Üzgünüm, ama burada işler biraz karışık. Babam, annemin eşyalarının üstesinden gelemiyor. | Open Subtitles | آسف، الوضع هنا مزري فوالدي لم يتعامل مع أي من أغراض أمي. |
Babamın eşyalarının arasında buldum. Senin olsun. | Open Subtitles | عثرت على الأسطوانة بين أغراض والدى بإمكانك أن تأخذها |
Şimdiye kadar hepsi temizlenmiştir. eşyalarının çoğu apartmanın alt katındaki dairenin tavanından düştü. | Open Subtitles | حسناً، على الأرجح أنه نظيف الآن معظم أغراضه انهالت عبر سقف الشقة السفلية |
Poliçe muhtemelen kişisel eşyalarının arasındadır. | Open Subtitles | من المحتمل أن تجدى البوليصة بين أغراضه الشخصية |
Cevap orada, biliyorum. Evimde annemin eşyalarının olduğu bir kutu var, dönmemiz gerek. | Open Subtitles | الجواب هُناك، أعلم ذلك، لديّ صندوق يحوي أغراضها في شقتي، علينا أن نرجع. |
İkincisi ise, eşyalarının arasında bulduğumuz uzaktan kumandanın üstündeki kısmi parmak izi. | Open Subtitles | إنّ الثانية الجزئيون هم يفتيد من المفجر البعيد وجدنا بين أشيائك. |
Babamın eşyalarının olduğu sandığı yarın getirmenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تحضري الصندوق الذي يحتوي حاجيات أبي غداً |
Ama bayıldığım zaman her şeyin kaybolduğunu ve yerlerine bir çocuğun eşyalarının geldiğini gördüm. | Open Subtitles | لكن في رؤياي، كلّ شيء قد أختفى وحل مكانه أغراض فتى صغير. |
Ve,biliyorsun ki çocuğu olan tüm kız arkadaşların kullanılmış eşyalarının hepsini bana verdiler. | Open Subtitles | وهل تعرفين كل أصدقائك الذين أنجبو أطفال أعطني كل أغراض أطفالهم المستعملة |
Her konukla görüşülüp şahsi eşyalarının kaybolup kaybolmadığı soruldu. | Open Subtitles | لقد تمّ الإتّصال بجميع الضيوف وتمّ سؤالهم لو كانوا قد فقدوا أيّ أغراض شخصيّة. |
Sadece bu sabah eşyalarının kalanını almaya geldi. | Open Subtitles | لقد جاء إلى هنا في الصباح لأخذ بقية أغراضه |
eşyalarının büyük bir kısmı oradaydı, ama biz çoğunu dışarı attık. | Open Subtitles | ،مازال يخزن أغلب أغراضه هناك ولكننا أخرجنا غالبيته |
Bulmam gerek. Valizini ve eşyalarının bazılarını almış. | Open Subtitles | أحتاج لذلك, حقيبتها اختفت وبعض من أغراضها |
Sanıyorum ki mayosunu oteldeki diğer eşyalarının arasında buldunuz, değil mi? | Open Subtitles | أظن أنك وجدت ملابس السباحة من ضمن أغراضها في الفندق, أيضاً, صحيح؟ |
O yüzden şehre inip dairesinden tüm eşyalarının buraya getirilmesini sağlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أقصدي المدينة واعملي على شحن كل أغراضها من شقتها إلى هنا |
eşyalarının arasında hamilelik testi buldum. | Open Subtitles | بينما كنت أبحث فى أشيائك وجدت إختبار الحمل أنتِ تتوقعين |
Bu Lorraine'in. eşyalarının burada tozlanmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | انه يخص لورين لقد تركتِ اشيائها تلتقط الغبار هناك |
Eşyalarımın sahibi sen değilsin. eşyalarının sahibi ben değilim." | Open Subtitles | فأنت لا تملكين اغراضي " "ولا أملك اغراضك |
Misafir odasındaki dolabın içinde eşyalarının olduğu bir ya da iki tane kutu var. | Open Subtitles | هناك علبة أو علتين من أشياءك ما زالت في خزانة غرفة الضيوف |
Kraliçe, eşyalarının bu gece mavi odaya taşınmasını istiyor. | Open Subtitles | الملكة تريد نقل كل أشيائها إلى غرفة الولاية الزرقاء. |
Yaşayacak bir yer bulur bulmaz, eşyalarının geri kalanını yollayacağım. | Open Subtitles | عندما تجد مكان للعيش في أقرب وقت، سوف أرسل لك باقي أغراضك. |
eşyalarının ön tarafta olduğunu gördüğüne de eminim. | Open Subtitles | كما أني متأكدة أنك رأيتِ أغراضكِ في المقدمة |
Babamın eşyalarının olduğu sandığı yarın getirmenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تحضري صندوق مقتنيات والدي غداً |
O dosyaya bakan dedektifin eşyalarının arasındaydı. - Eşyaları mı? | Open Subtitles | وجدته ضمن مُمتلكات المُحققة الرئيسيّة. |
Büyükannesinin eşyalarının tutulduğu konteynır. | Open Subtitles | نفس وحدة التخزين التي كانت فيها اغراض جدته |
Sahip olduğu eşyalarının gömülmesi sembolikti, bir ayindi. | Open Subtitles | ودفن ممتلكاتها كان رمزيا ، كان من الطقوس |