"durumundaki" - Traduction Turc en Arabe

    • حالتك
        
    • حالتها
        
    ...ama bu yükün senin durumundaki biri tarafından taşınıp taşınmaması konusunda emin değilim. Open Subtitles و لكننى لست متأكدا من هذا العبء ينبغي أن يتحمله شخص في حالتك
    Senin durumundaki herkese kemoyu öneririm. Open Subtitles ولا أنصح أحداَ في حالتك بالعلاج الكيميائي
    Ben bir doktorum ve bizim inancıma göre ameliyatsız, senin durumundaki bir hasta ameliyat olmazsa acı çeker daha da kötüsü ölüme gider. Open Subtitles أنا طبيب ونحن نؤمن بأن المريض في مثل حالتك ومن دون عملية جراحية يمكن أن يموت
    Felç geçiriyor, ama bu onun durumundaki biri için çok normal. Open Subtitles لديهانوبةمرضيّة‏، هذا أمرٌ طبيعي بناءً على حالتها
    Doktorlar bize onun durumundaki çocuklar için olan özel kuralları ve belgeleri verdi. Open Subtitles أعطانا الأطباء كل التعليمات الخاصة والأوراق للأطفال بنفس حالتها
    Senin durumundaki birinin bu kadar enerji dolu olabileceğinin farkına varmamıştım. Open Subtitles كما تعلمين، لم اعرف ان احد ما في مثل حالتك يستطيع ان يحظى بالكثير من الطاقة
    Ama senin durumundaki birinin E.B'yi orada o şekilde halletmesi olağanüstü yeteneklerin olduğunu gösteriyor. Open Subtitles ولكن حتى في حالتك والطريقة التي تعاملت بها مع إي بي هناك أنت رجل ذو مواهب فذة
    Senin durumundaki bir kadının korunmaya ihtiyacı var. Open Subtitles أنا أقول أن إمراءة في حالتك . تحتاج إلى الحماية
    Senin durumundaki bir kadını sıcakta bırakmak doğru olmaz. Hristiyanlığa yakışmaz. Open Subtitles لن يكن من الصحيح ترك امرأه فى حالتك هنا فى الحر. لن يكون مسيحى.
    Görünüşe göre sekil değiştirici mükemmel bir seçim olurdu senin durumundaki gibi acı çeken biri için. Open Subtitles يبدو مثل متغيرة الشكل ستكون تطابق مثالي لشخص ما يعاني من حالتك
    Genellikle, eski kocanızın durumundaki bir adam tedbir amaçlı ailesine sigorta poliçesi ve çocuk kaçırma poliçesi yapar. Open Subtitles عادة، رجل في حالتك كزوج سابق يستصدر بوليصة التأمين، سياسة خطف، على عائلته.
    Senin durumundaki bir kadının bulaşıcı hastalıkların yanına yaklaşmaması gerekir. Ne demek benim durumumdaki? Open Subtitles إمرأة في حالتك لا يجب عليها الخروج ف ضل تفشي الامراض المعدية
    Dün geceki toplantıdan sonra senin durumundaki birini yalnız bırakamazdım. Open Subtitles ‫بعد تجمّعُ ليلة أمس... ‫حسناً، لن أترك رجلاً في حالتك ‫يغادر وحده
    Bart, okul politikamıza göre senin durumundaki öğrencilere direkt 5 veriyoruz. Open Subtitles (بارت) ، تنص سياسة مدرستنا على منح الطلاب في حالتك درجات نهائية
    Yani, aldığın Oxy'leri göz önünde bulundurunca senin durumundaki biri zaten birkaç yıl daha yaşamaz. Open Subtitles أعني في حالتك بكل ما تتعاطى
    Senin durumundaki birine göre, pek bir küstahsın. Open Subtitles وقاحة شديدة لفتاة في حالتك
    Bu yöntem nöral geri tepmelere neden olabilir bu ani hatırlamalar, görseller, sesler senin durumundaki başka biri olsa daha yoğun olabilirdi. Open Subtitles يمكن أن يسبب هذا الإجراء يرتد العصبية ، هذه ومضات الذاكرة السريعة، و مرئيات، sounds-- قد يكون أكثر كثافة لشخص ما مع حالتك.
    Ama annenizin yaşındaki ve akli durumundaki biri için hepsi iyi olur mu emin değilim. Open Subtitles لكن في عمر والدتك و في حالتها العقلية هذه يتسائلُ المرء إن كان هذا أساسيّا تماما
    Zamanında birisi sazan kanının annenizin durumundaki bir kadın için... en iyi şey olduğunu söylemişti. Open Subtitles قال لي أحدهم أن سمك الشبوط هو الأفضل... لأي امرأة في حالتها
    Onun durumundaki bir kadın için en iyi şey bu. Open Subtitles إنها أفضل دواء لامرأة في مثل حالتها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus