"durduğun" - Traduction Turc en Arabe

    • تقف
        
    • تقفين
        
    • وقوفك
        
    • واقفة
        
    • تستمرين
        
    • توقفك
        
    • لتوقفك
        
    Duyduğun çatırdama var ya, şu an üzerinde durduğun buzun sesi. Open Subtitles ذلك الصوت المتصدّع الذى تسمعه أنه الثلج الذي أنت تقف على
    Bir zamanlar güzel bir kızla vedalaşmak için tam senin durduğun yerde duruyordum. Open Subtitles فى يوم ما وقف حيث تقف الآن لأودع فتاة جميلة
    Mesele, arabanın yanında nasıl durduğun değil... onu nasıl yarıştırdığındır. Open Subtitles ومن ضمن الأشياء التي يعرفها هي ليس من المهم أن تقف بجوار سيارتك
    Üzerinde durduğun bacakların kadar gerçeğim. Open Subtitles تماماً كما ساقاكِ التي تقفين عليهما حقيقيّتان
    Ayaklarının üstünde durduğun için hak ettiğini vereceğim. Open Subtitles حسنا، أيتها البقرة هذا ما تنالينه من وقوفك
    Tamam mı? durduğun yerden trafik ışıklarını görebiliyor muydun? Open Subtitles لذا الان انا اريد ان اسألكِ من حيث انتِ كنت واقفة
    Bu kadar utangaç olacaksan durduğun yerde sana göğüs kıllarıı karalayabilirim. Open Subtitles إذا كنت خجلاً سأعبث بشعيرات صدرك وأنت تقف بمكانك. لدي شعر بصدري.
    Şey, güneşe arkan dönük olarak durduğun için seni hemen tanıyamadım. Open Subtitles نعم الامر كذلك أنت كنت تقف بظهرك إلى الشمس لذا أنا لم استطيع تمييزك على الفور
    Evet, paspaslama zamanı ve bildiğin gibi, tam olarak senin durduğun yerden başlamayı seviyorum. Open Subtitles أجل, هذا وقت التنظيف يا صديقي و كما تعلم أحب أن أبدأ دائما بالمكان الذي تقف فيه تماما
    Şey, o zaman üstünde durduğun sahne biraz garip bir seçim. Open Subtitles في هذه الحال يبدو المسرح الذي تقف عليه اختياراً غريباً
    Robert Powell gibi durduğun için sana bir şey yapmayacağım mı yani? Open Subtitles أنظر ، أنا لن أفعل لك أي شيء فقط لأنك تقف مثل روبرت بويل اللعين
    Evet, Hugo. Tetiği çektiğimde tam senin durduğun yerdeydim. Open Subtitles نعم ياهيوغو كنت أقف بالمكان الذي تقف عليه عندما ضغطت الزناد
    Buraya geldi ve tam senin durduğun yerde durup, bana silah doğrulttu. Open Subtitles جائت إلى هنا تقف حيث أن الآن وتشير لي بسلاح
    Sen sağ ayağının üzerinde dengede durmaya çalışırken, görüş alanını değiştirip üzerinde durduğun platformu da hareket ettireceğiz. Open Subtitles سنقوم بهز المنصة ونُغيّرُ مجال إبصاركَ بينما تقف فقط على رجلك اليمنى
    Ayak parmaklarım arasında benimle konuşan mantarlar olsaydı bile seni öldürmemi söyleyen bu mantarlar olsaydı bile, bu bile dünyada şu an durduğun yer nedeniyle ölümünü haklı çıkarmaya yeterdi. Open Subtitles أنت تملك هذا العيش المختلف المتعلق بي حتى إن قام بقتلك, سيعد موتك حيث تقف على الأرض
    Benimle Alaska arasında durduğun sürece çok iyiydi. Open Subtitles طالما انك تقفين بيني وبين الاسكا كان شيء جميلا
    O da tam oradaydı, senin tam da durduğun yerde, dizlerine çökmüştü ve onu affetmem için bana yalvarıyordu. Open Subtitles نعم كانت حيث تقفين جالسة على ركبتها تتوسل لاسامحها
    Ama en önemli yer şu an senin durduğun yer. Open Subtitles لكن البقعة التي تقفين عليها، هي أسعد البقاع.
    Kendi insanlarını gaza boğan bir zalime karşı durduğun için. Open Subtitles وقوفك في وجه طاغية والذي ضرب شعبه بالغاز
    Bunu biliyorum, çünkü senin durduğun yerde bir zamanlar ben vardım! Open Subtitles ! أعلم ذلك، لأنني كنت واقفة حيث أنت الآن
    Niye bu adamdan bahsedip durduğun anlaşıldı. Open Subtitles من يعلم لهذا تستمرين بالتحدث عن هذا الرجل
    durduğun için sağ ol. Pekâlâ. Open Subtitles شكرا لكٍ على توقفك
    Babacığım, durduğun için teşekkürler ama biliyor musun? Open Subtitles ابي, شكراً جزيلاً لتوقفك. لكن اتعلم ماذا؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus