"doğan" - Traduction Turc en Arabe

    • ولد
        
    • ولدت
        
    • الولادة
        
    • ولدوا
        
    • الصقر
        
    • وُلد
        
    • المولود
        
    • المولودة
        
    • تولد
        
    • مولود
        
    • مواليد
        
    • صقر
        
    • مولودة
        
    • وُلدت
        
    • ولادة
        
    kadından doğan insanın günleri sayılı ve sıkıntılar ile doludur. Open Subtitles لرجل ولد من إمرأة خلال عدة أيام و مليء بالمشاكل
    Naju fahişesi bir anneden genelevde doğan biri ve içinde doğduğu aileye bağlı olarak azamet veya felâkete nail olmak yazgısında vardı. Open Subtitles ولد كـَ ابن محضية ناجو فى بيت دعارة لقد كان طريقه أما العظمة أو ألماسأة بـِ الاعتماد على الـعائلة التى ولد فيها
    İçimden,insanları tekrar tekrar öldürdüm, ölümlerini garaz ve kinden doğan iğrenç bir arzuyla. Open Subtitles بقلبي، قتلت الرجال مراراً وتكراراً، يتمنون وفاتهم برغبة مقرفة ولدت من الحقد والضغينة.
    Yeni doğan bir bebeğe operasyon yapmanın hiçbir avantajı yok. Open Subtitles لا فائدة ستُجنى من إجراء هكذا عــملـــية لطفــل حديث الولادة.
    Doğrusunu söylemek gerekirse, yumurtalıksız doğan bir çok hastayla çalıştım sahiden. TED وبالفعل لقد عالجت الكثير من الناس الذين ولدوا دون غدد تناسلية
    doğan, sahibine güvenmeyi öğrenmeli yoksa asla ona geri gelmez. Open Subtitles على الصقر أن يتعلم أن يثق في صاحبه أو لن يعود له أبداً
    Şaşırtıcı bir şeklide bazen uzuvsuz doğan insanlar bile hayalet uzuvları hissedebiliyorlar. TED وبشكل مذهل أحيانًا، حتى من وُلد دون طرف يمكنه الشعور بالطرف الخيالي.
    Her evde ilk doğan bebek öldürülecek, önce Musa'nın oğluyla başlayın. Open Subtitles المولود الأول فى كل منزل سوف يموت بداية من إبن موسى
    Yeni doğan yavrular, her günü yiyecek aramakla geçireceklerini kısa sürede anlıyorlar. Open Subtitles تكتشف العجول المولودة حديثاً، أنهم سيقضون كل يومٍ يسيرون سعياً وراء الطعام.
    1978'de Louise Brown, tüpte döllenme ile doğan ilk bebektir. TED في عام 1978, أصبحت لويس براون الطفلة الأولى التي تولد بواسطة الإخصاب المساعد أو مايسمى بأطفال الانابيب
    Mali'de bir doğum ünitesinde olduğunuzu ve acil ilaca ihtiyacı olan yeni doğan bir bebeğe sahip olduğunuzu düşünün. TED تخيل أنك في جناح الأمومة في مالي، و لديك مولود جديد في حاجة لمساعدة طبية عاجلة.
    Milattan sonra 129 yılında doğan Galen henüz gençken tıp eğitimi almak için evden ayrılıp Akdeniz'e yol aldı. TED ولد سنة 129 ح.ع غادر جالين المنزل في سن المراهقة باحثاً عن الحكمة الطبية بمنطقة البحر المتوسط
    Sis onun üzerine çökerken Hindistan efsanelerindeki ayaksız doğan ve bu yüzden hiç konamayan o masal kuşunu gördü. Open Subtitles بينما ينزل ضباب مظلم عليه رأى طائر خرافيّ من أسطورة هندية والذي ولد من دون أقدام ولذلك فهو لا يهبط
