Geceyarısıyla, sabah saat 4 arası eşiyle birlikte evde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنّه كان بالمنزل برفقة زوجته بين منتصف الليل والرابعة صباحاً |
Evet, çocuklarını kaybeden diğer aileler gibi o ve eşiyle de defalarca görüştüm. | Open Subtitles | نعم تحدثت معه ومع زوجته عدة مرات ومع كل العائلات التي خسرت أطفالها |
Şimdi Howard'ın torunları var ve eşiyle haftada bir salon dansı dersleri alıyorlar. | TED | إن هاورد جد لحفَدةٍ صغارٍ الآن، ويتلقى دروسًا أسبوعية في قاعة رقص بصحبة زوجته. |
Üstünüzün eşiyle olan bu münasebetiniz polis kuvvetlerini küçük düşürmektedir. | Open Subtitles | سلوكك المخلّ بالآداب مع زوجة رئيسك قد دهورت قوّة الشرطة. |
Bil bakalım kim Başkan Gainey'nin eşiyle bir anlaşma yaptı? | Open Subtitles | خمن من عقد صفقة الليلة مع زوجة العمدة جيني ؟ |
Gösterişli bir ziyafet verilecek, vali ve eşiyle de fotoğraf çektireceğiz. | Open Subtitles | سيكون هناك حفل عشاء ضخم، وسنأخذ صورة مع رئيس البلدية وزوجته. |
Bu gece bize eşiyle sadece telefon seksi yaptıklarını söyledi. Muhtemelen adam kadının böcek gözlerine bakmak istemiyordur. Hey, bekle bir dakika. | Open Subtitles | الليلة أخبرتنا ان هى و زوجها يمارسون الجنس عبر الهاتف فقط ربما لأنة لا يريد ان ينظر الى عيون الحشرة أنتظرى لحظة |
Elvis iki veya üçü insanlık alanı sahipti, oldukça benzersiz çünkü hem eşiyle hem de annesi ile Graceland'te yaşamıştı. | TED | وكان لدى "إلفيس" فسحتين أو ثلاث٬ وهذا شيء فريد من نوعه لأنه كان يعيش مع زوجته وأمه في "غرايس لاند". |
- eşiyle hoş bir sohbetimiz oldu. - Hoş sohbeti kocasıyla yapmış olmalıydın. | Open Subtitles | كان لى حديث لطيف مع زوجته كان يجدر بك أن يكون حديثك اللطيف معه هو |
Onun eşiyle bu şartlar altında bir adam adına konuşup... İlgilenmek ona iyi gelecektir.. | Open Subtitles | ان تتحدث عن رجل الى زوجته فى مثل هذه الظروف |
Şimdi kendi yuvasına döndü ve ilk eşiyle birlikte yuvadaki yavrulara bakıyor. | Open Subtitles | الآن يعود بجانب عشه ومع زوجته الأولى يعتني بالصغار التي أشغلت العش الآن. |
Çünkü Bay Ralph o sırada çardakta eşiyle birlikteydi. | Open Subtitles | و الذي عرفنا أنه بذاك الوقت كان في المنزل الصيفي مع زوجته |
Onun nefesinin nüfuz ettiği bu gölgeler eşiyle birlikte gitmişti. | Open Subtitles | هذه الظلال بيوم ما كانت قد بُعثت للحياة بنَفَسٍ دافئ وتحركت بانسيابية بجانب زوجته |
De Carlo' yu 144 Abbey Crescent' e giderken gördüm... orada bir saat 22 dakika Bay Dean' in eşiyle konuştu." | Open Subtitles | شاهدت قس يدعى دى كارلو يذهب الى 144شارع آبى كرسنت حيث قضى ساعه و 22 دقيقه يتحدث الى زوجة مستر دين" |
- Başkanın eşiyle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | سنتطرق لذلك لاحقاً أود التحدث مع زوجة الرئيس كلا |
O sabah Savcı Bey eşiyle tartışmışsa başın belada demektir. | Open Subtitles | إذا ان كانت زوجة المدعي العام حرقت فطورها في ذلك الصباح، لقد تم اغتصابك أنت ذهبت للخير |
Mr.Goldschmidt'in William Walker'ın eşiyle görüşmek için vakti eminim vardır. | Open Subtitles | أعتقد ان السيد "غولدشميت" سيجد الوقت لمقابلة زوجة وليام والكر |
O ve eşiyle bunu konuşmak için Fancie'nin Yeri'nde yemek yemek istediğini söyleyeceksin. | Open Subtitles | وأنك ترغب في تناول الغذاء معه هو وزوجته في الخارج لتتحدثا في الأمر |
Kadın günü eşiyle başlayıp, eşiyle bitirmek ama erkekler her güne başka bir kadınla başlayıp, bir başkasıyla bitirmek ister. | Open Subtitles | يبدأ يوم المرأة مع زوجها وينتهي معه كذلك ولكن يريد الرجال أن يبدأ يومهم مع امرأة وينتهي مع امرأة أخرى |
Adam eşiyle görüntülü konuşma yapmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | هذا الرجل يرسل رسالةَ لزوجته يخبرها أنه يطلب دردشة فيديو |
Şişman eşiyle kiliseye gidiyor, zenci kız arkadaşıyla seks yapıyor. | Open Subtitles | الكنيسة مع الزوجة السمينة الجنس مع الصديقة الزنجية |
1991'de eşiyle üvey kızı trafik kazası sonucu ölünce Lake Worth'e taşınmış. | Open Subtitles | انتقل من هناك لبحيرة وورث سنة 1991 بعد مقتل زوجتة و ابنة زوجته فى حادث سيارة |
Kızının benimle olmasındansa, onu döven eşiyle olması daha iyiydi. | Open Subtitles | كانت تفضّل بقاء أمك مع زوج يضربها عن البقاء معي |
Papazın eşiyle sanki kardeş gibiler. | Open Subtitles | إنهم الأخ والأخت غير الأشقاء لزوجة الكاهن |
"Bir erkek eşiyle beraber olmalı ve ikisi tek bir vücut olmalı." | Open Subtitles | الرجل يجب أن يتصل بزوجته , و يصبح الإثنان شخصاً واحداً |