"dinlemediğini" - Traduction Turc en Arabe

• تَستمعُ
• لاتستمع
• تستمع الي
• تصغين

Geyiğe çarpmış dedim. Beni dinlemediğini biliyordum.
لقد قلت لك انه صدم غزالا، عرفت بأنك مَا كنت تَستمعُ لي.

Birşey söylemek istiyorum ama bazen, beni dinlemediğini hissediyorum.
أُريدُ قَول الشيءِ. لكن أحياناً، أَشْعرُ بأنّك لا تَستمعُ.

Annem dinlemediğini söylerdi ama koridorun sonundaki koca saatin arkasına saklandığını bilirdim.
أمي كانت تقول أنها لاتستمع أعلم أنها تختبئ وراء الساعه في الممر

Annem dinlemediğini söylerdi ama koridorun sonundaki koca saatin arkasına saklandığını bilirdim.
أمي كانت تقول أنها لاتستمع لكن , أعلم أنها تختبئ وراء الساعه في الممر

Dinle, doktoru arayıp bu kızın söz dinlemediğini söyleyeceğim.
انظري، سأتصل بالطبيب و اخبره بان هذه البنتِ لَنْ تستمع الي.

Beni dinlemediğini biliyorum çünkü kendi askeri ego tapınağında hapsolmuş durumdasın.
يا رجل , اعلم انك لن تستمع الي لانك علقت بثقتك المفرطة بنفسك

Duyduğunu ama dinlemediğini düşünüyor.
،إنه يعتقد أنكِ تسمعين كلامه ولكن لا تصغين جيداً

Çünkü bazen beni hiç dinlemediğini düşünüyorum.
لأنه بنصف الوقت أعتقد حقـا أنك لا تصغين إليّ

Eminim konuşuyorsundur, Çünkü dinlemediğini biliyorum.
أَنا متأكّدُ أنت كُنْتَ تَتكلّمُ، لأن أَعْرفُ بأنّك مَا كُنْتَ تَستمعُ.

Biliyor musun bazen beni dinlemediğini düşünüyorum.
احياناً اشعر انك لا تستمع الي

Tom, onu dinlemediğini düşünüyor.
يرى (توم) أنكِ لا تصغين له