Zamansızca döndüğüm için özür dilemesi gereken benim. | Open Subtitles | أنا من ينبغي عليه الاعتذار عن العودة في وقت غير مناسب |
Dinle, asıl özür dilemesi gereken kişi benim, tamam mı? | Open Subtitles | استمعي, انا من يجب عليه الاعتذار , حسناً ؟ |
Senin suçun değildi. Özür dilemesi gereken benim. | Open Subtitles | لا تضع ذلك على نفسك فأنا من يجب عليه الاعتذار |
Hayır, özür dilemesi gereken benim. | Open Subtitles | لا, إنه أنا من يجب عليه الإعتذار |
Özür dilemesi gereken biri var ise o'dur. | Open Subtitles | هو من يجب عليه الإعتذار |
- Özür dilemesi gereken sizsiniz. Ameliyatı siz yapmalıydınız ama ona bıraktınız. | Open Subtitles | أنت التي يتحتم عليها الاعتذار كان من المفترض أن تجري الجراحة |
- Özür dilemesi gereken sizsiniz. | Open Subtitles | أنت التي يتحتم عليها الاعتذار كان من المفترض أن تجري الجراحة |
Bak dostum, özür dilemesi gereken benim, tamam mı? | Open Subtitles | أنا من يجب عليه الاعتذار , حسن ؟ |
Özür dilemesi gereken benim. | Open Subtitles | أعني,... انظري, انا من يجب عليه الاعتذار |
O yüzden özür dilemesi gereken kişi benim. | Open Subtitles | لذا، أنا من عليه الاعتذار إليكِ |
Özür dilemesi gereken sensin. | Open Subtitles | أنت من يجب عليه الاعتذار |
Özür dilemesi gereken kişi benim. | Open Subtitles | انا هو من يجب عليه الاعتذار |
Asıl özür dilemesi gereken benim. | Open Subtitles | إنه أنا من عليه الاعتذار |
Asıl özür dilemesi gereken benim. | Open Subtitles | إنه أنا من عليه الاعتذار |
Hala özrünü kabul etmedim Silver. Asıl özür dilemesi gereken benim. Navid'i o çocukla konuşurken gördüm. | Open Subtitles | مازلت لم أتقبل إعتذاركِ، (سيلفر). أنا من يجب عليه الإعتذار. لقد شاهدت (نافيد) وهو يحاصر ذلك الشاب الليلة، |
Asıl özür dilemesi gereken benim. | Open Subtitles | أنا هو من يجب عليه الإعتذار. |
Bu arada, özür dilemesi gereken benim. | Open Subtitles | بجانب أنني من يجب عليها الاعتذار |
Özür dilemesi gereken yine ben mi oldum ya? | Open Subtitles | إذن لماذا أنا من عليها الاعتذار |
Özür dilemesi gereken kişi benim. | Open Subtitles | أنا التي عليها الاعتذار |