"doğruladık" - Traduction Turc en Arabe

• تأكدنا
• لدينا تأكيد
• أثبتنا
• تحققنا
• اكدنا

Güzel haber o ki, senin Soutland Kings'le bir alakan olmadığını doğruladık.
الجيدة أننا تأكدنا أنك غير مرتبط بالعصابة

Ayrıca sizin bilgisayarınızın yanı sıra sistem odasına sizin kartınızla girdiğini doğruladık.
تأكدنا أيضاً أنها استخدمت بطاقتك الأمنية للدخول إلى حاسوبك الشخصي السيرفر الآساسي أيضاً

Arabanın içinde üç kişilik bir aile olduğunu doğruladık.
لقد تأكدنا أن هناك 3 أفراد من عائلة واحدة داخل السيارة

Anakaradan geldiğini doğruladık mı?
هل لدينا تأكيد أنها أتت من البر الرئيسي؟

Bazı ürkütücü ilk elden gözlemlerimizi doğruladık.
نعتقد بأننا أثبتنا بعض الملاحظات المباشرة المذهله

Balığımızın sürdürülebilir bir alanda tutulduğunu doğruladık.
لقد تحققنا من أن الأسماك قد تم اصطيادها في منطقة يمكن فيها القيام بذلك بشكل مستدام.

Bize verdiğin bilgiyi doğruladık.
لقد اكدنا الخبر الذي اعطيتنا اياه

Sayın başkan. Bunun bir siber saldırı olduğunu doğruladık.
سيدي الرئيس لقد تأكدنا من أن هذا هجوم إلكتروني

Eşinin bir 357'si olduğunu doğruladık.
لقد تأكدنا من أن زوجتك تمتلك بندقية عيار 3.57 آلية

Kayıp cihazımız olduğunu doğruladık.
لقد تأكدنا بنجاح، بأنّ هذا هو جهازنا المفقود.

Efendim, radarların füzeyi tespit ettiklerini doğruladık.
سيدى, تأكدنا أن الرادار قد رأى الصاروخ

Size söyledim, suç işlendiği anda başka yerde olduğunu doğruladık.
أخبرتك أننا تأكدنا من حجة غيابه سلفا

10 yılda 11 cinayeti doğruladık.
لقد تأكدنا من 11 جريمة خلال 10 سنوات

İkisinin de aynı yetimhanede kaldıklarını doğruladık.
لقد تأكدنا أنهما كانوا بنفس الملجأ

Kazak Çölü'nde denemeler yaptıklarını doğruladık.
لدينا تأكيد الآن أنهم كانوا يجرون تجاربهم في الصحراء الكازاخية.

Ancak Iosava'nın Almanya'da olmadığını uydudan doğruladık.
لكن لدينا تأكيد الأقمار الصناعية أن ايسوفا ليس في المانيا

Efendim şu ana kadar 121 füzedeki iptali doğruladık.
حتى الآن، سيدي، لدينا تأكيد بإبطال فاعلية 121 صواريخ.

- Dışarda. - Sanırım dışarda olduğunu doğruladık.
_ بالخارج _ أظننا أثبتنا أنه كان خارج المنزل

Bebeğin, anahtarı yuttuğunu doğruladık.
أثبتنا أنْ الطفل إبتلع المفتاح حقًا

Hâlâ kimlik teşhisi bekliyoruz ama dün kiraladığı arabayla aynı araç olduğunu doğruladık.
نحن لا نزال في انتظار الهوية الصحيحة، ولكن تحققنا من السياره وأتضح أنه أستأجرها بـ الامس

Onun sen olduğunu doğruladık.
اكدنا انه أنتي