| Öyle diyorsan öyle olsun, bana iyi gibi görünmüyorsun, kardeş. | Open Subtitles | مهما تقولين أيتها الأخت لا تبدين لى بخير |
| Öyle diyorsan hikayelerde geçen cinlere ne oldu? | Open Subtitles | انت تقولين ذلك لي، لكنها تبقى في هذه التواريخ الجميلة؟ |
| - Mafya yok artık buralarda. - Öyle diyorsan öyledir. | Open Subtitles | لم تعد المافيا تدير شيئاً - هذا ما تقولينه - |
| Buraya gelmek kötü bir fikirdi diyorsan... ..ben de öyle düşünmeye başladım. | Open Subtitles | إذا كنت تقول أن القدوم لهنا كان فكرة سيئة فلقد بدأت أوافقك على ذلك |
| - Sabah seni ararım. - Öyle diyorsan. | Open Subtitles | أنا سوف أتصل بك في الصباح - مهما أنتِ تقوليه - |
| Sen nasıl diyorsan bana ne. Orası kiler yahu! - Orada yiyecek var! | Open Subtitles | لا يهمني ماذا تسميه ,هذا مخزن و هنالك طعام فيه |
| - Ben söyleyene kadar fotoğraf yok. - Sen ne diyorsan. | Open Subtitles | ـ لا تلتقطوا الصور لغاية موافقتي ـ كما تشاء |
| Şu saçma cinayet suçlamasını diyorsan... | Open Subtitles | إذا كنت تقصد أن تشير إلى تهمة القتل الجنونية تلك |
| Eğer yok diyorsan sadece saçmalamış olursun. | Open Subtitles | أعني بـ انك تقولين لأ , بسبب مظهرك هذا هراء |
| Daha önce hiç yemedim, ama sen güzel diyorsan, denerim. | Open Subtitles | لم أتناولها قط، لكن إن تقولين أنها لذيذة، سأتذوقها |
| Pekala. Bitti diyorsan, biter. | Open Subtitles | حسناً ، إن كنتِ تقولين أن علاقتنا انتهت فقد انتهت علاقتنا |
| - Bir daha yaparsan, suçlamalarla geleceğiz. - Tabii, tabii, ne diyorsan öyle olsun. | Open Subtitles | افعلها مجدداً وسوف نوجّه الاتهامات بالطبع، أيا ما تقولين |
| Birine "seni seviyorum" diyorsan ya romantik olacak, ya da bir hayli seksi olacak ikisi birden bile olabilir. | Open Subtitles | عندما تقولين أحبكِ من المفترض أن يكون رومانسيًا وكذلك أن يكون جنسيًا |
| Sen öyle diyorsan, doğru olmalı. | Open Subtitles | حسناً .. إذا كنتى تقولين ذلك .. فهو يهم |
| Evet sen nasıl diyorsan Wargames. | Open Subtitles | أيًّا كان ما تقولينه يا محبّة الألعاب الحربيّة |
| Pekala. Tamam. Haritadır diyorsan, öyle olsun. | Open Subtitles | حسنا,حسنا,اذا كنت تقول انها خريطة فهي خريطة |
| Güzel, eğer öyle diyorsan. | Open Subtitles | جيد , لو كان هذا ما تقوليه |
| Adına her ne diyorsan, adamın ne olursa olsun babasına düşmanlık beslemediğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | و هل تعتقد بأن رجلك مهما يكن ما تسميه لم يشعر بضيق تجاه أباه؟ |
| - ...burada tutuyorlar. - Sen nasıl diyorsan. | Open Subtitles | ـ إذاً، مُفتاح الخزينة يُحتفظ ُبهِ هنا ـ كما تشاء |
| Para için diyorsan bir kaç yıldır. | Open Subtitles | لو كنت تقصد من أجل المال .. نعم .. عدة سنوات |
| Şeytani büyülere gerek yok Gorthan. Dilin yapışmaz diyorsan hadi bize göster. | Open Subtitles | لست بحاجة لأن تلجأ إلى السحر الشرير، جورزان ان كنت تظن ان لسانك لن يلتصق |
| Ofiste kilitli bıraktığımız hurdaya gemi diyorsan. | Open Subtitles | اذا كان هذا ما تدعوه بهراء الفضاء لدينا مركبتك مصادرة. |
| Her ne diyorsan, bunu yapmak istemiyorum. Ben işim sadece rapor hazırlamak. Tamam. | Open Subtitles | حسنا أيا كان ما تدعوها به فأنا لا أفعل هذا ؛ أنا فقط أكتب التقارير |
| Hiç bir zaman o tablonun babanın ya da her ne diyorsan onun olduğundan bahsetmedin. | Open Subtitles | لم تخبرني أبدا أنها ملك لأبيك أو مهما تريد تسميته |
| Berbat haldesin diyorsan bir de daireyi görmelisin. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقدين أني أبدو بشكل مريع يجب أن تري الشقة |
| Eğer bir şey yok diyorsan yoktur. | Open Subtitles | انظر، إن كان لا يوجد شيء اذًا فلا أريد أن أعرف شيء |
| Tabi, eğer sen "ben ilgilenirim" diyorsan, kuşku duyacağım hiç bir şey kalmaz. | Open Subtitles | طبعاً , إن قلت أنك ستهتم بكل شيء فما من سبب لأشك فيك |
| öyle diyorsan öyledir. - öyle ozaman tamam o zaman - tamam | Open Subtitles | هو خطأ إذا قلت كذلك إذا ً هو كذلك حسنا ً إذا ً |