Bakın Bay Meyer, bugün yaptığınızın önemi yok siz gerçek suçlular değilsiniz. | Open Subtitles | سيد ماير ، مهما صدر منكم اليوم فأنتم لستم مجرمين بالمعنى المعروف |
Sizler kendinizi yasanın üstünde görüyorsunuz, ama benimkinin üstünde değilsiniz. | Open Subtitles | أنتم تظنون انكم فوق القانون, ولكنكم لستم فوق قانونى أنــــا. |
Siz benim arkadaşlarım değilsiniz. Bana göre, bira içen ağızlarsınız. | Open Subtitles | أنت لستم أصدقائي بالنسبة لي، أنتم مجرّد أفواه تشرب جعة |
Bir zamanlar onunla yakın olmuş olabilirsiniz ama artık değilsiniz. Peki ne oldu? | Open Subtitles | ربّما كنتِ قريبة إليهِ يوماً ما، لكنّكِ لستِ كذلك الآن، لذا ماذا حدث؟ |
değilsiniz, sizi, onları görmek ama ben yine de yarım whitelighter olamaz. | Open Subtitles | أنتما لستما ساحرات .لن تستطيعا رؤيتهم . لكن أنا نصفى حارس أبيض |
Affedersiniz ama oraya çıkıp sözler veren ilk kişi siz değilsiniz. | Open Subtitles | معذرة فخامتك لستَ أوّل شخصٍ يقف على المنصّة مُغدِقا إيّانا بالوعود |
Hayır, burada neler olduğunu görebiliyorum. Görünmez değilsiniz. Önemli insanlarsınız siz. | Open Subtitles | أنا أفهم ما يحدث هنا أنتم لستم غير مرئيين، أنتم مهمون |
Yalnız değilsiniz ve biz daha yeni başlıyoruz. | TED | ونحبكم. أنتم لستم وحدكم، وعملنا الأكبر بدأ للتو. |
Geri vitese ihtiyacınız yok. Paralel park etmek zorunda değilsiniz. | TED | لستم بحاجة للرجوع للخلف. لستم بحاجة إلى صفها بشكل متوازي للسيارات الأخرى. |
Ve muhtemelen ona bağımlı olduğunuzu düşünüyorsunuz. Ama değilsiniz. | TED | ولربما تظنون أنكم مدمنون على هواتفكم. لكنكم لستم حقا كذلك. |
Neden mi? Çünkü Rihanna değilsiniz ve kukla değilsiniz. | TED | هل تعلمون لماذا؟ لأنكم لستم الفنانة ريهانا ولستم من الدمى أيضاً. |
Kalmak zorunda değilsiniz. Yukarıda Al'in ordudan arkadaşları var. | Open Subtitles | لستم مجبرين على البقاء ان آل ومعه رجاله فى الطابق الأعلى |
Öğretmen olabilirsiniz ama kesinlikle evde kalmış yaşlı bir kız değilsiniz. | Open Subtitles | قد تكونين مدرسة، لكنك لستِ عانساً على الإطلاق |
Öğretmen olabilirsiniz ama kesinlikle evde kalmış yaşlı bir kız değilsiniz. | Open Subtitles | قد تكونين مدرسة، لكنك لستِ عانساً على الإطلاق |
Çünkü siz bir yaver değilsiniz. | Open Subtitles | تصرّفاته ليست منطقية لأنكِ لستِ مرافقة فارس |
Daha da ötesi, bundan böyle artık ikiniz tek bir parça değilsiniz. | Open Subtitles | أكثر من ذلك ، حالياً أنتما الاثنان لستما مرتبطان عاطفياً بعد الآن. |
Kahve için dışarı çıkabilirsiniz. Söylediği her şeyi yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | يمكنكما الخروج لأجل القهوة، لستما مضطرّين على فعل كلّ ما يقوله. |
Dans etmediğim için üzgün değilsiniz ama, değil mi? | Open Subtitles | لكنكَ لستَ آسفاً لأنني لم أرقص، أليس كذلك؟ |
Tabi değilsiniz. Olsaydınız da şaşırmazdım. | Open Subtitles | بالطبع أنت لَسْتَ.ولو أنَّ أنا لَم يَكُن مِنَ المُمْكِنِ أنْ أَتسائلُ إذا أنت كُنْتَ كدة. |
Kürtaja karşı olanlar sadece siz Katolikler değilsiniz. | Open Subtitles | أنتُم الكاثوليكيين لستُم الوحيدين المُناهضين للإجهاض |
Mümkünse sabah yürüyüşüne çıkmak çok iyi bir fikir olabilir bence ve siz de postaneye çok uzak değilsiniz, hem herkesin özel hayatı vardır. | Open Subtitles | أ أ أعتقد انها فكره جيده لأخذ جولة كل صباح إن امكن وانتي لستي ببعيدة عن مكتب البريد وايضا , بالطبع, هناك مسألة الخصوصية |
Sanırım bir IRA açmak için burada değilsiniz. | Open Subtitles | أعتقد بأنّكم لستوا هنـا من أجـل ترتيب التقاعد الفردي |
- Sanırım mükemmel değilim. - Sanırım değilsiniz. | Open Subtitles | ــ اعتقد بأني لست مثاليا ــ اعتقد بأنك لست كذلك |
Şu an kendi görkemli evinizde değilsiniz. Sizden emir almam. | Open Subtitles | انت لست فى بيتك الكبير انا لن أخذ الاوامر منك |
İkiniz de Franken-insan olabilirsiniz, ama aynı deneyin ürünü değilsiniz. | Open Subtitles | قد تكون انسانا متحولا ولكنك لست من نفس محصول التجارب |
-İş için burada değilsiniz? -Ben burada Coney Adası Halk merkezini temsil ediyorum. | Open Subtitles | انت لستى هنا لطلب وظيفه أليس كذلك انا هنا لأطلعك على... |
Bunun farkında değilsiniz, ama gözleriniz sürekli harket eder. Yani birinin yüzüne baktığınızda, | TED | أنتم لا تلاحظون هذا, لكن عيونكم دائماً تتحرك. لذا عندما تنظرون إلى وجه أحدٍ ما. |
Ve eğer öyleyse, yalnız değilsiniz ve tamamen haksız da sayılmazsınız. | TED | وإذا فعلت، فأنت لست الوحيد، ولست مخطئا بشكل كامل. |
Ama beni vurursan, tüm bu adamların önünde şunu açıklığa kavuşturalım, siz Julie Maragon'u almak için burada değilsiniz. | Open Subtitles | لكن، إذا أنت تسقطني، دعنا نكون واضحون، أمام كل هؤلاء الرجال أنت ليس هنا لتحصل على جولي مورجان خارجا |