Ada, başarısız evliliğin ve o zamandan bu yana tüm olanlar nedeniyle inanılmaz bir duygusal ve psikolojik travma yaşadın. | Open Subtitles | الجزيرة و زواجك الفاشل و كل شئ يحدث معك منذ أن أتيت إلى سموليفل و مواجهتك الصعبه لصدمتك العاطفية والجسدية |
Aynı derecede duygusal ve spesifiklerdi ve aynı derecede kesin olarak ifade edilmişti. | TED | فهم بنفس درجة العاطفية والدقة، ويعبرون عن أنفسهم بنفس درجة اليقين. |
-Sen işine bak, bu duygusal ve üstümde baskı var. | Open Subtitles | اهتم بنفسك حسناً أنا مجرد عاطفي و يوجد هناك ضغط |
Bence herkesin bir duygusal ve fiziksel yeniden doğuşa ihtiyacı var. | Open Subtitles | إعادة إحياء عاطفي و نفسي من جديد |
Ve sen de düşünüyorsun, neden bu kadar zeki iken hayatın duygusal ve finansal zorluklarla dolu diye. | Open Subtitles | وتتسائل لما حياتك سلسلة لا تنتهي من الثقافة المنيعة و المشكال المالية والعاطفية |
Bu kadar duygusal ve ilgi bekleyen birini hayatta sevmezsin sen. | Open Subtitles | من المستحيل ان تُحبي أن تكوني مع رجل مُتطلب وعاطفي للغاية |
Öğrencilerimin sorunları var: Hayal bile edemeyeceğiniz sosyal, duygusal ve ekonomik sorunlar. | TED | يُواجه طلابي مجموعة من المشاكل: مشاكل إجتماعية وعاطفية واقتصادية لم تخطر على بالك قطّ. |
Araştırmalar beyinde üç bölgenin sosyal davranış ve kompleks zihinsel planlama, istemli hareket ve duygusal ve motivasyonel cevaplarla ilgili olduğunu gösteriyor. | TED | لقد أظهرت الأبحاث ثلاث مناطق في الدماغ تساهم بأوجه مختلفة في السلوك الاجتماعي والتخطيط الإدراكي المعقد، والحركة الإرادية، والاستجابات العاطفية و التحفيزية. |
Savaş tecrübesi, çocukların ciddi duygusal ve davranışsal problemler geliştirmesine neden olabiliyor. | TED | تركت تجارب الحرب الأطفال في مستوى عالٍ من خطر تطور المشاكل العاطفية والسلوكية. |
Ama aslında, bir erkek ve bir kadın esas itibarıyla aynı yerde olduğunda o anda sahip oldukları duygusal ve işlevsel ihtiyaçlar çok benzerdir. | TED | لكن حين يجتمع رجل وامرأة غالباً، تكون حاجاتهما العاطفية والوظيفية حينها، متشابهة للغاية. |
Dean'i iyileştirmem karşılığında İsa'dan benim duygusal ve ruhsal bekaretimi iyileştirmesini istemiştim. | Open Subtitles | بعدأنطلبتمنالسيدالمسيحباعادة بكارتي العاطفية والروحية كبديللمعالجةدين، |
Ne kadar duygusal ve... hareketli bir ölümdü, Cleaver. | Open Subtitles | كم هو عاطفي و ... محرك للموت يا كليفر |
Özellikle etkilenen bölgelerdeki çocuklarda duygusal ve ruhsal olarak bedeli çok ağır. | Open Subtitles | من الناحيتين الروحية والعاطفية على الأطفال في تلك المناطق المتأثرة. |
Bunu göz önüne aldığımızda, siz finalistler fiziksel, duygusal ve ruhsal testlere tabii tutulacaksınız. | Open Subtitles | ضعوا في الحسبان، ان المتأهلات سيخضعن لمجموعة اختبارات لتحديد قوتهن البدنية والنفسية والعاطفية |
Seslerin nasıl öğrenildiğini çalışarak, dilin geri kalanı için ve belki de çocukluktaki sosyal, duygusal ve kavramsal gelişim dönemleri için bir model oluşturabileceğimizi düşünüyoruz. | TED | ونعتقد بأنه من خلال دراستنا لكفية تعلم الأصوات, سيتولد لدينا نموذجاً لبقية اللغات, وربما للمرحلة الحاسمة التي يمكن أن تصاحب مرحلة الطفولة لتطوير المقدرات الإجتماعية والعاطفية والمعرفية. |
Görünüşe göre boşanma sizin için de duygusal ve kafa karıştırıcı bir durumda Oliver için ne kadar ağır bir durum olduğunu tahmin edebilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً من الواضح أن الطلاق مُربك وعاطفي إليكما لكن تستطعان تصوّر كم هو كبير بالنسبة لأوليفر |
duygusal ve zihinsel bir çöküntü yaşadım. | Open Subtitles | ـ كان لدي تحطم عقلي وعاطفي كامل |
Çok duygusal ve şairane olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون شاعري وعاطفي |
Gayet barışçıl bir bireyi oldukça duygusal ve zihinsel bir kaosa sürükleyebilir. | Open Subtitles | ذلك يمكنه إقحام شخصيبدوسلمياً.. لفوضى عقلية وعاطفية |