"duymadım" - Traduction Turc en Arabe

• أسمع
• اسمع
• أسمعك
• أسمعه
• سمعته
• أسمعها
• اسمعك
• يسمع
• أسمعكِ
• لَمْ أَسْمعْ
• نسمع
• اسمعه
• اسمعها
• أن سمعت
• أسمعهم

Hiç de duymadım. Tabi karımın anlattığının dışında. Karım bunu bir filmde görmüş.
أنا لا أسمع عن حتى أي شئ، ماعدا عندما زوجتي تخبرني الصور المؤثرة.

Hiçbir kimyasal maddenin de ölü bir adamı yürüttüğünü duymadım.
ولم أسمع من قبل عن محاليل كيمائية تجعل الأموات يمشون

O markayı hiç duymadım. Şöyle bir Gaz Prensesi'ne ne dersin?
لم أسمع عن هذه الماركة ما تحتاجين إليه هو أميرة الغاز

Siz benim isimimi biliyorsunuz ama ben sizi hiç duymadım.
كلكم تعرفون اسمي ولكن لم اسمع عن اي واحد منكم

Hayır, ben senin bundan bahsettiğini hiç duymadım, hepsi bu.
لا، لم أسمعك فقط تتحدث عنها هذا ما في الأمر

Gerçekte Katie'nin adını söyleyen birini duymadım, tabii benim dışımda.
أنا في الحقيقة لم أسمع أحدا يلفظ اسم كاتي سواي

Madem o kadar başarılıydın nasıl oldu da seni hiç duymadım?
لو كنتِ ناجحة بالفعل ، فلماذا لم أسمع بكِ من قبل؟

Gerçekten "hayır" dediğini duymadım. Ama öyle demek istediğine emindim.
لم أسمع الرفض فعلاً لكنّي كنتُ متأكّداً أنّه ما قصدته

Ben sadece,biz tasarım yaparken bir kez bile kocandan bahsettiğini duymadım.
فقط لأنني لم أسمع أنك تتحدثين عن زوجك و نحن نصمم

Radyomu bulduklarından beri hiçbir şey duymadım ben, ama güzel şarkı.
لم أسمع شيء منذ أن تعطل مذياعي. أغنية جميلة كما تعرف.

Bu yeni hastaneyi hiç duymadım ben de internetten baktım.
لم أسمع أبدا بهذا المستشفى لذا بحثت عنه وطبعت هذا

Şu ana kadar, 30 gümüş değerinde bir şey duymadım.
حتى الآن لم أسمع شيئا يستحق 30 قطعة من الفضة.

Yemin ederim bir şey duymadım! Kimseye bir şey söylemeyeceğim!
أقسم لك بأنني لم أسمع شيئًا ولن أقول لهم شيئًا

Gidene kadar konuşup durdu ama tek kelimesini bile duymadım.
كان يتكلم طوال الطريق للأعلى لم أسمع كلمه مما قال

Daha önce böyle bir şeyi yapabilen hiçbir canlı duymadım.
انا لم اسمع ابداً اي واحد يمكن ان يفعل ذلك

Bu sahte taş parçasını elime geçireli,bir yıldan fazla oldu, ve gerçek düğün tarihine ilişkin hiçbir şey duymadım.
مر أكثر من عام منذ أن وضعت هذه الصخرة المزيفة على يدي ولم اسمع شيئاً عن موعد زفاف حقيقي

Gerçekten, bu kelimelerin hiçbirinin daha önceden ağzından çıktığını duymadım.
حرفيا لم اسمع اي من هذه الكلمات منك من قبل

Jay, beş senedir birlikteyiz fakat yazmayla alakalı bir şeyden bahsettiğini hiç duymadım.
جاي,انا معك منذ 5 سنوات و لم أسمعك تذكر شيئا عن الكتابة مطلقا

", "Muhtemelen o bir şey söyledi ama ben duymadım.
أتعرفون؟ من المحتمل أنه قد قال شيئاً ما ولم أسمعه جيداً.

Daha The Banner'ın iftira dolu kampanyalarından kurtulan bir kişi duymadım.
لم أعف شخص استطاع أن ينجو من حملات بانر لتشويه سمعته

Ama onun asla yardım haykırışlarını duymadım ve şimdi Susie yok.
ولكني لم أسمعها تصرخ طلباً للمساعدة والآن ماتت سوزي.

Şimdiye kadar, kimseye öncülük etme işini bitirmesini söylediğini asla duymadım.
حتى الآن، لم اسمعك أبدًا تقول لأي احد أن يغلق تقدّم.

Bir ARGE şirketi çok küçük, Onları hiç duymadım... Ve ben herkesi duymuşumdur.
مؤسسة نظم غذائية جد صغيرة لحد أن أحدا لم يسمع بها

Dikkatli olmuşsun, gittiğini bile duymadım.
لقد كنتِ حذرة, أنا لم أسمعكِ عندما غادرتِ

Ah merhaba. Geldiğini duymadım.
أوه، مرحباً, أنا لَمْ أَسْمعْ و أنت تدخل الى هنا

" Görmedim, duymadım." İşte bu en iyi klan politikasıdır.
لم نرَ شيء، لم نسمع شيء. ذلك أفضل طريق للعشيرة.

duymadım ama davranışlarına bakınca çok belli oluyor.
لم اسمعه لكن برؤية كيف تتصرفين فهو و اضح

Onları duymadım patron... ama sevdalılar gibi koklaştıklarını gördüm.
لم اسمعها يا رئيس الشرطى كان يستمع بانتباه

Hayır, hiç duymadım. Neler olduğundan haberin var, değil mi?
كلا، لم يسبق أن سمعت بها، أنتم تعرفون ماذا يحصل هنا، صحيح؟

Lanet olsun, geldiklerini bile duymadım.
بحق الجحيم ، لم أسمعهم قادمين حتى