| Savaş Departmanı, bu şubenin dosyalarını denetlemeye karar verdi. | Open Subtitles | قسم الحرب قرر التدقيق بقضايا هذا الفرع |
| Savaş Departmanı, bu şubenin dosyalarını denetlemeye karar verdi. | Open Subtitles | قسم الحرب قرر التدقيق بقضايا هذا الفرع |
| Alicia. Bu yüzden bizi denetlemeye çalışıyorsun, bu yüzden paranın peşinden gidiyorsun. | Open Subtitles | بسبب (أليشيا) لهذا حاولت التدقيق في حساباتنا |
| Hayır, iki ay sonraki gönüllü emekliliğinize kadar geçiş sürecini denetlemeye geldim. | Open Subtitles | كلاّ يا سيّدتي، أنا هنا للإشراف على المرحلة الانتقالية التي تؤدي إلى تقاعدكِ الطوعي في غضون شهرين |
| Thomas Küba'ya, Amerikan üssündeki yeni radarın takılmasını denetlemeye gelmişti. | Open Subtitles | كان (طوماس) في (كوبا) للإشراف على تركيب رادار جديد في القاعدة الأمريكية. |