Kalbi çok zayıf fakat beni asıl endişelendiren genel durumunun kötü oluşu. | Open Subtitles | قلبه ضعيف جداً, و لكن حالته السيئة عموماً هي أكثر ما يقلقني |
Bu da durumunun fiziksel değil de psikolojik olduğunu düşündürüyor. | Open Subtitles | كان هذا يكفي لاحتمال أن حالته كانت نفسية لا جسدية |
durumunun kritik olduğunu, hâlâ tıbbi müdehale görmesi gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبره أن حالته حرجة، لازال في حاجة إلى رعاية طبية |
Aslında kendi sağlık durumunun kötülüğü yüzünden böyle düşünüyordu sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت تفكر حقاً فى حالتها الصحية |
Söylentiler, durumunun ciddi olabileceği yönünde, bu da ülkesindeki insanlar için korku ve endişe yaratıyor. | Open Subtitles | الشائعات تشير بأنها حالتها ربما تكون خطيرة مما سبب الحيرة والقلق بين أفراد شعبها |
İleri derecede paranoya yaşıyorsun, bu da durumunun kötüleştiğini gösteriyor. | Open Subtitles | تعاني من جنون الارتياب علامة على أن حالتك تزداد سوءاً |
Sadece şu anki durumunun sokak kedisiyle aynı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول وحسب أن وضعك الحالي مشابه لاي قطٍ ضال |
Doktor, Lenny'nin durumunun hızla kötüye gittiğini söyledi Tim de ondan iyi değilmiş. | Open Subtitles | يقول الأطباء بأن ليني حالته بتدهور مستمر و تيم ليس بأفضل حالاً منه |
Bu, durumunun fiziksel değil psikolojik olduğunu gösteriyordu. | Open Subtitles | كان هذا يكفي لاحتمال أن حالته كانت نفسية لا جسدية |
Bana neden abinin durumunun ciddiyeti konusunda yalan söylediğini söyler misin? | Open Subtitles | لماذا كذبتَ على أخيك بشأن حالته الخطيرة ؟ |
durumunun kötüye gideceğinin farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | ستزداد حالته سوءاً فحسب أنت تعلم هذا، صحيح؟ |
Açıkçası, Bayan Miller, durumunun ciddiliğinin farkına vardığımız anda sizinle irtibata geçtik. | Open Subtitles | بصراحة سيدة ميلر اتصلنا بك حالما أدركنا خطورة حالته |
durumunun durağan olduğunu, iyi olacağını söylemiştiniz. | Open Subtitles | لكنك قلت أن حالته كانت مستقرة و أنه سيكون على ما يرام |
Genelde, dokuz ay psikiyatrik bir hastanın zihinsel durumunun iyi ya da kötü, önemli bir derecede değişmesi için yeterli bir süre midir? | Open Subtitles | بصفة عامة هل تسعة أشهر من الوقت تكفي لتحديد الأمراض النفسية للمريض في حالته النفسية تتغير إلى حد كبير للأفضل أو الأسوأ؟ |
Bunu size söylemekten esef duyuyorum... ama bence onun şu durumunun sorumlusu büyük oranda sizsiniz. | Open Subtitles | آسفة أن أقول هذا لك لكني أعتقد أنك مسئول بشكل كبير عن حالتها العقلية الحالية |
Bilmiyorum. Söyledikleri tek şey durumunun kötüleştiği. | Open Subtitles | لا أعلم، فكل ما ذكروه هو أنّ حالتها أسوأ |
Evet, kendi durumunun ruhani bir olay olduğuna inandığını söyledi. | Open Subtitles | نعم، لقد قالت أنها مقتنعة بأن حالتها روحية |
Annem bana durumunun kötüleştiğini, kanserin kan dolaşımına karıştığını söyledi. | Open Subtitles | أمي أخبرتني بأن حالتك تسوء, أن السرطان تغلغل إلى دورة الدم. |
Bu tür bir rahatsızlık çok korkutucu olabilir, ama iyi haber şu ki durumunun geçici olma olasılığı çok yüksek. | Open Subtitles | ذلك النوع من الاضطراب مخيف جدا لكن الأخبار الجيدة هي حالتك حالة عابرة |
Ve ayrıca buradaki durumunun şartlara bağlı olduğunu gördüm. | Open Subtitles | أبي العزيز رأيت أيضا بأن وضعك هنا تحت الإختبار |
Rose Stagg'ın sağ salim bulunduğunu ve durumunun stabil olduğunu memnuniyetle bildiririm. | Open Subtitles | يسرني أن أعلن أنه تم العثور على "روز ستاغ" وأنها حية، وحالتها مستقرة. |
Nörolojik durumunun temiz bir çıktısı yok elimizde. | Open Subtitles | ليست لدينا صورة واضحة لحالتها العصبيه |
Kardan arkadaşımızla ilgili konuştun mu? Hastanenin telefonunu yönlendirip mesaj bıraktım babasının durumunun kötüye gittiğini söyledim. | Open Subtitles | مرّرت الرسالة عبر المستشفى، ويرد فيها أنّ حالة والده قد ساءت. |