"dokusuna" - Traduction Turc en Arabe

    • أنسجة
        
    • الأنسجة
        
    • للنسيج
        
    • بأنسجة
        
    • نسيج
        
    Beyin dokusuna ne kadar odaklanacağımız konusunda kendimizi zorladık. TED تحدينا أنفسنا لنرى كمية تركيز الأشعة التي نستطيع تحصيلها عبر أنسجة الدماغ.
    Vücut dokusuna para izi bırakmak, vücudun uzun zamandır buraya bırakıldığı izlenimi yaratacak. Open Subtitles تركت ختم العملة على أنسجة الجسم تستخدم من أجل تحديد طول الفترة الزمنية للجسم الملقى هناك ذكاء
    Bir kurşun uyluk dokusuna saplanmış. Open Subtitles واحدة من الرصاصات استقرت في أنسجة عضلة ألوية الوسطى، و الآُخرى
    - Çürüme, deri altı dokusuna ulaşıyor. Open Subtitles اضمحلال هو الوصول لها الأنسجة تحت الجلد.
    Beyninin yumuşak dokusuna bir şey girdi ve çok yavaşça çözüyor onu. Open Subtitles و شيئاً ما تم دفعه... إلى الأنسجة الرخوة بدماغك... و ببطء شديد يقوم بإذابته...
    Nasıl olduğunu anlayabilmek için, gelin uzayın dokusuna biraz daha yakından bakalım. Open Subtitles لترى كيف,دعنا نأخد نظرة أكثر قرباً للنسيج المكانى.
    Yoğun meme dokusuna sahip yaşlı kadınlarda da işe yarıyor. TED ان الاناث كبيرة العمر بأنسجة كثيفة تستفيد منه ايضاً
    Ama Albert Einstein, uzayın dokusuna baktığında tamamen farklı bir şey gördü. Open Subtitles لكن عندما نظر البرت اينشتاين إلى نسيج الفضاء, رأى شىء مختلف تماماً.
    Yaranın ufacık ağzı temiz bir şekilde iyileşirken daha derindeki yaranın iltihabı boşalmış ve etrafına sızmış hiçbir yüzeysel belirtinin olmadığı kas dokusuna gömülerek irin çukuru hâline gelmiş. Open Subtitles بينما الجروح الصغيرة تلتئم بنظافة الجروح العميقة تتقرح وتشكل جيب من القيح حول الجرح، مدفونة في أنسجة العضلة
    Bir sabah uyanınca kafatasını bile kazıyıp beyin dokusuna kadar ulaştığını görmüş. Open Subtitles استيقظت ذات صباح مدركةً بأنها كشطت فروة رأسها, وجمجمتها, ومباشرةً إلى أنسجة الدماغ.
    Akciğer dokusuna, özellikle alveoller. Open Subtitles أنسجة الرئة، الحويصلات الهوائية على وجه التحديد.
    Yaranın ufacık ağzı temiz bir şekilde iyileşirken daha derindeki yaranın iltihabı boşalmış ve etrafına sızmış hiçbir yüzeysel belirtinin olmadığı kas dokusuna gömülerek irin çukuru hâline gelmiş. Open Subtitles بينما الجروح الصغيرة تلتئم بنظافة الجروح العميقة تتقرح وتشكل جيب من القيح حول الجرح، مدفونة في أنسجة العضلة
    tümör dokusuna girebilecek kadar küçük ve kanser hücrelerine sızabilmek için yeterince ufak olmalıdır. TED يجب أن يكون دقيقاً بما فيه الكفاية ليدخل مجرى الدم، يجب أن يكون صغيراً بما فيه الكفاية ليخترق أنسجة الورم. ويجب أن يكون متناهي الصغر لأخذه داخل الخلية السرطانية.
    Zamanla, düzenli germe daha sonra yeni kas dokusuna ve elastik kollajen üreten diğer hücrelere farklılaşan kök hücrelerini uyarır. TED وبمرور الوقت، يحفز التمدد الدوري الخلايا الجذعية التي تتمايز لاحقًا إلى أنسجة عضلية جديدة وخلايا أخرى تُنتِج الكولاجين المرن.
    Sağ hemidiyafram o kadar yukarıda ki, ciğer dokusuna baskı yapıyor. Open Subtitles هناك تضخم كبير بدوره يمزج أنسجة الرئة
    - Iskaladın, sinir dokusuna batırdın. Open Subtitles -أنت في الأنسجة العصبية -ماذا ينبغي أن أفعل؟
    Maktulün kalp dokusuna bakıyordum ATP düzeylerinin tükendiğini gördüm. Open Subtitles كنت أبحث في القلب الأنسجة الضحية وجدت المنضب بشدة مستويات ATP.
    - Ne, insan dokusuna ihtiyacı olan bir biyomühendislik şirketi gibi mi davranıyorlar? Open Subtitles -ماذا، إعتادو أن يكونوا شركة هندسة حيوية تحتاج إلى الأنسجة البشرية؟
    Uzun süredir Fantom dokusuna maruzdu. Open Subtitles لقد تعرضت لمدة طويلة للنسيج الطـَّيفي
    Kafa içi basıncı, hassas beyin dokusuna zarar vermiş, bu da onu öldürmüş. Open Subtitles الضغط داخل الدماغ أضر بأنسجة العقل الحساسة مما كان قاتلاً
    Şeker artık toplumumuzun dokusuna o kadar derine yerleşmiş durumda ki bazı insanlar şekersiz bir hayat düşünemiyor bile. Open Subtitles اصبح السكر الآن متأصل بعمق بأنسجة مجتمعنا لدرجة ان يوجد ناس لا يتخيلون العيش بدونه
    Sinir dokusuna kan testi yaptık ve cesetten aldığımız dokunun kan grubuyla karşılaştırdık. Open Subtitles قمنا بتحليل الدماء من نسيج الأعصاب و قارناها بفئه الدم من نسيج الجثه
    Saldırganın elinden kurtulmaya çalışırken kendini yaralamış, ama kendi deri dokusuna ek olarak, tırnak uçlarında yabancı bir DNA da buldum Open Subtitles فعلت هذا بنفسها أثناء محاولتها إزالة يدي المعتدي، لكن في حالة نسيج جلدها عثرت أيضاً على حمض نووي أجنبي تحت أظافرها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus