Kuşatılmış şehir 22 Nisan 1453 sabahı dehşetle uyandı. | Open Subtitles | وفى الثانى والعشرين من أبريل عام ألف وربعمائة وثلاثة وخمسون المدينة المحاصرة شاهدت فى رعب |
Duvarların ardındaki görebilirlerse, dehşetle kaçabileceklerinden korkuyoruz. | Open Subtitles | خوفا إذا استطاعتوا أن يروا ما نحن عليه حقا في الداخل، لأنها قد تهرب بعيدا في رعب |
Doaa tekne batarken kenara tutunuyordu, ve dehşetle pervanenin küçük bir çocuğu parçalara ayırmasını izledi. | TED | "دعاء" كانت متمسكة بجانب القارب وهو يغرق وشاهدت في رعب طفل صغير قطعت المروحة جسده لأجزاء |
Önemli olan, korkunç acılar ve dehşetle dolu özel doğum günü geleneğimi sürdürmüş olmam. | Open Subtitles | الشيءَ المهمَ بأنّني واصلتُ تقليد عيد ميلادي الخاصّ إعتصار البؤس و الرعب من القناة الهضمية الجانب المشرق لكل شئ |
Yarın dünya, en büyük şehrinin kendini yok edişini dehşetle seyredecek. | Open Subtitles | غداً العالم سيشاهد الرعب وأعظم مدينة ستحطم نفسها |
Londra'daki Lehman'da menkul kıymetleri olan hedge fonları dehşetle gördüler ki menkul kıymetlerini geri alamayacaklardı. | Open Subtitles | لجنة التجارة فى السلع بأسعار مستقبلية التى لها أصول فى فرع ليمان بلندن أصابهم الرعب لاكتشافهم أنهم خلال الليل أصبح لا يمكنهم استعادة هذه الأصول |
dehşetle bakan bir bey duruyordu orada. | TED | وكان يوجد هناك رجل على وجهه نظرة رعب. |
Kontrolden çıktığına dünkü toplantıda tanık olduğumuz bir Glee kulübünün yarattığı dehşetle hala titriyoruz. | Open Subtitles | لازلنا كلنا بزلزال رعب مما شاهدناه بالأمس (بالإجتماع المدرسي من نادي (غلي قد خرَج نطاق السيطرة |
Bana dehşetle baktılar. | Open Subtitles | نظروا إلى نظرة رعب |
Korku ve ahlaki dehşetle. | Open Subtitles | الرعب و الإرهاب الأخلاقي. |