"denizleri" - Traduction Turc en Arabe

    • البحار
        
    • بحار
        
    • والبحار
        
    • المحيطات
        
    • البحارِ
        
    O zamanlar korsanlığın altın zamanlarıydı, Teach gibi korsanlar uzak denizleri korkuya boğuyorlardı. TED وكان ذلك العصر الذهبي للقرصنة، عندما كان يرهب القراصنة كأمثال تيتش أعالي البحار.
    Ve Tanrı'Verimli olun ve çoğalın ve denizleri doldurun' diyerek onları kutsadı. Open Subtitles و باركها الله قائلاً اثمري و اكثري و املاي المياه في البحار
    Bu yüzden açık denizleri korumanın ekolojik, ekonomik ve sosyal yararları vardır. TED لذلك فإن حماية أعالي البحار ستكون له فوائد بيئية واقتصادية واجتماعية.
    Hayır, aksine benim bu elim denizleri kızıla boyayacak, yeşil suları kızıla çevirecek. Open Subtitles كلا بل هي يدين ستكثر من بحار الأحمر القاتم محولةَ الأخضر إلى أحمر
    Bulutları yoğun ve Titan'ın yüzeyine yağıyor, gölleri ve denizleri sıvı metanla dolduruyor. TED تتكاثف غيومه لتتحول إلى مطرٍ يهطل فوق سطح تايتن، وذلك لتحافظ على البحيرات والبحار المملوءة بالميتان السائل.
    Çocukken hayal ettiğim el değmemiş denizleri bulmak gittikçe zorlaşıyor. TED ولقد أصبحت البحار العريقة والنظيفة التي حلمت بها كطفل من الصعب جدّا إيجادها.
    Bu haritada, denizleri ve okyanusları çıkarttık. TED في هذه الخريطة، استبعدنا البحار والمحيطات.
    Dağları yıkın, denizleri boşaltın, gökyüzündeki yıldızları parçalayın. Open Subtitles مزق الجبال و أفرغ البحار اٍمحى النجوم من السماء
    Büyük depremlerin olduğu, yeryüzünün deniz gibi dalgalandığı dönemde insanlar kayıklara binip denizleri aşarak kuzeye gitmişler. Open Subtitles عن زمن الزلازل العظمى حين كانت الأرض تهتز كالبحر والرجال أخذوا المراكب وعبروا البحار إلى الشمال
    Hayır, tam tersine bu eller engin yeşil denizleri kıpkızıl yapar. Open Subtitles لا بل إن يدى هذه ستقلب البحار الضاجة بالمخلوقات وتجعل الأخضر أحمر قاتماً
    denizleri geçtik, hastalandığımızda da bizden ilaç esirgendi. Open Subtitles لقد عبرنا البحار لقد رفضنا الدواء عندما مرضنا
    Yine de, ailelerini bırakıp Tanrının söylediklerini öğretmek için denizleri geçmişler. Open Subtitles تركوا عائلاتهم خلفهم و قطعوا عباب البحار ليوصلوا كلام الرب
    Kutup denizleri yaz mevsiminde gezegenin en verimli sularıdır. Open Subtitles البحار القطبية في الصيفِ الأكثر إنتاجاً على الكوكبِ
    Tropikal denizleri ısıtıp suyu buharlaştırarak yağmur bulutlarını oluşturur. Open Subtitles حيث تضرب أشعة الشمس صفحة البحار الأستوائية فيرتفع بخار الماء من هذه المياه الدافئة ليقوي النظام المناخي لعالمنا
    - Uçan Hollandalı'yı kontrol ediyor. - denizleri ele geçiriyor. Open Subtitles إنه يتحكم في الهولندي الطائر ويسيطر علي البحار
    Ancak çok sayıda plankton bir araya geldiklerinde bu cansız denizleri hayata döndürüyor. Open Subtitles لكن سويّة، تزدهر هذه العوالق في أعداد هائلة لدرجة أنهم يغيّرون البحار عديمة الحياة
    Anakaradan dağları yükselten, kıtaları oluşturan denizleri birleştirip ayırabilen dehşet verici gücü anlamaya henüz başladık. Open Subtitles بدأنا لتونا بفهم القوة الخارقة التي بوسعها رفع الجبال وتشكيل القارات وفتح وإغلاق البحار.
    Alaska'nın meraları denizleri de uzayan güneş ışığı altında verimli hale gelir. Open Subtitles مثل مروجه، بحار ألاسكا مليئة بالخصوبة تحت ضوء شمس
    Dünyanın en soğuk denizleri Antarktika'dadır. Open Subtitles أكثر بحار العالم برودة.. هي بحار القارة القطبية الجنوبية
    Dünya'ya bu kadar yakınken, atmosferi ateşe verip denizleri kaynatmaya yeter. Open Subtitles هذا القرب من الأرض يكفي لجعل الجو يشتعل والبحار تغلي
    Sylvia, denizleri, yemek seçimlerimiz sayesinde kurtarmaya çalışıyor. TED تقوم سيلفيا بحملة لإنقاذ المحيطات من الطريقة التي نأكل بها.
    Buzun çekilmesiyle sert hava şartları ve şiddetli akıntılar, bu sığ denizleri karıştırır. Open Subtitles بالثلجِ المنسحبِ، طقس قاسي وتُثيرُ تياراتَ شرسةَ في هذه البحارِ الضحلةِ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus