Burada, bir şatoda dul bir adam ve küçük kızı Külkedisi yaşarmış. | Open Subtitles | هنا فى قصر مهيب عاش نبيل أرمل مع إبنته الصغيره، سيندريلا |
Doğruyu söylemek gerekirse, dul bir adam olmanın getirdiği yalnızlığı bir iki sene önce hissettim. | Open Subtitles | سأخبركِ الحقيقة انا لم اشعر بالوحدة رغم اني أرمل إلا في السنوات القليلة الماضية |
Kendine iyi, zengin bir adam bulacaksın. Belki dul bir erkek. | Open Subtitles | ستجد لنفسك رجلاً حقيقياً ولطيفاً ربما أرمل |
Oysa dul bir kadın belli koşullarda bir aristokratla evlenebilir. | Open Subtitles | ولكن, بالطبع, أرملة, تحت ظروف خاصة, قد تكون مقبولة |
Ancak, Bayan McCoo'nun karısının dul bir arkadaşı olan Bayan Charlotte Haze bana oda vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | ولكن صديقة للسيدة ماكوز أرملة تدعى شارلوت هايز وافقت على استضافتى |
benim , yasımı tutacağına sonsuza kadar dul bir kadın kalacağına | Open Subtitles | حبّكَ الحقيقي الوحيد، لِكي تكُونَي أرملة إلى الأبد |
Yıllardır azalmış aile yükümlülüğüyle dul bir adam olarak yaşıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أرمل لسنوات، مع بعض الالتزامات العائلية. |
10 yaşında bir çocuk babası dul bir adam olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعلم أنّه والدٌ أرمل لطفل عمره 10 سنوات؟ |
dul bir erkek, hayatta olmayan aile devlet okulunda 25 yıllık eğitmenlik. | Open Subtitles | هو أرمل, ليس هناك من أسرته من هم على قيد الحياة. درَّس لمدة 25 عاماً في نظام المدارس العامة, |
Babanın Carrizo Springs'de dul bir bey tanıdığı varmış. | Open Subtitles | والدكِ يعرف شخص أرمل كاريزو سبرينغز |
Ben 18 yıldır dul bir erkeğim. | Open Subtitles | أنا كنت أرمل ل18 سنة. |
Çocuksuz, dul bir erkekti. | Open Subtitles | كان أرمل بدون أطفال |
dul bir adam , Bugün Tarvisio'ya kardeşini bulmak için gitmiş. | Open Subtitles | إنه أرمل ، وقد ذهب اليوم إلى (ترافيزيو) لمُقابلة أخّيه |
Evlerin birinde, dul bir kadın, arkadaşlarına kocasının öldüğünü söylemek için bekliyordu. | Open Subtitles | في أحد المنازل كانت هناك أرملة تستعد لإخبار صديقاتها بوفاة زوجها |
Sayın Vali, ...ben iki çocuk yetiştiren dul bir kadınım. | Open Subtitles | ايها السيد الكامل الأوصاف أنني أرملة وأربَي طفلين |
dul bir kadın hayatının sonuna kadar rahibe gibi mi yaşamalı? | Open Subtitles | يجب أن تعيش أرملة مثل راهبة بقية حياتها؟ |
dul bir kadın O'nu gördü, beğendi, yanına aldı. | Open Subtitles | إمرأة أرملة ألتقت بهِ، أحبته، وقامت بأخذه. |
Geride dul bir eş ve iki yaşında bir oğlan bıraktı. | Open Subtitles | ويترك أرملة وابنه البالغ من العمر عامين. |
İsmi Bayan Beauchamp, yolda karşılaştığımız dul bir hanım. | Open Subtitles | أسمها السيدة بيتشامب أرملة صادفناها في الطريق |
Ancak çok iyi kalpli bir adam, dul bir kadını sevindirmek için yolunu değiştirip buralara gelirdi. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً جيداً ... خرج عن مساره ليجلب كلمة هتاف ملفوفة بالحزن إلى أرملة |