Durumun ciddiyetini anlamamıştım... ama artık farkındayım. | Open Subtitles | لم اكن اُدرك خطورة الموقف ولكنى اعرف الآن |
Ama umarım ki babanın ölümü şu anda bulunduğumuz Durumun ciddiyetini tam olarak ortaya koyabiliyordur. | Open Subtitles | لكن أتمنى أن موته يعرض لكِ جيداً خطورة الموقف الذي نحن به الآن |
Görüdüğünüz üzere, Durumun ciddiyetini göstermek için spor ceketimi çıkarttım. | Open Subtitles | كما ترون، لقد خلعت الجاكت لاظهر خطورة الموقف |
Durumun ciddiyetini onlara ve insanlarına dramatize edecek bir şey. | Open Subtitles | شىء درامي جدا لهم سوف تدرك شعوبهم خطورة الوضع. |
Muhtemelen kendi güvenliği için ailesinin yanından alındı, ama Durumun ciddiyetini kavrayamayacak kadar küçüktü. | Open Subtitles | ومن الممكن أنه تم أخذه من عائلته حرصا على سلامته لكنه كان صغيرًا جدا حينها لإدراك خطورة الوضع |
Sen Durumun ciddiyetini anlamış görünmüyorsun. | Open Subtitles | اعتقد انك لا تُقدر خطورة الموقف |
Durumun ciddiyetini anladıkları anda birkaçı çenesini açtı. | Open Subtitles | حالما ادركوا خطورة الموقف قسم منهم تكلم |
Durumun ciddiyetini anladığınızı sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك تدرك خطورة الموقف |
Sanırım Durumun ciddiyetini henüz kavrayamadınız. | Open Subtitles | لست واثقاً بأنك تدرك خطورة الموقف. |
Durumun ciddiyetini anlamanı istedim. | Open Subtitles | أردتك أن تفهم خطورة الموقف |
Durumun ciddiyetini anlamadınız. | Open Subtitles | لا اعتقد انك تقدر مدى خطورة الوضع |
Durumun ciddiyetini anlamıyorsun galiba. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنك تفهم خطورة الوضع |
Durumun ciddiyetini anlamamış olabilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً, ربما أنك لم تفهم خطورة الوضع. |