Eğer itiraz edecek olsaydın bunu duruşmanın başlangıcında yapman gerekirdi. | Open Subtitles | واذا اردت اعتراض هذا كان عليك فعله في بداية المحاكمة |
Ve bu duruşmanın sonunda iki polis hapse gitti ve iki polis masum olarak görüldü. Ben de bu duruşmadaydım. | TED | ونتجت المحاكمة عن سجن شرطيين اما الأخرين فقد اعلنت برأتهما, كنت داخل المحاكمة |
Her gün geliyorum. duruşmanın her anını takip ediyorum. | Open Subtitles | أنا أأتي كل يوم ، لم أفوت كل كلمة من المحاكمة هذه |
Güzel. Bu arada ben de, duruşmanın ertelenmesini isteyeyim. | Open Subtitles | جيد , اذن سأطلب أن تؤجل الجلسة على الأقل لهذا الوقت |
Doktor House'ın yorumları tabii ki de bu duruşmanın seyrini hiçbir şekilde etkilemeyecek. | Open Subtitles | تعليقات الد.هاوس بالطبع لن يكون لها اي وزن بالجلسة في هذه الجلسة |
Savunmanız yoksa, duruşmanın olması için de bir neden yok. | Open Subtitles | إن لم يكن لديك دفاعًا فلا سبب لعقد جلسة استماع |
duruşmanın nasıl geçtiğini sormayacak mısın? Bana en azından duruşmanın nasıl geçtiğini sormayacak mısın? | Open Subtitles | ألن تسألينى كيف سارت جلسة التحقيق اليوم ؟ ألن تسألينى كيف سارت جلسة التحقيق اليوم ؟ |
Yapamam, duruşmanın ortasında savunmamı değiştiremem. | Open Subtitles | لاأستطيع تغيير موضوع دفاعى فى منتصف المحاكمة |
duruşmanın peşrevi. Asıl eğlence orada başlıyor, bugünlerde her şey duruşmayla ilgili. | Open Subtitles | حيث توجد المتعة الحقيقية لأن كل شيء هذه الأيام عن المحاكمة |
Şimdi, sıradan bir duruşmanın akışına bakalım. | Open Subtitles | ولكن الآن, لنأخذ نظرة على المحاكمة الإعتياديه |
Ama bu duruşmanın amacı, en ufak şüpheye yer bırakmayacak şekilde suçu ispatlamak. | Open Subtitles | لكن هذه المحاكمة لإثبات الذنب الذي يبعد كل الشك المنطقي |
Bu duruşmanın bitiminde, iş sonunda paranın miktarına geldiğinde sizden birer kanun koyucu gibi davranıp, öyle bir rakamla gelmenizi istiyorum ki; bu rakam davalı ve tüm araba üreticilerine araçlarını güvenilir yapmalarını söylesin. | Open Subtitles | في ختام هذه المحاكمة عندما يأتي الأمر إلى الكمية المالية سأطلب منكم ان تكونوا مشرعون |
Sonunda duruşmanın başlama zamanıydı ve her şeyin yolunda gitmesine ihtiyacımız vardı. | Open Subtitles | حان الوقت أخيراً لتبدأ المحاكمة و أردنا أن يسير كل شيء بشكلٍ مثالي |
Sayın Hâkim, ilk duruşmanın kayıtlarının zabta geçmesini rica ediyoruz. | Open Subtitles | سيادتك, نحن نود أن نقدم إلي السجل، النصوص من المحاكمة الأولى |
duruşmanın formalite icabı olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ماذا؟ اعتقدت أن الجلسة كانت مجرد إجراء شكلي |
Ağır abilerin kuralları o duruşmanın sonucunu etkiledi ama artık öyle olmayacak. | Open Subtitles | قوانين نادي الشباب التي سادت في هذه الجلسة ببساطة لن تُفلح بعد الآن |
Kusura bakmayın ama sizin için nefesimi boşa harcamaktan sıkıldım çünkü bu duruşmanın amacı Mike Ross'un değişip değişmediğini belirlemek. | Open Subtitles | مع كامل إحترامي ياسيدتي، فإني سئمت من تضيعي كلامي معكِ لأن سبب هذه الجلسة كان لتحديد |
Beni duruşmanın ortasında ıkınıp sıkınırken bırakıp gittiğin için niye sinirli olayım ki? | Open Subtitles | ولم أكون غاضباً ؟ فقط لأنك تركتنا في منتصف جلسة استماع تركتنيأتلوى.. |
Sayın yargıç, bu duruşmanın sonu belli. Haksız hüküm verecek bir heyet yok. | Open Subtitles | هذه مجرد جلسة توضيحية يا صاحب السعادة لا توجد هيئة محلفين لمحاباتها |
Sayın Yargıç, sabit diski kanıt olarak saymamanız ışığında savunma tarafı olarak bu duruşmanın sınırlarının belirlenmesini istiyoruz. | Open Subtitles | جلالتك , فى ضوء حكمك باستبعاد القرص الدفاع يطالب بتحديد مجال جلسة الاستماع. |
Bir kişi şüpheli koruma programına alınmadan önce, ...duruşmanın yapılacağı yere kadar yerel şerif tarafından korunurlar. | Open Subtitles | قبل أن ينقلوا أحد لجهاز الشريفيين الأمريكيين ليضعوه في برنامج حماية الشهود تتم حراسته عن طريق شريف محلي من المقاطعة حيث تدور المحاكمة |