İnanabiliyor musunuz, burada çalışmaya başlamadan önce bunu hiç duymamış? | Open Subtitles | أتصدقين أنه لم يسمع عن هذا قبل أن يعمل هنا؟ |
Çöp kutuları, mazgallar. Ama kimse de silah sesi duymamış. | Open Subtitles | سلات النفايات، مصارف المياه لكن لم يسمع أحد طلقة أيضاً |
İki yıl önce acai'yi hiç duymamış olman sence de garip değil mi? | Open Subtitles | لا أعتقد أنه أمر غريب أنه منذ عامين أنك لن يسمع حتى أكي؟ |
Bu olaylardan uzak durmak istediğimi daha önce söylediğimde, duymamış mıydın? | Open Subtitles | الم تسمع ما قلت؟ إن كنت أرغب بالبقاء في خَيَال ؟ |
Kimse hiç bir şey görmemiş duymamış ve hiç kimse polise konuşmuyor. | Open Subtitles | لا أحد سمع شيء، لا أحد رأى شيء، ولا أحد تحدّث للشرطة. |
Pekâlâ, bizi duymamış olanlar için: Korsan Partisi olarak, İnternet'e bayılıyoruz. | TED | إذاً، للذين لم يسمعوا بنا: في حزب القرصان، نحن نُحب الإنترنت. |
Kimse bir şey görmemiş ya da duymamış. Güzel bir başlangıç oldu. | Open Subtitles | لم يرَ أحدٌ أي شيء، لم يسمع أحدٌ أي شيء انطلاقة مبشرة |
Bir sürü konuk varmış ama hiçbiri odaya giren birini duymamış. | Open Subtitles | و الكثير من النزلاء لم يرى أو يسمع أحدهم أي دخلاء |
Bazılarınız Dr.King in suikaste uğradığını duymamış olabilir | TED | ربما لم يسمع البعض منكم ان دكتور كينغ قد اغتيل, |
Ben sadece bu şeyleri merak ediyorum. Sanırım aşağı yuvarlandığını hiç kimse duymamış. | Open Subtitles | انتابني فقط بعض الفضول أظن لم يسمع أحد شيئاَ حينما سقط |
Birçoğunun adını duymamış olsak da, onlar çağımızın algısını derinden etkilediler. | Open Subtitles | الذين حتى وإن لم يسمع بهم مُعظمنا، كان لهم تأثيراً عميقاً على طبيعة عصرنا، |
Makineli silahların sesini duymamış. | Open Subtitles | قال أنه لم يسمع المدافع الرشاشة الغناء في هذه الحرب. |
Hiç duymamış. O, arabalar hakkında her şeyi bilir. | Open Subtitles | لم تسمع عنه أبداً وهي تعرف كل شيء عن السيارات |
Ne dediğimi duymamış olabilirsin. Ben DEA'denim. | Open Subtitles | حسنآ, يبدو انك لم تسمع ما قلت, أنا شرطى أتعرف ما يعنيه ذلك؟ |
Babam hakkında birşey duymamış gibi davrandı fakat dolabının üzerinde bu resmi buldum. | Open Subtitles | لقد تظاهرت انها لم تسمع اخبار منه و لكنى وجدت تلك الصورة |
Okul parkında, hiç kimse, şüpheli bir şey duymamış veya görmemiş. | Open Subtitles | ما من أحد في ساحة سيارات المدرسة سمع أو رأى شيء مُريب. |
Okul parkında, hiç kimse, şüpheli bir şey duymamış veya görmemiş. | Open Subtitles | ما من أحد في ساحة سيارات المدرسة سمع أو رأى شيء مُريب. |
İşte size Öklit'in paralel postülatını hiç duymamış iki yaratık -- postülata karşı gelmenin imkansız olduğunu bilmiyorlardı, sadece karşı geliyorlardı. | TED | هنا مخلوقان لم يسمعوا قط بمسلمات اقليدس الموازية لم يعرفوا أنه مستحيل إنتهاكها، وهم ببساطة يحققانها. |
Biliyor musunuz, bunu daha önce hiç duymamış değilim. | Open Subtitles | أتعلمين ، أنا لم أسمع مثل هذا الكلام من قبل |
Birazcık dahi komik bir şey söylerse, daha önce hiç bu kadar komik bir şey duymamış gibi gül. | Open Subtitles | لو قالَ أيّ شيءٍ مُضحك,إضحكِ وكأنكِ لمْ تسمعي شيئًا مُضحِكًا كالذي قاله. |
Sormamın sebebi son zamanlarda adının geçtiğini hiç duymamış olmam. | Open Subtitles | أنا استفسر فقط لأن لم اسمع عنك في الأرجاء مؤخراً |
Jamba Juice'u hiç duymamış olmanıza inanamıyorum. | Open Subtitles | صحيح .. لاأستطيع التصديق أنكم لم تسمعوا بـ عصير جامبا |
Kimse onun adını duymamış. | Open Subtitles | ولا أحد سَمعَ عنه أبداً، أَعْرفُ. |
Profesör bunun bir dil olduğunu söylüyor. Ama konuşulduğunu hiç duymamış. | Open Subtitles | البروفيسور يقول انها لغة لم يسمعها تنطق بصوت عالي من قبل في حياته. |
Bunu söylediğini duymamış olayım. Senden hoşlanmaya başlamıştım. | Open Subtitles | أتمنى أنني لم أسمعك تقول هذا لقد بدأت أحبك |
Kayıtlara göre yolun iki tarafına da bakmış fakat kamyonun çalan kornasını duymamış. | Open Subtitles | في التقرير قالوا أنه رأى في كلا الجانبين ولكنه لم يستطع سماع الشاحنة وهي تنبهه |
Ama ne zaman her şeyin bittiğini söylesem beni duymamış numarası yapıyor. | Open Subtitles | . لكن عندما أخبره أن الأمر أنتهى . يتظاهر بأنه لم يسمعني |
Bunu daha önce duymamış olan şanslı kişilere söyleyebileceğim sesi Brüksel lahanası nasıl ses çıkarırsa öyledir tabii Brüksel lahanaları konuşabilseydi. | Open Subtitles | الى الشخص المحظوظ الذى لم يسمعه أقول له : تخيل كيف يكون صوت كرنب صغير |
Blair sana seni sevdiğimi söyledim, ve sen beni duymamış gibi davrandın. | Open Subtitles | ..بلير ، لقد أخبرتك بأني أحبك وأنتِ تظاهرتِ بأنك لم تسمعينني |