"değil ama" - Traduction Turc en Arabe

    • لكن ليس
        
    • ولكن ليس
        
    • لكنه ليس
        
    • و ليس
        
    • بل
        
    • لا لكن
        
    • لكنها ليست
        
    • ولكنه ليس
        
    • إنّها ليست
        
    • لكنه يفي
        
    • ليس هذا
        
    • جيد ولكن
        
    • ربّما لا
        
    Oradaki havaalanı yeterince uzun değil, ama başka seçenekleri yok. Open Subtitles المساحة هناك غير كافية للهبوط لكن ليس لديهم خيار اخر
    Diğer her yerde yapılıyor, bizim yaptığımız ölçüde değil ama aracın marjinine katkı sağlıyor, bu da daha fazla güvenilirlik demek. TED ويطبق هذا في شركات أخرى، لكن ليس بالدرجة التي نطبقها، لكنها تضيف هامشاً كبيراً للمركبة، مما يعزز الصلابة بشكل واضح.
    Koridorda değil ama Polonya Tiyatrosu'nun sahnesinde. Open Subtitles و لكن ليس في الممر , و انما على خشبة مسرح بولسكي
    Fazla değil ama. Burna ya da ağza nişan almalısın. Open Subtitles ولكن ليس بعيداً يجب أن تصوب نحو الأنف أو الفم
    Özgün olmak kolay değil, ama şundan şüphem yok: Özgünlük, etrafımızdaki dünyayı iyileştirmenin en iyi yolu. TED حسناً، ليس من السهل أن تكون مبدعاً، ولكن ليس لدي أي شك حول هذا الأمر، تلك هي أفضل وسيلة لتحسين العالم من حولنا.
    Belki tip fakültesi değil ama "güvende" olmak için kaçtiğim yer burasi. Open Subtitles ليس الأمر و كأنه كلية الطب و لكنه ليس محاولة للعب بأمان
    Bu yüzden Kanada'da birini kesince ceza alıyorsun dini bir ceza değil ama işlerini yapmayanlar için bir ceza. Open Subtitles و لهذا فان التجريح في كندا كان عقابا و ليس عقابا دينيا و لكن كعقاب على عدم قيامهن بوظيفتهن
    Bizim Tanrımız değil, ama bu ülkenin insanları kendi tanrıları olarak inanıyor. Open Subtitles هذا ليس ربّنا، بل ربّهم ربّهم الذي يؤمنون به في هذا البلد
    Ucuz değil, ama üç kişiden azı olmaz. Open Subtitles أنا أعرف أنه مقدار إطعام دجاج لكن ليس من المفترض أن يقل العدد عن ثلاثة
    Çok içten bir bina değil ama özel hayat sıkıntısı yok. Open Subtitles انها لَيسَ ببناية صديقة حقيقية، لكن ليس هناك مشكلة بالخصوصيةِ.
    Biletleri ucuz değil ama Londra'nın etkileşimli tiyatro deneyiminin heyecanı da değil: Open Subtitles لكن ليس هناك اكثر اثارة من تجربة مسرحِ لندن التفاعلية
    şu çılgın kızlar kadar değil ama hiç değilse biraz.. Open Subtitles لكن ليس كهؤلاء الفتيات المجانين.. لكن قليلا
    Başkalarını ya da birbirimizi incitme pahasına değil ama. Open Subtitles لكن ليس على حساب إيذاء الآخرين أو إيذاء بعضنا البعض
    Ne öğrenmek istiyorsan anlatacağım, söz. Burada değil ama, burası güvenli değil. Open Subtitles سأخبرك بكل ما تريد، أعدك لكن ليس هنا، فهذا غير آمن
    Üçüncü olarak, sonuncusu değil ama, Ay'da atmosfer yok, bu da şu demek; herhangi bir meteor atmosferde yanıp kül olmayacak, direkt olarak yüzeye çarpacak. TED ثالثًا، ولكن ليس أخيرًا بالتأكيد، ليس للقمر أي غلاف جوي، مما يعني أن أي نيازك ستقربه لن تحترق، وستضرب السطح.
    Sikimde değil ama, senin bir geleceğin bile yok. Open Subtitles لم أكن حقا لأبالي، ولكن ليس لديك حتى مستقبلا لعينا.
    Eğer kendimize saklarsak değil, ama eğer teslim edersek, evet yan bastık ama vermezsek hiç bir şey olmaz. Open Subtitles ليس إذا احتفظنا به، إذا لم نفعل ذلك فأنت محق، نحن هالكين ولكن ليس إذا احتفظنا به
    Bu imkansız değil ama çok kolay birşey de değil. TED إنه ليس مستحيلاً ، لكنه ليس شيئاً سهلاً للغاية .
    Kariyer değil ama, nihayetinde bir iş olacak anne. Open Subtitles في النهاية سيكون ذلك عملاً ، و ليس مهنة يا أمي
    Köpeği öldürmek yanlış değil, ama doğru olmadığı için yanlış. Open Subtitles وهذا خاطئ والا اقصد انه قاس بل إنه غير مناسب
    Belki değil ama hâlâ yararlı başka becerilerim de var. Open Subtitles ربما لا , لكن لدىَ مهارات آخري ربما تكون مفيدة
    Şey, yani, o haklı, belli ki tamamen tüm değil, ama o ölmedi. Open Subtitles حسناً ، أعني أنها ليست بخير كليّاً ، لكنها ليست ميتة
    Çok hoş bir şey değil ama çok da önemli değil. Open Subtitles ولا اتذكر شيئا عن هذا لا يمكن ان يكون هذا سارا ولكنه ليس بالأمر الهام, انها مجرد احلام سيئة
    Henüz ölü değil ama ondan beslenirsen onu öldürürsün! Open Subtitles إنّها ليست ميّتة، لكن إن تغذّيت عليها فإنّكِ ستقتلينها
    Bu tam olarak bir koruma değil ama öyle olacak. Open Subtitles ليس مكاناً مميزاً، أيتها الطبيبة، لكنه يفي بالغرض.
    Bu, Schopenhauer'den tam bir alıntı değil ama söylediklerinin özü. TED ليس هذا ما قاله شوبنهاور بالضبط، ولكنه معنى ومغزى كلامه.
    Bir şey dışında bu sorun değil ama Teksas'a dönmek üzere aracımla Newyork'taydım. Open Subtitles هذا خبر جيد ولكن السـيء في الامر انك في نيويورك وطائرتك في تكسـاس
    Pekâlâ. İlk erkeğin değil ama son erkeğin olabilirim. Open Subtitles حسنٌ، ربّما لا أكون أوّل من طارحتِه الغرام، لكني سأكون الأخير.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus