"doğruyu söylemek" - Traduction Turc en Arabe

    • قول الحقيقة
        
    • لقول الحقيقة
        
    • أخبرك الحقيقة
        
    • أقول الحقيقة
        
    • لأقول الحقيقة
        
    • لأخبرك الحقيقة
        
    • صادقًا
        
    • اخبارهم بالحقيقة
        
    • الحق يقال
        
    • والحق يقال
        
    • لأخبرك بالحقيقة
        
    • لأخبركِ الحقيقة
        
    • لأصدقك القول
        
    • لأكون صريحاً معك
        
    • الحق يُقال
        
    Çift olumsuz vasıtasıyla yalancı, Doğruyu söylemek zorunda kaldı. Open Subtitles ولكن باستخدام سؤال سلبي ستجبر الكاذب على قول الحقيقة
    Doğruyu söylemek suç değil. En azından bu evde. Open Subtitles قول الحقيقة ليس بجريمة, ليس في هذا المنزل
    Shin Bet'te yaptığımız değişikliklerin etkisi büyüktü fakat Doğruyu söylemek gerek Open Subtitles كان ذلك يتعلق بالتغيرات التي اجريناها فى الشاباك ولكن يجب قول الحقيقة
    Doğruyu söylemek için son şansın tam burda, tam şu anda. Open Subtitles هذه فرصتك الأخيرة لقول الحقيقة في هذا المكان، في هذه اللحظة
    Doğruyu söylemek gerekirse bir an evvel oradan kurtulmak istiyorum. Open Subtitles لا أطيق الإنتظار حتى أخرج من هناك لكي أخبرك الحقيقة
    Doğruyu söylemek. Hepsi bu. Sadece Doğruyu söylemek. Open Subtitles أقول الحقيقة، ليس إلا، أقول الحقيقة وحسب
    Doğruyu söylemek gerekirse Gina henüz okumaya hazır olmadığımı düşünüyorum. Open Subtitles لأقول الحقيقة يا جينا لا أظن أني مستعد لقرائته بعد
    En iyi tahminimize göre, singulat korteksiniz çaresizce Doğruyu söylemek istiyor. Open Subtitles أفضل تخمين هو ، أنّ لحائك الحزاميّ . يُحاول بإستماتةٍ قول الحقيقة
    En iyi tahminimize göre, singulat korteksiniz çaresizce Doğruyu söylemek istiyor. Open Subtitles أفضل تخمين هو ، أنّ لحائك الحزاميّ . يُحاول بإستماتةٍ قول الحقيقة
    Gözlerle, gülüşle, söylediklerimizle aldatmak o kadar zor olmayabilir ama beden, o sevebilen bölümler Doğruyu söylemek ister. Open Subtitles ولكن بأجسامنا.. وبهذه الأجزاء من الجسم التي يمكن أن تحب, هذه الأجزاء تريد قول الحقيقة.
    Çünkü sorarsa Doğruyu söylemek zorunda kalırım ki o kadını kurtarmadığını ikimizde biliyoruz. Open Subtitles ﻷنه إذا تم طرح ذلك السؤال علي سيتوجب علي قول الحقيقة و التي كلانا نعلم أنك لم تقم بها
    Röportajda Doğruyu söylemek belki de kurnazca bir hamle değildi ama doğru olandı. Ben dürüst biriyim. Open Subtitles قول الحقيقة اليوم ربما لم يكن القرار الأكثر إنقاذًا ولكنه الصواب هذة هي سجيتي
    Doğruyu söylemek o kadar da kötü değilmiş. Open Subtitles قول الحقيقة .. ليس بتلك الصعوبة
    Doğruyu söylemek gerekirse, uzaktan bile olsa seni bir kere daha görmem gerekiyordu. Open Subtitles لقول الحقيقة كان علي رؤيتك مرةَ أخرى حتى ولو من على بعد مسافة
    Yalan söylememin tek sebebi Doğruyu söylemek istememem. Open Subtitles كذبتُ فقط لأنني لم أريد أن أخبرك الحقيقة.
    Benim işim de Doğruyu söylemek. Open Subtitles و وظيفتى أن أقول الحقيقة
    Doğruyu söylemek gerekirse eve döneli bir buçuk gün oldu değil mi? Open Subtitles أعني, لأقول الحقيقة أنتما الأثنان كنتم بالمنزل لمدة يوم و نصف أليس كذلك؟
    Ben pek fazla balık adamı değilimdir Doğruyu söylemek gerekirse. Open Subtitles لأخبرك الحقيقة , أنا حقاً لستُ محباً لـ السمك
    Doğruyu söylemek gerekirse senin söyleme tarzınla biraz kırıcı oluyor. Open Subtitles و الطريقة التي تقولها؟ إنها مُسيئة قليلًا فقط لأكون صادقًا
    Doğruyu söylemek zorundayız. Open Subtitles علينا اخبارهم بالحقيقة{\pos(190,230)}.
    Doğruyu söylemek gerekirse ben uzun zamandır uzaklardaydım ve şimdi onların hayatına geri döndüm ve bazen aşırı tepkiler verebiliyorum. Open Subtitles الحق يقال كنت غائبه لمده طويله والأن حين عدت لحياتهم أحياناً
    Aslında, Doğruyu söylemek gerekirse anketlere göre, Amerikan halkının çoğunluğu bizim durumumuzu anlayışla karşılardı. Open Subtitles بصراحة والحق يقال أظهر استفتاء أن غالبية الأمريكيين سيتعاطفون مع وضعنا ما هو ذلك الوضع يا أبي ؟
    Doğruyu söylemek gerekirse, Denver'da geç saatlere kadar çalışarak hayatta kalıyordum. Open Subtitles لأخبرك بالحقيقة, أنا كنت في بعض الأوقات "كي أتمكن من النجاة , في شوارع "دينفر أثناء العمل متأخراً كثيراً بالليل
    Doğruyu söylemek gerekirse inanılmazdı. Open Subtitles ,لأخبركِ الحقيقة .لقد كان رائع
    Doğruyu söylemek gerekirse, ben buraya duvar resimlerine bakmaya gelmedim. Open Subtitles لأصدقك القول ، لم آتي إلى هنا لأشاهد اللوحات الزيتية
    Doğruyu söylemek gerekirse kardeşinle olan ilişkini tehlikeli derecede duygusal buluyorum. Open Subtitles حسناً, لأكون صريحاً معك العلاقة التي تربطكَ بأخيك تبدو إعتمادية بشكل خطير
    Gördüğün gibi, senin kadar güzel değil Doğruyu söylemek gerek. Open Subtitles كما رأيتي ، فإنها ليست بمثل جمالك الحق يُقال

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus