"dinleyici" - Traduction Turc en Arabe

• مستمعة
• الجمهور
• تنصت
• الحضور
• مستمعاً
• مُستمعة
• الإصغاء
• المستمع
• مستمعون
• تنصّت
• بالإستماع
• المستمعين
• مُستمع
• مستمعه
• مستمع جيد

Belki de sadece konuşmak istiyorum. Biliyor musun , ben gerçekten iyi bir dinleyici değilim.
لربما أنت فقط تريد أن تتكلم أتعلم ، أنا مستمعة جيدة

İster inan ister inanma, O gerçekten iyi bir dinleyici ve onca olanlardan sonra, birine açılmak benim için çok iyi oldu.
صدّق أو لا تصدّق، فهي مستمعة عظيمة ومع كل ما يحدث فقد كانت مخرج رائعا لي

(Bir dinleyici: Rahmi yırtılırdı.)
احد الجمهور : لان رحمها سوف يتمزق .. نعم كان يعتقد ان رحمها قد يمزق

Ona güvenlikden bahsettim ve arabasına dinleyici koydum.
أخبرته عن الحراسة، ووضعت جهاز تنصت في سيارته

Bu oldukça tartışmasız bir açıklama olmalı, özellikle bu dinleyici kitlesi için.
لا بد أنه تصريح لا خلاف عليه تمامًا، بالتحديد أمام هذا الحضور.

Bu pek bilinsin istemiyorum ama ben bazen iyi bir dinleyici olabilirim.
لا أظهر ذلك حقاً في الحرم الجامعي في الواقع اكون مستمعاً جيداً اذا كنت بحاجة لبعض المساعدة

Eğer başından her ne geçiyorsa sana yardım edebilecek biri varsa ikimiz de onun iyi bir dinleyici olduğunu biliyoruz.
واذا كان هناك شخص يستطيع مساعدتك لتخطي ايا كان ما تعاني منه اذاً كلانا نعلم انها مُستمعة جيدة

Eğer eşinin elinde sırf iyi bir dinleyici diye genç bir dansçıyla kahve içerken çekilmiş resimlerin varsa bu da imkânsız oluyor.
هذا اصبح مستحيل ،عندما يكون هناك صور اجرامية لك بحوذتها ببساطة تناول القهوة مع راقصة صغيرة لانها مستمعة جيدة

O çok yardımsever, iyi bir dinleyici ve iyi bir arkadaş.
هي لطيفة ، مساعدة جداً مستمعة جيدة وصديقة رائعة

Yürümeyi çok seviyor. İyi bir dinleyici.
يسعدها الذهاب في نزهة، إنها مستمعة رائعة للناس

Bak, iyi bir dinleyici olmadığımı biliyorum ve bazı şeyleri senin tarafından anlayamadığımı da biliyorum.
إنظري ,أعلم بأنني لم أكن مستمعة جيدة وأعلم بأنك تعتقدين

Oldukça iyi eğitimli bir dinleyici var burda, tahminimce hepiniz AIDS hakkında birşeyler biliyorsunuz.
و بما ان الجمهور المتواجد اليوم هو جمهور واعي و مثقف لذا أتصور أن لدى الجميع فكرة عن الإيدز

Orada bulunun. O kavrayıcı ve bağlı dinleyici kitlesi siz olun bu, bir müzik şehrinin büyümesi için çok gereklidir.
كونوا هناك ضمن الجمهور المستقبل والمتفاعل فهذا ضروري لازدهار مدينة الموسيقى.

Şimdi, tartışmacı olduğunuz, aynı zamanda da dinleyici olduğunuz bir tartışma düşünebiliyor musunuz? Kendinizi tartışırken seyrettiğiniz?
الآن هل يمكنك أن تتخيل مناقشة حيث تكون أنت المناقش، لكنك أيضاً في الجمهور تشاهد نفسك تتحاور؟

eğer mayonuza bir dinleyici saklayabilseniz bile,... klorlu su, elektrik iletici olduğu için, dinleyici aygıtı kısa devre yaptıracaktır.
حتى وإن أردت أن تختفي جهاز تنصت في حوض السباحة الماء المكلور سيولد كهرباء بشكل كافي ليدمر أي جهاز تنصت

Evime dinleyici mi koydun?
الدرس المعتبر هنا هل قمت بزرعّ أجهزة تنصت بمنزلي؟

Bu görüntüler, bugün burada dinleyici olarak bulunan arkadaşım ve meslektaşım Mark Boyer'e ait.
هذه الصور التقطها صديقي وزميلي، مارك بوير، الموجود هنا اليوم ضمن الحضور.

Aktif bir dinleyici ol. - Linus, beni oyunumdan vazgeçiriyorsun.
ـ كونى مُستمعة نشطة ـ لينوس ، أنت تُلقى بى خارج لعبتى

Çok iyi bir dinleyici olmadığımı biliyorum... ama değişebilirim.
أعلم أنني لست أفضل من يجيد الإصغاء لكنني أستطيع أن أتغير

Her kesimden insanla bağ kurabilen bir dinleyici olmak için birkaç şeyi yeniden gözden geçirin.
لذا، لكي تكون المستمع الذي يتواصل مع جميع أنواع الناس، عليك أن تتخلص من بعض الأشياء.

Ve iyi bir dinleyici olduğundan senin için özel bir sürprizim var.
ولأنكم مستمعون رائعون. لدي مفاجئة خاصة لكم.

- Derek Reston'un ceketine dinleyici yerleştirdim.
-ما هذا؟ -أسقط آداة تنصّت في معطف (ديريك ).

İyi bi dinleyici değilim
لا أقوم بالإستماع بشكل جيد صحيح ؟

Orkestradaki ve dinleyici grubundaki bireylerin kendi hikâyeleri var.
هنالك قصص أفراد بين فريق الأوركسترا وبين المستمعين

En iyi dinleyici olmuştu.
صُوّت أنّه أفضل مُستمع.

Belki daha iyi bir dinleyici olmanın faydası olabilir.
حسناً إذا كنتى مستمعه أفضل قد يساعد

O iyi bir dinleyici, ve ben onunla hayallerimi ve umutlarımı paylaşıyorum,
إنه مستمع جيد جداً و أشاركه أحلامي و آمالي