Bu aslında bir iyilik değil ki. Bu benim terfi almam gibi bir şey. | Open Subtitles | هذه ليست حتى خدمة إنها خطوتي التالية فقط |
"Evrak işi değil ki bu. Herkes kamyon sürebilir. | Open Subtitles | هذه ليست مهنة صعبة يمكن للجميع قيادة السيارة |
Bu Angela değil ki. Bu Mona, Angela'nın annesi. | Open Subtitles | هذه ليست أنجلا أنها منى, والده أنجلا |
Bir dakika, bu ilaç değil ki! Bu fındık! | Open Subtitles | مهلاً ، هذه ليست حبة دواء إنها جوزة ذرة |
Aaa, bir dakika, Jennifer Aniston değil ki bu, benim. | Open Subtitles | مهلاً , هذه ليست جينفر آنستون هذه أنا |
Bu insansız hava aracı değil ki. Bu bir Boeing 727. | Open Subtitles | هذه ليست كما تقول هذه بولينج 727 |
Suç değil ki bu, aptallık etmek sadece. | Open Subtitles | حسنا , هذه ليست جريمه انه مجرد غباء |
Peri masalı değil ki bu. Moe'nun orada başına gelen bir olay işte. | Open Subtitles | هذه ليست قصة خيالية إنه شيء حدث لك في حانة (مو) |
Hayatın bana oynadığı oyunların ilki değil ki bu. | Open Subtitles | هذه ليست أول مرة أخفق فيها |
Kıç çatalı değil ki bu, kıç yarığı. | Open Subtitles | هذه ليست فَرقة مؤخرة بل هوة |
Yiyebildiğin kadar ye yarışması değil ki bu! | Open Subtitles | هذه ليست مسابقة كل ما يمكنك أكله! |
Duruşma değil ki bu, saçmalık. | Open Subtitles | هذه ليست محاكمة إنها مهزلة |
Bela değil ki bu, hainlik. | Open Subtitles | هذه ليست مشكلة .. هذه إهانة |
Ayrıca hediye değil ki bu. Sorumluluk. | Open Subtitles | هذه ليست هدية، إنها التزام |
Yemek değil ki bu. | Open Subtitles | هذه ليست وجبة الطعام |
- Bu bir bıçak değil ki. Bu bir kaşık. | Open Subtitles | - هذه ليست سكيناً، هذه ملعقة |
Mucize değil ki bu. | Open Subtitles | هذه ليست معجزة |
Joe, bu önemli durum falan değil ki. Bu çok komik. | Open Subtitles | (جو) هذه ليست حالة هذا مضحك |
Şiir değil ki bu. | Open Subtitles | هذه ليست قصيدة |
Korkutucu değil ki bu. | Open Subtitles | هذه ليست مخيفة |