Sesüstü hızda hareket eden bir cisim Birleşik Devletler'in doğu kıyısına doğru hareket etmektedir. | Open Subtitles | شيء كبير يحلق بسرعة تفوق سرعة الصوت باتجاه الساحل الشرقي من الولايات المتحدة. |
Birleşik Devletler'in beni tanımasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد اعترافاً من الولايات المتحدة الأمريكية. |
Hatta basit bir Birleşik Devletler'in Küba'ya saldırmayacağı kararından çok daha iyi olacaktı. | Open Subtitles | ربما حتى أكثر بكثير من من مجرد قرار بسيط من الولايات المتحدة بعدم مهاجمة كوبا |
Onların öncelleri gibi, bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar. | TED | كما كان أسلافهم، مشرديّ اليوم يرتحلون على الشرايين الحديدية والأسفلتية للولايات المتحدة. |
Onu Fort Knox'ta patlatmayı düşünüyorsan... ..Birleşik Devletler'in tüm altın rezervi radyoaktif olacak... ..57 yıl boyuunca. | Open Subtitles | كل مخزون الذهب للولايات المتحدة سيبقى مشعا حتى 57 سنة |
Söylemek istediğim Birleşik Devletler'in gelecekteki başkanına mümkün olan en büyük yardımı yapın. | Open Subtitles | دعوني أقول أنه يجب أن تتبرعوا بأصواتكم للرئيس القادم للولايات المتحدة |
Birleşik Devletler'in batı kıyısına doğru gidiyor. | Open Subtitles | و تتجه للساحل الغربى من الولايات المتحدة |
Bizim için de Roma için yazdıkları gibi bir çöl yaratıp adına barış dediler diye bir Birleşik Devletler'in ya da Amerikan halkının bir parçası olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان اكون جزاء من الولايات المتحدة لا اريد ان اكون جزاء من الشعب الامريكي وهم يكتبون عنا |
4 Temmuz 1776'da Birleşik Devletler'in 13 kolonisi de kendi bağımsızlıklarını ilan ettiler. | Open Subtitles | في الرابع من يوليو سنة 1776م الثلاثة عشر مستعمرة من الولايات المتحدة أعلنوا إستقلالهم |
Simülasyonlara göre, Birleşik Devletler'in Doğu Yakası'na çarpması yüksek olasılık. | Open Subtitles | واختباراتنا المحاكية للواقع حددت أن المذنب سيرتطم بالجانب الشرقي من الولايات المتحدة |
Fakat ayrılık kaçınılmaz hale gelmiş ve gerçekleştirilmiştir ki, her zaman söylemiş olduğum, ve şimdi de söyleyeceğim üzere, ben bağımsız bir güç olarak Birleşik Devletler'in dostluğunu ilk kabul eden olmaya hazırdım. | Open Subtitles | كنت دائماً اقول كما اقول الآن كنت اول من يقبل الصداقة من "الولايات المتحدة" كقوة مستقلة |
Fakat fark ettim ki, Marine Corps'u en çok katıldığım zamanlar en az aradığım şeyler için sevmiştim ki onlar insanlardı, bu garip ahbaplarla -- Birleşik Devletler'in bir kesitinden karakterler grubu-- görünüşte hiçbir ortak noktamız yoktu. | TED | واكتشفت أنني احببت مشاة البحرية للشيء الذي كنت أبحث عنه حين انضمامي، وهو الناس: هؤلاء الأشخاص غريبو الأطوار -- فريق مختلط من الشخصيات من شريحة من الولايات المتحدة -- والذين وبشكل سطحي لا أملك معهم أي قاسم مشترك. |
Birleşik Devletler'in izni olmadan eski eserleri, Birleşik Devletler topraklarından çıkarmak Eski Eserler Yasası'nı ihlal etmektir. | Open Subtitles | من الواضح بأنّه إنتهاك ... بموجبِ قانون الآثار لِنقل الآثار ... من أراضي الولايات المتّحدة دون إذنٍ من الولايات المتّحدة |
Birleşik Devletler'in eski bir başkanını öldürdüler. | Open Subtitles | وقتلوا رئيساً سابقاً للولايات المتحدة الأمريكية |
Birleşik Devletler'in anayasasını ve kanunlarını dahili ve harici tüm düşmanlardan koruyup savunacağıma ve ona sadık ve bağlı kalacağıma yemin ederim. | Open Subtitles | سادعم و ادافع عن القانون للولايات المتحدة الامريكية ضد جميع الاعداء المحليين و الاجانب |
Birleşik Devletler'in Kuzeybatı köşesinde böyle bir olayın neticesini görebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع أن ترى أعقاب ما حدث عند حافة الشمال الغربي للولايات المتحدة |
Hatta Birleşik Devletler'in ilk siyah başkanı olabilirsin. | Open Subtitles | هيك,من الممكن أن تكون أول رئيس أسود للولايات المتحدة |
Moda ikonu, kraliçe B. Ve büyük ihtimalle Birleşik Devletler'in gelecekteki başkanı. | Open Subtitles | ومن المحتمل الرئيسة المستقبلية للولايات المتحدة |
Dünyanın dengesiz bir bölgesinde Birleşik Devletler'in delegeliğini yapıyorum. | Open Subtitles | انا ممثل للولايات المتحدة فى منظقة غير مستقرة فى العالم. |