"direniş" - Traduction Turc en Arabe

• مقاومة
• المقاومه
• المقاومة
• للمقاومة
• المعارضة
• مقاومه
• بالمقاومة
• المُقَاومَة
• مقاومتنا
• لمقاومة
• للمقاومه
• المُقاومة
• يقاوموا
• معارضة
• وقاوم

Birkaç yüz polis ve koruma bir yeraltı direniş hareketi kurmuş.
بضعة الآلاف من الشرطه و الحراس شكّلت تحت الأرض حركة مقاومة.

Umut dolu yerel liderlik vasıtasıyla, bunun olmasını durdurmak için barışçıl bir direniş kampanyası başlattılar.
من خلال القيادة المحلية الملهمة، شنوا حملة مقاومة سلمية لوقف ذلك.

Şiddetli direniş ve pasif direniş birlikte çok önemli bir şeyi paylaşıyorlar; Her ikisi de davalarına bir izleyici arayan bir tür tiyatro.
مقاومة عنيفة والمقاومة اللاعنفية شيء واحد مهم جدا مشترك ؛ وكلاهما نموذج للمسرح تسعى لحضور جمهور لقضيتهم.

direniş onlara ihanet ettiğini öğrense ne der merak ediyorum.
أتساءل ماذا كانت لتقول المقاومه. لو كانوا يعلمون خيانتك لهم.

Yani şiddet içermeyen direniş, mücadeleyi yürütmekte daha etkili ve yapıcı bir yöntemdi.
بمعنى آخر، فإن المقاومة غير المسلحة تعدّ طريقة أكثر فعالية وبناءة لخوض الصراع.

direniş'e gitmeliyiz. Yardıma ihtiyaçları var.
يجب علينا العودة للمقاومة إنهم يحتاجون المساعدة

ordunun adını unuttum, sanırım Lordların direniş Ordusu, ama hükümet de pek temiz bir geçmişe sahip değil, ilk videoyu oynatabilir miyiz?
لقد نسيت أسم الجيش، إنه مقاومة جيش الرب، كما أعتقد، لكن الحكومة كذلك، ليس لديها سجل نظيف، إذاً هلا شغلتم الفيديو الأول.

Çalıştırılan mahkûmlar arasında, bir direniş hareketi vardı.
من بين المساجين العمال تشكلت حركة مقاومة

direniş kırılana kadar süren dört günlük savaşta hem ağır zayiat verildi, hem de çok sayıda sivil hayatını kaybetti.
لقد أستلزم الأمر معارك دارت لأربعة أيام وخسائر كبيرة فى المعدات وبين المدنيين قبل أن تنهار مقاومة المدافعين

Baskın sırasında herhangi bir direniş yaşanmadı, ve yasadışı yerleşim yapanların çoğu polise kendiliğinden teslim oldu.
لم تكن هناك اي مقاومة لحملة المداهمة والعديد من المهاجرون اللا شرعيون سلموا أنفسهم طواعياً للشرطة

GÖRÜŞ AYRILIKLARINA İZİN VERİLMEMESİNE RAĞMEN KÜÇÜK BİR DİRENİŞ HAREKETİ... ..YERALTINDA VARLIĞINI SÜRDÜRMEYİ BAŞARMIŞTI.
رغم ذلك استطاعت حركة مقاومة صغيرة أن تبقى على قيد الحياة في الخفاء

O zaman küçük direniş gruplarını düşünmek zorunda kalmayız.
وربّما لا يجب عندها أن نقلق حول مجموعة مقاومة صغيرة

Amerikan birlikleri direniş görmeden Alman kasabalarını ele geçiriyordu.
كانت القوات الأميركية تستولي على المدن الألمانية دون أية مقاومة

Stalingrad'daki direniş bizim yakıt ve cephanemizi...
المقاومه فى ستالينجراد استنزفت ما لدينا من وقود و ذخيره

İkimiz de direniş için çalışıyor olamayız.
نحن الأثنان لا يمكننا . العمل مع المقاومه

Yaptığı işe devam etmek için de adam direniş'teki dostlarımıza milyonlar veriyor.
وإبقاء له الحديد في النار ، انه يعطي ملايين لأصدقائنا في المقاومة.

Son bir direniş planına katılma çağrısı almayı bekliyordu.
كان يتوقّع أن يُخبر بالإشتراك في بعض التصرّف الأخير المثير للمقاومة

Bana, önemsiz bir direniş olduğunu, çoğu insanın, manastırların feshedildiğini görmekten memnun olacağını söylemiştin!
قلت لي كان: هناك القليل من المعارضة قلت لي أن معظم الناس كانوا سعيدين لرؤية تلك الأماكن تنحل

Alman pilotlar, beklemedikleri bu direniş karşısında umutsuzluğa kapılmıştı.
الطيارين الألمان الذين واجهوا مقاومه شرسه لم تكن فى حسبانهم أصبحوا أقل ثقة فى كسب المعركه

Saldırdıklarında onlara sahte bir direniş, yaralanmalar ve ölümlerle karşılık vereceğiz.
‏ سنتظاهر بالمقاومة ونصطنع الإصابة والموت حين يهجمون. ‏

Geçen yarım senenin ardından ve özellikle geçen ay direniş savaşımız bütünüyle değişti.
خلال النصف الأول من العام الماضي، وخصوصًا الشهر الماضي، تغيّرت حرب مقاومتنا تمامًا.

Hiç ateşle karşılaştınız mı? - karşılaştığımız bir direniş oldu.
ألم تتعرضوا لآي نيران - لم نتعرض لمقاومة شديدة -

Onun dediğine göre bir işçi direniş'e yardım etmek için kaçmış.
, لقد قال بأن هناك عاملاّ هرب وذهب للمقاومه ليحصل على المساعده

Üst düzey direniş liderlerinin olacağı bir toplantının yeri ve zamanını öğrenmek istiyorum.
أريد مكان مُحدد ووقت محُدد لإجتماع على الأهمية لقادة المُقاومة

Hastaların yanına git. Onlara söyle hiçbir şekilde direniş göstermeyecekler.
اذهبا و انضمّا إلى المجموعة و احرصا أن يُدركوا أنّهم لا يجب أن يقاوموا

Eğer direniş beni zamanında iyi ve haklı olduğunu düşündüğüm şeylere karşı muhalefet yapmıyorsa?
إن كانت مقاومة الأمر لن تضعني في معارضة لكل أمر فهمته مرة بأن خير أو صالح

Bayana onu nerede yakaladığımızı söyledim. Haneye tecavüz, tutuklanmaya direniş...
إنه في طريقه أخبرتها أين قبضنا عليه اقتحم المكان وبعثره وقاوم الاعتقال