| Neden onu denizin dibinde huzur içinde bırakamadılar? | Open Subtitles | لماذا لم يتركوه هناك فى سلام فى قاع البحر ؟ |
| Neden onu denizin dibinde huzur içinde bırakamadılar? | Open Subtitles | لماذا لم يتركوه هناك فى سلام فى قاع البحر ؟ |
| Yukarı taraf, denizin dibinde çıkıntı yapan belirsiz bir metal cisim var. | Open Subtitles | ارى جزءا معدنيا مجهولا يبرز من قاع البحر |
| Bu canlıların çoğu birer yetişkin olup denizin dibinde yaşamaya başlamadan önce planktonun bir parçasıydı. | Open Subtitles | العديد من هذه المخلوقات بدأت حياتها كجزء من العوالق قبل أن تبلغ وتستقرّ في قعر البحر |
| Belki de denizin dibinde kemiklerin anneninkiyle birbirine karışır. | Open Subtitles | حسناً، ربّما ستختلط عظامك بعظام والدتك في قعر البحر |
| Elbette, tekne bir yılı aşkın süredir denizin dibinde ve akıntı onu sürekli çıkıntılara vurmuştur ama delikler bana içeriden açılmış gibi geldi. | Open Subtitles | بالطبع , القارب يقبع تحت الماء لأكثر من عام والمد يضربه بالجبال أعتقد أن تلك الحفر تبدو وكأنها حُفرت من الداخل |
| # Biz denizin dibinde vaktimizi gönlümüzde yaşarken | Open Subtitles | بينما نحن نُكرِّس كل اليوم للسباحة تحت البحر. |
| Sis, tekrar Antonio körfezine döndüğünde Spivey Point açıklarında... denizin dibinde yatan adamlar kalkacaklar ve kendilerini, karanlık, soğuk ölüme gönderen kamp ateşini arayacaklar. | Open Subtitles | عندما يعود الضباب إلي "أنطونيو باي الرجل الذي بقاع البحر عند الماء عند نقطة سبايفي |
| Gerçekten milyonlarcası vardır denizin dibinde yürürler çöküntüdeki yenilebilir tanecikleri süpürürler. | Open Subtitles | هنالك الملايين منهم تزحف عبر قاع البحر ..تشفط أي جسيمات صالحة للأكل |
| denizin dibinde bir volkan püskürüyor ve büyümeye devam ediyor. | Open Subtitles | هذا بركان يتفجر من قاع البحر و لازال يكبر. |
| Er ya da gec, yiyecek bulmak zorundadirlar ve bu da cok asagilarinda, denizin dibinde yatmaktadir. | Open Subtitles | آجلاً أم عاجلاً، سوف تبحث عن طعامها بدورها، و طعامها موجود بعيداً في قاع البحر. |
| Kalsiyum ve karbondan oluşan kabukları milyonlarca yıldan fazla sürede kireçtaşına dönüştükleri denizin dibinde birikiyordu. | Open Subtitles | تتألف أصدافهم من الكالسيوم والكربون. تتراكم على قاع البحر لملايين السنوات. ثم تتشكّل لحجر جيري. |
| Ben sana diyeyim denizin dibinde balıklara yem oldular. | Open Subtitles | سأخبرك بمكانه، إنه في قاع البحر وأصبح طعاماً للأسماك |
| DG: Bence, bugün denizin dibinde şahit olduğumuz en muhteşem öykülerden biri, yanardağ patlamasının ardından tabandan çıktığını gördüğümüz ilk şeyin bakteriler olması. | TED | ديفيد جالو: اعتقد ان هذا واحد من أعظم القصص حتى الآن التي نراها من قاع البحر، هي أن أول شيء نراه يخرج من قاع البحر بعد الانفجار البركاني هو البكتيريا. |
| Acastus hala denizin dibinde olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون "اكاستس" فى قاع البحر اتمنى ذلك |
| Belki de denizin dibinde kemiklerin anneninkiyle birbirine karışır. | Open Subtitles | حسناً، ربّما ستختلط عظامك بعظام والدتك في قعر البحر |
| Bak ne diyeceğim, ikiniz denizin dibinde çok güzel bir ikili olursunuz. Ben bota bineceğim. | Open Subtitles | سأذهب أنا في قارب النجاة بينما يمكنك أن تقيم معها علاقة في قعر البحر |
| Elbette, tekne bir yılı aşkın süredir denizin dibinde ve akıntı onu sürekli çıkıntılara vurmuştur ama delikler bana içeriden açılmış gibi geldi. | Open Subtitles | بالطبع , القارب يقبع تحت الماء لأكثر من عام والمد يضربه بالجبال أعتقد أن تلك الحفر تبدو وكأنها حُفرت من الداخل |
| # denizin dibinde, ruhumuz daha zengin | Open Subtitles | ونحصل على حيوية وأنت تسمع عنها فقط تحت البحر. السمندل يعزف على الفلوت. |
| Sen sadece ölümle yüz yüzeyken denizin dibinde bahsettin. | Open Subtitles | أنت لم تذكره إلا ونحن بقاع البحر |