Pek çok kişi, petunyaların bunu neden düşündüklerini tam olarak bilseydik Evren'in doğası hakkında şimdikinden çok daha fazla bilgi sahibi olabilirdik demiştir. | Open Subtitles | فكر الكثيرون إن كنا نعلم لماذا فكرت زهرية البتونيا فى هذا فلا بد إننا نعلم الكثير عن طبيعة الكون أكثر مما نعلم الآن |
Bu sürenin çoğunu Tanrı'nın doğası hakkında sorularla mücadele ederek ve cebelleşerek geçirdim. | TED | خلال أغلب هذه السنين, كنت أتصارع مع أسئلة عن طبيعة الرب. |
Yani bu hemşirelerin öyküsü insan doğası hakkında bize bir şeyleri ispat etse de, iklim krizi ile kararlı bir biçimde mücadele etmede farklı bir yöntem benimseyeceğiz. | TED | لذا، فإنه حتى لو أن قصة الممرضة هذه تمثل لنا شيئا ما عن طبيعة البشر، فإننا سنضطر لإيجاد طريقة مختلفة للتعاطي مع أزمة المناخ على المدى الطويل. |
Evet insan doğası hakkında konuşabilirsiniz ama yalnızca içgüdüsel olarak uyandırılmış temel insan ihtiyaçları bakımından ya da karşılandığında belli özelliklere karşılanmadığında da farklı bir takım özelliklere sebep olan belirli insan ihtiyaçları demeliyim. | Open Subtitles | حيث أن قلة من الناس فقط هي القادرة على تلبية احتياجاتها. نعم تستطيع أن تتحدث عن الطبيعة البشرية ولكن فقط من ناحية الاحتياجات الأساسية |
Bugün insanın doğası hakkında konuşmak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا للحديث عن الطبيعة البشرية |
Fakat vakumu zaptetmekten kaynaklanan bütün teknolojik yenilikler, bilimadamlarının gerçekliğin temel doğası hakkında bulduklarıyla karşılaştırıldığı zaman teferruata dönüşecekti. | Open Subtitles | ولكن كل الابتكارات التكنولوجية التي جاءت من إستخدام الفراغ سوف تتضاءل في اهميتها عند مقارنتها لما سيكتشفه العلماء قريباً حول الطبيعة الأساسية للواقع. |
Işıkların zaman içinde nasıl değiştiğini ve astronomik ışıkların rengini inceleyerek patlayan yıldızların doğası hakkında fikir sahibi oluyorum. | TED | من خلال دراسة كيف يتغير الضوء مع الوقت ولون الأضواء الفلكية، قد تكونت لدي فكرة حول طبيعة النجوم المتفجرة. |
Bay Piles, batıdaki küçük bir kasabanın başkanı olabilirim ama insan doğası hakkında bir şeyler bildiğime inanıyorum ve onlar insan değil ama insan gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | سيد بايلز بما انني العمدة الوحيد لمدينة صغيرة في الغرب اعتقد اني اعرف شيئ عن طبيعة الناس هنا |
Diyeceğim o ki, parkta annemle oturarak insan doğası hakkında çok şey öğrendim. | Open Subtitles | مغزى كلامي ، لقد تعلمت الكثير عن طبيعة البشر |
GSYİH tüm işimizin verimini ölçüyor ama bu işlerin doğası hakkında hiçbir bilgi vermiyor, bu işin faydalı veya tatmin edici olup olmadığı gibi. | TED | كما تعلمون، يقيس الناتج المحلي الإجمالي الناتج الكلي لعملنا إلا أنه لا يوضح شيئاً عن طبيعة ذلك العمل أو حول إذا ما كان هذا العمل جديرا بالاهتمام أو يحقق تطلعات الفرد |
İblislerin doğası hakkında az şey biliyoruz. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين القليل عن طبيعة الشياطين |
Zamanın doğası hakkında bir sürü öğretici tez yazdınız. | Open Subtitles | كتبت عدة دراسات ومقالات عن طبيعة الوقت |
İnsan doğası hakkında birşeyler öğrenmek. | Open Subtitles | لنتعلم شيئاً حول الطبيعة البشرية |
Bu, gerçekliğin doğası hakkında öne süreceğimiz diğer kuramlardan bizi alıkoyamaz, bu yüzden aslında bir kuramımızın yanlışlığını gördüğümüz ilerlemedir. | TED | وهذا لا يمنعنا من قبول كل أنواع النظريات حول طبيعة الواقع إذا تطورنا فعلا لنعرف إن إحدى نظرياتنا خطأ |
Ama, daha derinde, bu oylama bize günümüz siyasetinin doğası hakkında bir şey öğretiyor. | TED | ولكن بشكل أعمق، يعلمنا التصويت شيئاً حول طبيعة السياسة اليوم. |