Ama ben bir şey isteyince sanki bir duvarla konuşur gibi olurum. | Open Subtitles | اذا قلت شيئا ما فكأننى أكلم الحائط انها لا تسمع بالمره المرأه تعنى انها تنتظرك بالمنزل |
Sadece şu duvarla seviş, sapık. | Open Subtitles | لقد مارست الحب مع الحائط الآن أيها المنحرف |
Eğer kazanırsa ona duvarla ilgili istediğimiz her şeyi yaptırabiliriz. | Open Subtitles | إن ربح، سنستطيع إرغامة على فعل ما نشاء بشأن الجدار |
Etraftaki duvarla bir kaç, hoş Fransız posteri asabilir miyiz? | Open Subtitles | يمكننا وضع بعض الملصقات الفرنسية اللطيفة حول الجدار شيء من هذا القبيل؟ |
Onunla konuşmaya çalışıyorum fakat sanki bir duvarla konuşuyorum. | Open Subtitles | أحاول ان أتحدث إليها، لكن هذا كمحاولة الحديث إلى حائط |
Senle konuşmak kırık bir duvarla konuşmak gibi | Open Subtitles | فقط من التحدث معك شعرت كأنني أتحدث مع جدار محطم |
Genç fil anneler ve ninelerden oluşan koruyucu bir duvarla çevrili olarak huzur içinde uyuyor. | Open Subtitles | تنام الصغار هانئة محاطة بجدار واقي من الأمهات والجدّات |
Yeni kameralar aldılar ve duvarla aynı renge boyayıp gizlediler. | Open Subtitles | عندهم آلات التصوير الجديدة و يصبغونها بنفس لون الحائط |
Evet, bu varillerin duvarla aralarında boşluk var. | Open Subtitles | جل هده البراميل يوجد فراغ بيتها و بين الحائط |
May bize o çılgın duvarla çıktığın randevu hakkında belirli talimatlar verdi, eşlik etmek zorundaydım. | Open Subtitles | أنت ذاهب في موعد مع الحائط المجنون، علي أن أرافقك. |
Dönüş yaptığınızda duvarla aranızdaki uzaklığı koruyun. | Open Subtitles | حافظ على نفس بعد الحائط عندما تستدير |
duvarla. Büyük teyzem kurucu üyelerdendi. | Open Subtitles | مع الجدار , عمة جدتي لقد كانت عضوة مؤسسة |
Her gün en az bir saat bu duvarla çalışacaksın. | Open Subtitles | سدد على ذلك الجدار لساعة كل يوم، على الأقل. |
Dört sene önce, Pradeep'in katili duvarı açmış, cesedini içeri tıkmış... ..ve yeni boyanmış duvarla değiştirmiş. | Open Subtitles | قبل اربع سنوات,قاتل براديب قطع ذلك الجزء من الجدار,وضعه في الداخل ثم استبدل و اعاد دهن حائط الجص |
Dış duvarı ancak sağlam bir sur kapısı, gözetleme kulesi ve okçularla kaplı yüksek bir iç duvarla karşı karşıya kalmak için aşabilirsin. | Open Subtitles | يُمكنكِ إختراق الجدار الخارجي حتى تُصبحي مُحاطة ببوابة مُحصنة بشكل عظيم وجدار داخلي عال مُصطف بجانبه بروج الرماية |
Patlayan reaktör ve tank beton bir duvarla ayrılıyor. | Open Subtitles | الخزان والمفاعل الذين انفجروا يفصلهما حائط خرساني. |
Yüzlerce tonluk tehlikeli tükenmiş yakıt çubuğunun yalnızca beton bir duvarla çevrilmiş olması nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | مئات الأطنان من قوابض الوقود النووية، مُحاطة بـ حائط خرساني فقط، كيف يُعقل هذا؟ |
Her dönüşümde başka bir duvarla karşılaşıyorum. | Open Subtitles | حسناً , كل وقت أقوم بالدوران أرى جدار أخر |
Sanki duvarla konuşuyorum burada! | Open Subtitles | أشعر أنا أتحدث إلى جدار في الوقت الحالي. |
Kullandığımız bir teknoloji gözenekli bir duvarla ince, uzun ve küçük bir tüpten baloncukları geçmeye zorlamak, sonra da tüpleri bir vakum bölmesine alıyoruz, böylece baloncuklar mürekkepten ayrılmaya zorlanıyor ve çıkarılıyor. | TED | إحدى التقنيات التي نستخدمها هي دفع الحبر ليعبر خلال أنبوب رفيع وطويل وضئيل مع جدار مسامية، ثم نضع الأنابيب داخل غرفة مفرغة من الهواء، وبالتالي يمكن إخراج الفقاقيع من الحبر ومن ثم إزالتها. |
Bu şehir duvarla çevrilmiş olabilir ama bir hapishane olmak zorunda değil. | Open Subtitles | لعلّ المدينة محاطة بجدار لكن ليس من الضروري أن تكون سجناً |
Bu şehir duvarla çevrilmiş olabilir ama bir hapishane olmak zorunda değil. | Open Subtitles | ربما هذه المدينة محاطة بجدار ولكنها لا يجب أن يكون سجنًا. |