Fakat birçok kadın için, durum böyle değil. | TED | ولكن ليس هذا هو الحال بالنسبة للعديد من النساء. |
İnsanlar flörtten rahatsız olmadıklarını söyleseler bile durum böyle görünüyor. | TED | يبدو أن هذا هو الحال حتى عندما يبلّغ الناس عن عدم انزعاجهم من المغازلة. |
En derin bölmedeki bu harika resimlerle ilgili durum böyle. | Open Subtitles | هذا هو الحال مع هذه اللوحات الرائعة للغاية |
Johnny ve çetesi bu şubeyi ele geçirdiğinden beri durum böyle. | Open Subtitles | هكذا هو الحال منذ ان استولى جونى وعصابته على النقابــه |
İşte durum böyle. | Open Subtitles | هكذا هو الحال |
Aptalca bir şey ama durum böyle. Benim sorunum değil. | Open Subtitles | -هذا " غباء " أنا أعرف ، ولكن هذا هو الحال |
Ve gerçekte durum böyle değildir. | TED | لكن ليس هذا هو الحال فعلًا. |
durum böyle işte. | Open Subtitles | لكن هذا هو الحال |
durum böyle işte. | Open Subtitles | هذا هو الحال |