles | ألم في أفضل الأيام لا يحتمل لكن في أسوأ الأيام يمتص الحياة من داخلك |
- Çünkü bana ayarladığın adam dayanılmaz bir salak. | Open Subtitles | لان ذلك الشخص الذي قمتي بجمعي معه لايطاق |
Eskilerde kimin ne düşündüğünü ve kızların dayanılmaz bulduğu şeyleri önemsemezdik. | Open Subtitles | بذلك الوقت لم نكن نهتم بآراء الآخرين والفتيات وجدوا فينا ذلك لا يقاوم |
Uykusuzluk dayanılmaz olmuştu ve iki gün sonra hakikaten uykusuz kalarak bütün geceyi bodrum katındaki banyonun zemininde geçirdim. | TED | الأرق لم يعد يُحتمل وبعد يومين من عدم النوم فعلياً، قضيت ليلة كاملة على أرضية حمام الطابق السفلي. |
Yoksa dayanılmaz. İnanmak lazım, değil mi? | Open Subtitles | وإلا فإنه أمرٌ لا يُطاق ولهذا عليك أن تتحلى بالإيمان |
Japonya dayanılmaz bir acıya katlanıp büyük sıkıntılar çekecektir, dedi. | Open Subtitles | قال إن اليابان سوف تعاني من معاناة عظيمة لا تحتمل. |
Ama bazen onu yolda kaybederiz, ve sonra yolculuk dayanılmaz olur. | Open Subtitles | لكن أحياناً نفقد رفقاءنا في الطريق ثم تصبح الرحلة غير محتملة |
Bir sonraki dayanılmaz bağlantım gibi, Astro şempanze Ham. | TED | مثل رابطي التالي ، أكثر الروابط التي لا تقاوم ، رائد الفضاء الشامبانزي هام |
"Aslında umudun olmadığı bir hayat, dayanılmaz hale gelir." | Open Subtitles | في النهاية، فإن ضغط الحياة بدون أمل يجعل الأمور لاتطاق |
Bu iş senin, benim ve birazdan dayanılmaz acılar çekecek olan tecavüzcünün arasında. | Open Subtitles | هذا الذي حدث بيني وبينك فقط وهذا السيد الذي سيعيش قريباً في آلام مبرحة هذا اللعين |
İşte altı saat, altı gün yıkıyorum ve savaşlar bu kemiklerden çıkıyor ve mümkün hâle geliyor -- dayanılmaz bir koku. | TED | إذن أغسل هذه العظام لمدة 6 ساعات 6 أيام والحروب ما تزال تُخلّف هذه العظام، وأصبحت رائحتها لا تُطاق. |
- Erkek arkadaşın beni dayanılmaz buluyorsa benim suçum ne? | Open Subtitles | لا استطيع المساعده لان صديقك لا يستطيع مقاومتي |
Onlar için bu alkali sinekleri çok değerli ve dayanılmaz bir ziyafet. | Open Subtitles | ذُباب القلوي هذا، بالنسبة لهم، هو وجبةٌ نفيسة لا تُقاوم. |