| Çocuk demişken, o gün vitrinde gördüğümüz karyolayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | بالحديث عن هذا ، أتذكرين المهد الذي رأيناه في المعرض؟ |
| İş demişken, sana işle ilgili bir şey sorabilir miyim? | Open Subtitles | حسناً، بالحديث عن العمل هل يمكنني أن أسألك شيئاً عنه؟ |
| Gözetleme demişken bu gece sen de olacaksın, değil mi? | Open Subtitles | مهلا مهلا بالحديث عن المراقبة أنت ستقومين بالمراقبة الليلة صحيح؟ |
| Gece demişken, siz ikiniz aksi söyleninceye dek gece vardiyasında çalışacaksınız. | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن الليل كلاكما ستتوليان النوبه الليله حتى إشعار آخر |
| -Tarih demişken, iki buçuk yıldır birlikte çalışıyoruz ama nerede oturduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | بالتحدث عن التاريخ ، لنا نعمل مع بعضنا لسنتين ، وليس لي فكرة أين تعيش |
| Muhafızlar demişken, sizin odanıza girdiğimizde neredeydiler? | Open Subtitles | أين كان حراسك بالمناسبة عندما دخلنا غرفتك؟ |
| Çingene müziği demişken, o Ochi Tchornya kutularını satmakta büyük sorun yaşıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | بالحديث عن موسيقى الغجر لقد خضنا الكثير من المتاعب فى بيع صناديق الأوتشا تشورنيا أليس كذلك ؟ |
| Yumuşak manken demişken, soyun. | Open Subtitles | بالحديث عن الدمى,أليس من الأفضل لك أن تتعرى |
| Jerry demişken, babası Peterman'ın şirketinde beni deli ediyor | Open Subtitles | بالحديث عن جيري، أبوه يفقدني صوابي عند مؤسسة بيترمان. |
| Sevgili demişken, içerde benim için bir tane yok mu? | Open Subtitles | بالحديث عن المواعدة، أليس لديّ موعد بالداخل؟ |
| Örümcek demişken, burada Jim Robertello adında biri vardı. | Open Subtitles | بالحديث عن العناكب، كان هنا رجلا يسمى جيم روبيرتيلو |
| Düşmek demişken, yazdığım şu yazı için trapez yapmayı deniyorum. | Open Subtitles | بالحديث عن الوقوع, لقد جربت الأرجوحه البارحه من اجل تلك القطعه التي اكتبها |
| İlişkiler demişken, sizin de evlilik dışı bir çocuğunuz yok muydu? | Open Subtitles | بالحديث عن العلاقات ، أليس عندك ابن من علاقة زواج فاشلة ؟ |
| Miras demişken, ne zaman görebileceğiz? | Open Subtitles | حسنا بالحديث عن ميراثك متى سيكون بامكاننا عرضها؟ |
| Dostluk demişken, sanırım ortak bir tanıdığımız var. | Open Subtitles | بالحديث عن الأصدقاء أنا أعتقد أننا نعرف صديقا مشتركا لديه شاحنه جديده |
| Hazır lise demişken, bu iş nasıl yürüyecek? | Open Subtitles | بالحديث عن هذا ، كيف سيسير هذا الأمر ، على أية حال ؟ |
| Süper-anne demişken benimkiler yokken seninki, Spring Fling'le aynı gece düzenlenen okulun düzenlemediği bir partide refaketçi olmak ister mi? | Open Subtitles | بالحديث عن الام الخارقة الخصوصية محجوزة اذا هل تظني بأنك جاهزة وصيفة الحدث بدون دعم المدرسة |
| Mutfak demişken, bunlar kuşkonmaz bitkisi. | TED | بمناسبة الحديث عن المطابخ، إليكم بعضا من نبات الهليون. |
| O tatlı. Herkes tatlı. Tatlı demişken, kız arkadaşın nerede kaldı? | Open Subtitles | انه لطيف , الجميع لطيف بمناسبة الحديث عن اللطف , اين هي صديقك ؟ |
| Film demişken, aklıma ne geldi biliyor musun çaylak? | Open Subtitles | تماماً, بالتحدث عن الأفلام تعرف ما كنت أفكر فيه أيها الإختباري؟ |
| Hazır ev demişken, bir tur atabilir miyim? | Open Subtitles | بالمناسبة ، هل يمكنك أخذي في جولة بالبيت ؟ |
| Uzay elbisesi demişken kitap imza gününde Buzz Aldrin ile tanışmıştım. | Open Subtitles | كَلام عن البدلات الفضائيةِ، قابلتُ أزيزَ الدرين في تَوْقيع كتابِ. |
| - Başka bir kanıtımız da yok. Kanıt demişken, suç mahali ile ilgili Olay Yeri raporunu gönderdiler. | Open Subtitles | بمُناسبة الحديث عن ذلك، لقد جلبوا تقرير وحدة الجرائم لمسرح الجريمة. |
| Açılmak demişken; ilk yaptığını tekrar eder misin? | Open Subtitles | على ذكر هذا الموضوع، هلاّ جربت المستندات مجدداً؟ |
| Gizli pasta demişken, gizli defterinle alakalı bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | في الحديث عن الفطيرة السرية, أردت اخبارك بشيء حول دفترك السري |
| Akıllıca demişken, olay yerinde senin, lotoda kazanırsan ne yapmak isteyeceğinden... | Open Subtitles | بالتحدّث عن البراعة، لقد لاحظتُ في مسرح الجريمة، أنّكِ لم تذكري |
| Çocuk demişken seni genç ev arkadaşım Louis lves ile tanıştırayım. | Open Subtitles | ,وبالتحدث عن الاطفال اريد ان اقدم لك الشاب نزيل منزلي لويس ايفيس |
| Senaryolar demişken, ilk senaryomu babamdan almıştım. | TED | وبمناسبة الحديث عن التعليمات، أول تعليمات تلقيتها أتت من والدي. |
| Zaten senin başın da yeterince kalabalık. demişken... | Open Subtitles | كما أن لديك مشاغل تكفيك، وفيما يخصّ ذلك... |
| Tomar demişken, şuraya baksana. | Open Subtitles | على طاري الرزمة ، انظري الى هناك |
| Yok etmek demişken, şunu aklımızda tutalım. Amazon en güçlü toprak parçasıdır. | TED | وبالحديث عن التدمير، من المهم أن نبقي في بالنا أن الأمازون أكثر الغابات إذهالا. |
| Para demişken, New York Akıl ve Hafıza Enstitüsü yakın zamanda 500 milyon dolarlık bir yatırım almış. | Open Subtitles | بذِكر المال، معهد نيويورك للمخ والذاكرة تسلَّم للتو استثمارًا قدره خسمائة مليون. |