Yerel polis teşkilatları da bu bilgilere dayanarak senin kim olduğuna karar veriyor. | TED | وتتخذ دوائر الشرطة المحلية قرارات بشأن ما يعتقدونه عنك بناءً على هذه المعلومات. |
5 değişik doktor, aynı delillere dayanarak 5 değişik teşhis koyabilir. | Open Subtitles | خمسة أطباء مختلفون أتوا بخمسة تشخيصات مختلفة بناءً على نفس الأدلة |
Kanıtlara dayanarak,... katilin aynı kişi olduğuna ve... bu bölgeyi tanıdığına inanıyorum... | Open Subtitles | بناء علي الأدله والذي جعلني أؤمن أن القاتل واحد أنه يعرف المنطقه |
Dış politika önseziler ve belirsiz risklere dayanarak idare edilemez. | Open Subtitles | إن السياسة الخارجية لا يمكن إدارتها على أساس الحدس والتلميحات |
O sıra elimizde bulunan bilgiye dayanarak standart protokolleri uyguladım. | Open Subtitles | كنت أتبع البروتوكولات القياسية بناءاً على معلومات كانت متاحة حينها |
Ve o duyulara dayanarak beyni daha sonraki olayların kesin ama tam olmayan anılarını oluşturacak. | Open Subtitles | و إستناداً على هذه الحواس سيحاول عقلها بناء دقيق ولكن غير كامل للأحداث التي تلي ذلك الأمر |
5 değişik doktor, aynı delillere dayanarak 5 değişik teşhis koyabilir. | Open Subtitles | خمسة أطباء مختلفين أتوا بخمسة تشخيصات مختلفة بناءً على نفس الأدلة |
Paranoyak teorine dayanarak bir kadını kocasını öldürmeye çalışmakla suçlamayacağım. | Open Subtitles | لن أتهم امرأة بمحاولة قتل زوجها بناءً على نظرية مهووسة |
Neyse ki bu sayede neye benzediği konusunda fikir sahibi olabiliriz. Kurbanların yüzlerine dayanarak yaklaşık bir eskiz çıkardık. | Open Subtitles | لحسن حظنا، هذا يعني أن لدينا فكرة جيدة عن شكله بناءً على شكل وجوه الضحايا لدينا صورة مركّبة أولية |
Savcı sadece sizin sözlerinize dayanarak federal bir dosya oluşturamaz. | Open Subtitles | لا يستطيع الادعاء بناء قضية فدرالية استناداً إلى شهادتك وحدها. |
Eşkali, kırmızı kapüşonlu "sweatshirt" giyen şüpheliyi sekizinci kattaki yangın alarmını çalıştırırken gören bir görgü tanığının ifadesine dayanarak belirledik. | Open Subtitles | الرسم التقريبي بناء لأقوال شاهد عيان رأى المشتبه به يلبس ملابس رياضية حمراء ويطلق جهاز إنذار الحريق في الطابق الثامن. |
Laf kalabalığı, söz dizimi ve teşkilatlanmasına dayanarak bunu kimin yaptığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | استنادا إلى اسهاب، بناء الجملة، والهيكل التنظيمي، بأمكاني اخبارك من فعل هذا |
O zaman balistik tecrübenize ve bu silahla yaptığınız deneylere dayanarak, Bay Johnson, bu merminin bu silahtan çıktığını söyler miydiniz? | Open Subtitles | اذن على أساس خبرتك في القذائف سيد جوهانسن واختبارك لهذا السلاح تريد ان تقول ان الرصاصة انطلقت من هذا السلاح |
Aynı anda dosyalanan kayıt ve raporlara dayanarak iyi bir tahminde bulunabiliriz. | Open Subtitles | على أساس التسجيلات التي عبأت بنفس الوقت, يمكننا أن نحصل على تخمين جيد وجميل. |
Onun parlak zekasına dayanarak bölgenin projelerinin başına onu koymuştum. | Open Subtitles | لأن بناءاً على مهارته، قد عينته مسؤولاً عن مشاريع الحى |
Tamam, elimizdeki iki cesede dayanarak şüpheli hakkında ne biliyoruz? | Open Subtitles | حسنا,ما الذي نعرفه حول الجاني إستناداً على الجثتين اللتان بحوزتنا ؟ |
Edindiğim bilgilere dayanarak zor bir karakter taslağını biraraya getirdim | Open Subtitles | وضعت مخططا تقريبيا عن طباعه استنادا الى المعلومات التى لدينا |
Bu rapora dayanarak eski bir JR çalışanı olduğunu söyleyebilirim, değil mi? | Open Subtitles | بناءا على هذا التقرير استطيع ان اقول لك موظف ارجى اليس كذللك؟ |
Bir emniyet görevlisinin ifadesine ve buna uygun delillere dayanarak ölen Syd Booth Goggle'ın Soyan Boğazlayan olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول بشكل لا لبس فيه وفقاً لتصريح من قبل موظف محلي معين لتنفيذ القانون و دليل مطابق |
Yani, bu adamın sizin hikâyenize dayanarak mı yazdığını söylüyorsunuz, Dr. Crane? | Open Subtitles | تَقْصدُ إخْباري ذلك الشابِّ هَلْ مستند عليك؟ |
"Platin kitap"taki tariflere dayanarak. | Open Subtitles | مستندة على الأوصاف من الكتاب البلاتيني نفسه |
Bana verilen yetkiye dayanarak sizi karı-koca ilan ediyorum. Gelini öpebilirsin. | Open Subtitles | بحكم السلطة المخولة لي أعلنكما الأن, زوج و زوجة |
Tecrübelerime dayanarak beş dakika içerisinde kendini gösteren bir durum güçlü bir şiddet eğiliminin belirtisidir. | Open Subtitles | وفقًا لتجاربي، مثل هذه الحالة التي تقدّم نفسها خلال خمس دقائق هو مؤشر قوي للميل للعنف. |
Birkaç basit gerçekliğe dayanarak halk kitleleri için tiyatro yapmak istiyoruz, bugünün, ve hatta geçmişin bile doğrularını yansıtmayan bayatlamış soyutlamalara dayanarak değil. | Open Subtitles | خلق مسرح للعامة، مبني على عدة حقائق بسيطة، وليس مبنيا على عدة أفكار مبتذلة غير واقعية، |
O'Neill'ın kibirli görüşlerine dayanarak, o asla onu geride bırakmazdı. | Open Subtitles | إعتماداً على نظرية الغطرسة كولونيل أونيل ما كان ليتركها ورائه |