"durgunluk" - Traduction Turc en Arabe

    • الركود
        
    • الكساد
        
    • ركود
        
    • كساد
        
    • البلادة
        
    Finansal çöküşler, ekonomik durgunluk, 9/11 bunlar bir şey ifade etti mi? Open Subtitles غرق سوق الأسهم, و الركود الإقتصادي أحداث 11 سبتمبر أي شيئ يذكركم؟
    Bu şekilde takılı kalmak; durgunluk, stres hatta muhtemelen depresyon demek. TED ‫وأن تَعلق بهذه الطريقة،‬ ‫يعني الركود والإجهاد، وربما حتى الاكتئاب.‬
    Bazıları buna büyük durgunluk diyor. Open Subtitles البعض صنفها على أنها الركود العظيم و البعض قال عنها أنها معركه بين الخير و الشر
    Bu rakam, Büyük Ekonomik durgunluk ile patlama yaptı, ama insanların böyle yaşamayı sevdiği aşikâr. TED وازداد هذا العدد مع الكساد الكبير، لكن اتضح أن الناس تُحبُ العيش بهذه الطريقة فعلًا،
    durgunluk korkusu, eğer insanların yatırımda ve harcamada geri adım atmalarına sebep olursa kendini gerçekleştiren kehanete dönüşebilir. TED إن الخوف من الكساد يمكن أن يصبح نبوءة ذاتية التحقق لو تسبب في تراجع الجمهور عن الاستثمار والإنفاق.
    Bütün işlerin iniş ve çıkışları vardır. Ufak bir durgunluk yaşadık. Open Subtitles تعاني كلّ الأعمال من تذبذبات، نحن في حالة ركود صغيرة فقط.
    Evet. Ekonomik durgunluk Belçika'daki kadar kötü değil. Open Subtitles نعم, ركود الاقتصاد ليس بذلك السوء كما في البلجيك
    Yani durgunluk zamanlarında da iş vermeye devam ederler bu talebi arttırır ve durgunluktan çıkmaya yardımcı olur. Open Subtitles وهذا يعني بانه يمكنها الحفاظ على العمالة في فترات الركود مما يزيد من الطلب
    Postayla sipariş işi, durgunluk yüzünden sıkı bir darbe almış. Neredeyse iflasta. Open Subtitles أصيبت أعمال الطلب البريدي لديه جرّاء الركود إنّه مفلس تقريباً
    Ekonomik durgunluk benim yüzümden annemle babamın boşanma nedeni de benim. Open Subtitles الركود الاقتصادي كان خطئي أمي وأبي سيتطلقان بسببي
    durgunluk fiyatı. Sana bunu da söylememi istediler. Open Subtitles سعر الركود طلبوا مني أن أخبرك بهذا أيضاً
    - Pekâlâ, ...bir yerde bu durgunluk konuşmasına bir son verip, ...iflası kabullenin artık. Open Subtitles حسناً في نقطة محددة عليك التوقف عن مسألة الركود وإمتلاك هذا الإفلاس
    Aslında, durgunluk döneminde daha iyi iş yapıyorlar. Oh, Tanrım! Open Subtitles في الواقع ، يكون أفضل الأعمال خلال الركود
    Bir durgunluk, iki deprem ve onca asıldığım halde eşcinsel çıkan bir sağlık müfettişine karşın ayaktayız. Open Subtitles لقد صمدنا خلال الكساد ومن الزلازل ومن مفتش الصحة الذي، على الرغم مِنْ العديد مِنْ تقدّمِي , ظَهرَ شاذّاً.
    Ekonomik durgunluk çoktan başlamıştı Paulson'in bu sözlerinden tam dört ay önce. Open Subtitles كان الكساد قد بدأ منذ 4 شهور قبل أن يلقى بولسون كلمته هذه
    İş kurmanın en iyi zamanı durgunluk dönemidir derler. Open Subtitles يقولون بأن أفضل وقت بأن تبدأ بأي عمل هو خلال الكساد.
    Neden ve hatta durgunluk nedir bilmiyorum ama anladığım kadarıyla şu anda içindeyiz. Open Subtitles أنا لا أعلم لماذا أو ما هو الكساد و لكن ما فهمته باننا في واحدة.
    Piyasada bir durgunluk varmış ve 18 milyon sterlin içeri girmişiz. Open Subtitles هناك فترة ركود تحدث وقد أنفقنا 18 مليون جنيه على خط وسط مدافع
    Bilirsin, doğumdan sonra cinsel ilişkide durgunluk olabilir. Open Subtitles حسناً، أتعرف، إنّه أمر شائع مُعاناة ركود في النشاط الجنسي بعد إنجاب طفلة.
    Ve, Sayın Yargıç, bu işte asla durgunluk olmuyor. Open Subtitles لذلك ، أين الخــدمة ؟ سيدي ، لا يوجد ركود أبداً في هذا العمل
    Böylece bir çok ekonomist azalan nüfusa bakarak durgunluk ve buhran görmeyi bekler. TED لذا فالكثير من الإقتصاديين ينظر لعدد السكان المتناقص ويتوقع أن يشهد ركود، ربما كساد
    Başa çıkamadığım ağırlık, durgunluk ve yorgunluk hissi, kronik halsizlik, ağrılar, her şey değişmeye başladı. Open Subtitles مشاعر التعب، البلادة والتثاقل التي لم أطِق تحمّلها، الإرهاق المزمن، الآلام، بدأ كل شيء يتبدّل.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus