- O ufak bir şey değildi. O kediyi gerçekten severdim. - Evet. | Open Subtitles | ذلك لم يكن أمررا جللا ، أحببت القطة حقا - أجل، لا - |
Görüşme değildi o. Bir buluşmaydı. | Open Subtitles | حسناً، ذلك لم يكن اجتماعاً بل كان موعداً |
Ama senin gördüğün o değildi, o sıradan bir köpek değildi. | Open Subtitles | لكن ذلك ليس مارأيته ذلك لم يكن كلباً عادي فقط |
Ama sanırım gerçek değildi o, hiçbiri gerçek değildi. | Open Subtitles | وأنا أعتقد أنّ ذلك لم يكن حقيقيّا ولا شيء منه حقيقيّ |
Ciddi bir deneme değildi o. | Open Subtitles | لا, لا تلك لم تكن محاولة جدية |
Şimdi kusura bakma ama ihanet değildi o! | Open Subtitles | اعذروني تلك لم تكن خيانة |
Öylesine bir tahmin değildi o. | Open Subtitles | ذلك لم يكن فقط اختيار عشوائي محظوظ. |
O bunu hak etmedi! Şantajcı değildi o! | Open Subtitles | لم يكن يستحقّ ذلك لم يكن مبتزًا |
Ne kadar korkunç bir kaza. Kaza değildi, o öldürüldü. | Open Subtitles | ذلك لم يكن حادثا لقد قُتلت |
- Komik değildi o zaman. Tamam. - Bu ne? | Open Subtitles | ذلك لم يكن مضحكاً إذاً |
Glütensiz değildi o. | Open Subtitles | ذلك لم يكن خالياً من الغلوتين |
Bizim beraber büyüdüğümüz Bunkie değildi o. | Open Subtitles | ذلك لم يكن " بونكي" الذي نشأنا معه |
Yüzük kutusu değildi o. | Open Subtitles | ذلك لم يكن صندوق خاتم. |
- Havlu askısı değildi o. - Ben de köpek almıştım! | Open Subtitles | تلك لم تكن منشفه - وأن حصلت على جراء - |
- Annen değildi o, değil mi? - Hayır, hayır. | Open Subtitles | - تلك لم تكن أمك, أليس كذلك؟ |