Birleşik Devletler'deki ihtiyarların hayat standartlarını arttırmak ve değerlerini daha iyi kullanabilmek için ne yapabiliriz? | TED | ما الذي في وسعنا القيام به لتحسين حياة المسنين في الولايات المتحدة، وأن نستفيد بشكل أفضل من قيمتهم؟ |
Gerçek şu ki, ırkçılık Birleşik Devletler'deki bazı ırk gruplarını sistematik olarak dezavantajlı duruma getiren gerçekten hileli bir sistem üretiyor. | TED | الحقيقة هي، أن التمييز العنصري يُنتج نظامًا فاسدًا يُطبق الحرمان المنهجي على بعض الفئات العرقية في الولايات المتحدة. |
Bugün, Birleşik Devletler'deki kayıtlı mimarların ancak ve ancak yüzde on beşi kadın. | TED | اليوم بالكاد 15 بالمائة من المهندسين المقيدين في الولايات المتحدة سيدات |
Birleşik Devletler'deki en büyük üreticilerden biriyiz. | Open Subtitles | وشركتنا تعتبر من أقوى الشركات لتصنيع مثل هذه الذخائر في الولايات المتحدة |
Bu Birleşmiş Devletler'deki en büyük kaser et fabrikası. | Open Subtitles | هذا هو كوشير أكبر مصنع للحوم جلات في الولايات المتحدة. |
İlk Birleşik Devletler'deki iç savaş, Orta Batı'yı harap etmeye devam ediyor. | Open Subtitles | في الولايات المتحدة السابقة تستمر الحرب الأهلية بتدمير الغرب |
Buna ek olarak, Birleşik Devletler'deki tüm kuralları araştırdım. | Open Subtitles | و بالإضافة إلى ذلك ، لقد بحثت فى المدونات من كل مدينة في الولايات المتحدة |
Guantanamo, tam buradaki, Birleşik Devletler'deki gizli hapishanelerle değiştiriliyor, adamım. | Open Subtitles | غوانتنامو سيستبدل بشبكة من السجون السرية هنا في الولايات المتحدة ، يا صاح |
Tıpkı Birleşik Devletler'deki gibi. Aynı şey işde. | Open Subtitles | مثلما هو الحال في الولايات المتحدة إنّه نفس الشيء |
Kolombiyalı bir resmi görevli, Birleşik Devletler'deki ahbaplarından yardım istemişti. | Open Subtitles | خلاصتاً، مسؤول كلومبي محلي لديه علاقات في الولايات دعا لبضع الخدمات. |
Birleşik Devletler'deki tüm çocukları ve aileleri etkileyecek, onyıllar boyunca daha eğitimli bir işgücünü garantileyecek ve Amerika'nın entelektüel bir süper güç olarak üstünlüğünü güçlendirecek. | Open Subtitles | سيؤثران على كل طفل ووالد في الولايات المتحدة سيضمنان قوى عاملة مُعلّمة جيداً لعقود قادمة وسيعززان ريادة أمريكا |
Kartelin Birleşik Devletler'deki kolu neredeyse. | Open Subtitles | إنه من كبار سادة الأعضاء في الولايات المتحدة. |
Kartelin Birleşik Devletler'deki kolu neredeyse. | Open Subtitles | إنه من كبار سادة الأعضاء في الولايات المتحدة. |
Birleşik Devletler'deki Büyük Efendiler? | Open Subtitles | ماذا عن لوردات الاشفيني في الولايات المتحدة ؟ |
Bu, Birleşmiş Devletler'deki eğitime ayrılan bütçeyi iki katına çıkarmak isteyen bir STK'nın bir hayır organizasyonu için bir otobüs veya taşıtı, dikkatlice tasarlanmış, iki inç farkla anayoldaki üstgeçitlere değmez. | TED | هذا باص .. او حافلة انها من عمل منظمة اجتماعية والتي تريد ان تضاعف الميزانية التعليمية في الولايات المتحدة الامريكية وقد صمم بصورة دقيقة وبهذا التصميم كان يعبر الطرق السريعة ويعبر عن الفكرة |
Bu ürünle sadece Birleşik Devletler'deki hayvanlar beslenecekti ama insanların yiyeceklerine de girdi ve biri onun yiyeceklere nasıl bu kadar kolay girdiğini keşfetmiş olmalı. | TED | هذه الأشياء كان من المفترض بها أن تكون غذاءا للحيوانات فقط في الولايات المتحدة. ووصلت إلى محلات التموين البشري ، كان على شخص ما أن يتوقع حدوث ذلك بكل بساطة. |
Buna zıt olarak, Edward Snowden'ın Birleşik Devletler'deki Ulusal Güvenlik Ajansından aldığı bütün dosyalar bir tırnak büyüklüğündeki bir hafıza kartına sığıyor ve ışık hızında paylaşılabiliyor. | TED | بالمقابل، فجميع الملفات التي أخذها إدوارد سنودن، من وكالة الأمن القومي في الولايات المتحدة يمكن تخزينها على ذاكرة محمولة، بحجم الإظفر. كما يمكن مشاركة هذه المعلومات بلمح البصر. |
Birleşik Devletler’deki hastanelerde verilen antibiyotiklerin %50’si gereksiz. | TED | في الولايات المتحدة، 50% من المضادات الحيوية المعطاة في المستشفيات غير ضرورية. |
Vanderbilt, Cleveland Kliniği'nde -- Birleşik Devletler'in her yerinde -- uygulanan tedavi şekillerine sahibiz, ve bunları Birleşik Devletler'deki maliyetin yüzde 10'uyla gerçekleştirebiliyoruz. | TED | لدينا كل طريقة يمكن أن يعمل بها في فاندربيلت عيادة كليفلاند – في كل مكان في الولايات المتحدة ونحن نفعل ذلك بنحو ١٠٪ من التكلفة المتطلبة لتفعل هذه الأشياء في الولايات المتحدة |
Nasıl oy kullanılacağına dair bilgi veren mecraları olmayan Birleşik Devletler'deki ilçelerin yaklaşık olarak üçte birinden biriydi. | TED | تقريباً ثلث المقاطعات في الولايات المتحدة لم يكن لديها أي نشاط على الإنترنت من أجل العثور على معلومات رسمية عن كيفية الإقتراع. |