Dediklerine göre araba böyle eğilmiş ve her tarafta kan varmış. | Open Subtitles | يقولون أن السيارة ارتطمت هكذا و الدماء كانت في كل مكان |
Dediklerine göre ölüm sebebi şu iğrenç adammış. Kadını dövmüş. | Open Subtitles | يقولون أن زوجها, هو من سبّب في وفاتها, لأنه يضربها |
Dediklerine göre 1 dolar, artık 5 milyar mark yapıyormuş. | Open Subtitles | يقولون بأن معدل تبادل دولار واحد هو خمس مليارات ماركس |
Dediklerine göre, bir kadını öldürmüşsün. Doğu Yakası'ndaki bir inşaat sahasında. | Open Subtitles | قالوا إنّك قتلت امرأة ما بالرصاص بموقع بناء في الجانب الشرقي |
Dediklerine göre babam intihar ettikten sonra asla kendime gelemedim. | Open Subtitles | لقد قالوا بأنّني لم أكن أبداً صادقاً، منذ وفاة والدي |
Dediklerine göre yalnızca portre yapabiliyormuş ama bana kalırsa yetenekli biri. | Open Subtitles | يقولون بأنه بأمكانهُ رسّم الرؤساء فقط لكن أظن أن لديه موهبة |
Şu maskeli çocuk var ya, Dediklerine göre eskiden çok yakışıklıymış. | Open Subtitles | انه يضع قناع ، انهم يقولون انه اعتاد ان يكون وسيما |
Dediklerine göre, Essex, İspanya Kralı Philip ile çok dostaneymiş. | Open Subtitles | يقولون ان اسيكس في مفاوضات سلمية مع ملك اسبانبا فيليب |
Dediklerine göre öldürdüğü adamların sayısı bir ülkenin nüfusuna eşitmiş. | Open Subtitles | يقولون ان عدد الذين قتلهم يصل الى عدد دولة باكملها |
Dediklerine göre, para problemleri evliliklerdeki problemlerin bir numaralı kaynağıymış. | Open Subtitles | يقولون أنّ الأمور الماليّة هي سبب أساسي في المشاكل الزوجيّة. |
Bilirsiniz, radyoda Dediklerine göre enfeksiyon kapmış insanlar hastalığı vücut sıvıları yoluyla yayabilirlermiş. | Open Subtitles | يقولون في الراديو بأن الناس المصابين بالعدوى قد ينشرون المرض عبر سوائل الجسم |
Dediklerine göre teröristler zehirli gazla saldırmış. | Open Subtitles | يقولون انه كان هجوم غاز سام من الارهابين |
Dediklerine göre sadece sevginin barındığı evlerin yanında büyürmüş. | Open Subtitles | يقولون إنها لا تزدهر إلا بجوار بيت به حب |
Dediklerine göre Maggie yatakta, sen de divanda yatıyormuşsun. Doğru mu bu? | Open Subtitles | يقولون أن ماجى تنام فى الفراش و انت تنام على الكنبة ، هل هذا صحيح ؟ |
Dediklerine göre PLF ve NRC köylerini 3 gün önce ele geçirmiş. | Open Subtitles | قالوا إن جنود مجلس التحرير ومجلس الإصلاح احتلوا قريتهم قبل ثلاثة أيام. |
Dediklerine göre... Gazetede onun bir bir otel odasında bulunduğu yazıyordu...parçalanmış olarak. | Open Subtitles | حسنا ، لقد قالوا ، حسنا ، الجريدة قالت أنها وجدت في غرفة في فندق |
Dediklerine göre polis malın Fulham'da bir garajda olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | طلبك احدهم الان قالوا ان الشرطه لا الغنيمه فى مرآب فى فولهام |
Tamirhanede Dediklerine göre fren kampanasının valfı gevşemiş. | Open Subtitles | قالوا في ورشة التصليح أن صمام اسطوانة المكابح تم حله |
Dediklerine göre servetini, kereste- -kibrit işinden, ...ve yangın sigortacılığından elde etmiş. | Open Subtitles | ويقولون أنه قام بجمع ثروة من الخشب ومن أعواد الثقاب، ومن الضمان ضد الحريق |
Hayvan çok büyük bir kafatasına sahip. Ve Dediklerine göre, avcıların kurşunu fayda etmiyormuş. | Open Subtitles | الوحش أكبر بكثير من الذئب ، وقالوا أنه لا يخاف من رصاص الصيادين |
O kızın Dediklerine inanmamam gerektiğini hatırlat. | Open Subtitles | ذكّرني بألاّ أصدّق أيّ كلمة تقولها |
Polisin Dediklerine göre, bağlantılı bir olay olabilir. | Open Subtitles | و في ما تقول الشرطة' ',قد تكون حادثة ذات صلة |
Onun gibi şişko bir serserinin baban hakkında Dediklerine ne bakıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تكترث لكلام عجوز بدين قذر مثله .. عن والدك؟ |
Dediklerine göre işçilerin ırzına geçildiği, zehir saçan tesislermiş. | Open Subtitles | -نعم،ماذا عنها؟ -هناك كلام في الشارع يقول بأنهم ملعونوا المصانع الإستغلالية و مخيمات الإغتصاب |
Dediklerine göre bu güven işte. Buna güvenirim. | TED | بقولهم أنهم يثقون بجودة تايد |
Dediklerine göre hala güçlüymüş ve seni görebilmek için sürekli babana merhamet için yalvarıyormuş. | Open Subtitles | وقَالِو لي بِأنهَا لازآلَت قَويَه ولكِنهَا دائِماً تَرجِو رَحمة الملِك والدُك لِكَي يسمَح لهَا بِرؤيتِك |