    İlk doğan bebek erkek olursa şansı bol olsun diye fok yağıyla ovulurmuş. Open Subtitles .المولودالأول. إذا كان ولد , امم يدهنونه بدهن الحوت للحظِّ الجيد.
    Sana güçlü bir armağan verdim. Seninle birlikte doğan aynı armağan. Open Subtitles ، لقد أُعطيت هبة كبيرة جدا نفس الهبة التى ولدت بها
    Yunanistan'da hangi anne, doğan ilk çocuğunun tanrı olduğunu hayal etmez ki? Open Subtitles -واى ام فى اليونان لم تحلم بان يكون اول من ولدت الها؟
    Ve yeni doğan çocuğum ise beşiğinde ağlıyordu, gözyaşları yanağından akıyordu. TED وطفلي حديث الولادة في مهده، يبكي، والدموع تنهمر على وجهه.
    Bir sonraki ekim zamanı, ağıt okuduklarında, yeni doğan bebeğe eşit sayıda ölüyü isimleriyle birlikte, hasattan çıkartıyorlar. TED وفي موسم الزراعة الذي يلي ذلك، حينما يغنون الأغاني الحزينة، يقللون من أسماء الموتى، بقدر أسماء الذين ولدوا ذلك الموسم.
    "doğan bir kayış boyu içeri girdiğinde, bir kafes ya da parmaklıkla dışarı çıkması engellenebilir." Open Subtitles "عندما يأتي الصقر إربطه بحبل, ربما تهاجمك أو تحاول الهرب".
    Harika, tebrikler. Amerika'nın ortalama yaşam süresiyle ilgili bu slayda baktığınızda 1990 da doğan birinin ortalama yaşam süresinin üzerinde olduğunuzu göreceksiniz. TED حسنا, تهانينا لانك اذا نظرت الى شريحة العرض للعمر المتوقع بالولايات المتحدة فقد تجاوزت متوسط العمر الافتراضي لشخص قد وُلد في 1900
    M.Ö. 63'te doğan Gaius Octavius, Jül Sezar'ın yeğeniydi. TED غايوس أوكتافيوس المولود عام 63 قبل الميلاد كان الابن الأكبر لشقيق يوليوس قيصر.
    Bu acıyı tabi ki sadece anneler çekmiyor aynı zamanda kızları, daha yeni doğan kızları da büyümeye başladıklarında bu acıyı devralıyorlar TED ليست الأم فقط هي من تعاني، بل وأيضا الفتاة، المولودة الجديدة، عندما تكبر، تعاني هي أيضا.
    Karada doğan ilk balık olmak gibi bir şey. Open Subtitles يبدو الأمر كالسمكة الأولى التي تولد على الأرض الجافة
    Dünya genelinde, doğan her yüz çocuktan birinde bir tür kalp hastalığı vardır. TED واحد من كل مائة طفل مولود في جميع أنحاء العالم لديه نوع من أمراض القلب.
    Bugün doğan çocukların ömrü bittiğinde Dünya üzerindeki tüm düz alanlar yok olacak. TED كل المدن المنخفضة حول العالم ستختفي في فترة حياة مواليد اليوم.
    Bak, imgelemde gördüğün kırmızı kuş kartal, şahin yada doğan olmasın? Open Subtitles نحت الطائر الأحملر الذى رأيتيه هل كان نسر ؟ صقر ؟
    Kontes'in lanetten kurtulması için, kanlı dolunay zamanı doğan bir bakirenin kanını içmesi şarttı. Open Subtitles فقط دماء عذراء مولودة في منتصف الليلة في ليلة دامية يمكن أن تنقذ زوجته من الهلاك
    Köleliğe doğan Araminta veya Minty, dokuz çocuktan beşincisiydi. TED وُلدت في العبودية المتوارثة، أرمينتا، أو منتي، كانت الخامسة بين تسعة أطفال.
    Yüzbaşı Schilz. karısı ve yeni doğan kızıyla görüşmesini 05:45'te bitirmiş. Open Subtitles الملازم شيلز هاتف زوجته بعد ولادة ابنتهما في الساعة الخامسـة صبـاحـا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus